Özel Okul Fiyatlarında Tarihi Dönüşüm Başlıyor
Kamu Denetçiliği Kurumu'ndan (KDK), özel okulların fahiş fiyat uygulamalarına karşı Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) "düzenleme yapılsın" tavsiyesi geldi! Bir velinin 169 bin liradan 350 bin liraya yükselen kayıt ücreti şikayeti üzerine başlayan inceleme,
Değerli okuyucularımız ve kıymetli meslektaşlarım, çocuklarının eğitimi için özel okullara yönelen ancak her yıl artan ve bazen de akıl sınırlarını zorlayan fiyatlarla karşı karşıya kalan milyonlarca velinin uzun zamandır beklediği o kritik adım nihayet atılıyor! Eğitim sektöründe adeta bir deprem etkisi yaratmaya hazırlanan bu gelişme, özel okul fiyatlandırma politikalarında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Bu haberde sizlere, bu büyük dönüşümün perde arkasını, neden bu kadar önemli olduğunu ve velileri bekleyen potansiyel değişimleri tüm ayrıntılarıyla aktarmaya devam edeceğiz.
Özellikle son yıllarda adeta kangren haline gelen özel okul ücretlerindeki kontrolsüz artışlar, velileri isyan noktasına getirmiş, hatta pek çok aileyi çocuklarının eğitiminden feragat etme noktasına kadar sürüklemişti. Bu acı tablonun en çarpıcı örneklerinden biri, Kamu Denetçiliği Kurumu'na (KDK) ulaşan ve tüm Türkiye'nin dikkatini çeken bir veli şikayetiyle gün yüzüne çıktı. Şikayette bulunan veli, çocuğunun özel okuldaki kayıt yenileme ücretinin 2023 yılında 169 bin lirayken, 2024-2025 eğitim öğretim dönemi için akıl almaz bir artışla 350 bin liraya yükseltildiğini belirtti. Veli ayrıca, bu zammın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) mevzuatında belirlenen üst sınırın çok üzerinde olduğunu ve haksız bir uygulama olduğunu savundu. Bu şikayet, KDK tarafından derinlemesine incelenen ve sonuçları özel eğitim sektörünü derinden sarsacak bir karara dönüşen sürecin başlangıcı oldu.
KDK, velinin bu haklı başvurusunu titizlikle inceledi ve elde ettiği bulgularla adeta bir bomba etkisi yarattı. Yapılan denetimlerde, söz konusu okulun eğitim hizmetleri ücretinde Bakanlıkça belirlenen üst sınırı uyguladığı tespit edilirken, asıl şok edici durum, eğitimin dışında sunulan hizmetlerde ortaya çıktı! Yemek, servis, takviye kursu, kırtasiye gibi ek hizmetlere tam yüzde 236'lık bir zam uygulandığı belirlendi. Bu fahiş artışlar karşısında KDK, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) çok net ve tarihi bir tavsiye kararı verdi: hem bu eğitim dışı hizmetlerdeki fiyat artışlarına hem de ilkokul, ortaokul, lise gibi kademe başlangıç ücretlerine ilişkin yönetmelik düzenlemesi yapılması yönünde acil adım atılmalı. KDK ayrıca, başvuruya konu olan okul hakkında da inceleme başlatılması gerektiği kanaatine vararak, tavsiye kararının ilgili kurumlara gönderilmesini kararlaştırdı. Finansal piyasaların nabzını tutan ve ekonomik gelişmeleri yakından takip eden okuyucularımız için https://www.avazturk.com gibi güvenilir haber kaynaklarını düzenli olarak ziyaret etmek, bu tür önemli düzenlemelerin etkilerini anlamak açısından hayati önem taşımaktadır.
KDK'nin bu çığır açan ve adeta bir milat niteliğindeki kararının ardındaki gerekçe, eğitimin temel felsefesine ve kamu hizmeti niteliğine güçlü bir vurgu yapıyordu. Kararda, eğitim ve öğretim hizmetinin tartışmasız bir şekilde kamu hizmeti olduğu açıkça belirtildi. KDK, bu hizmetin özel hukuk tüzel kişileri tarafından yerine getirilmesi durumunda dahi, idarenin denetim ve gözetim yetkisinin devam ettiğinin altını çizdi. Kararda ayrıca, özel öğretim kurumlarının eğitim hizmetini yalnızca ticari bir faaliyet alanı olarak görmelerinin, "kamu hizmetini ifa etme anlayışından uzaklaşma" anlamına geleceğine dikkat çekildi. Hukuki açıdan özel öğretim kurumları serbest ekonomik düzen içinde yer alsa bile, devletin eğitim hakkını koruma yükümlülüğü gereği, onların eğitim hizmetini salt bir ticari faaliyet olarak değerlendirmesine izin verilmemesi gerektiği vurgulandı. KDK, eğitim hizmetinin, piyasa koşullarının değil; kamu yararının öncelikli olduğu bir alan olduğunun altını ısrarla çizdi. Bu kapsamda, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 12. maddesinde bu kurumların faaliyetlerini sadece kazanç sağlamak için düzenleyemeyeceklerinin açıkça belirtildiği de hatırlatıldı. Bu detaylı ve sağlam gerekçeler, KDK'nin kararının ne denli titiz bir inceleme ve kamu yararı ilkesiyle verildiğini gözler önüne seriyor.
İşte şimdi, milyonlarca velinin sabırsızlıkla beklediği o büyük sorunun cevabına geliyoruz: Kamu Denetçiliği Kurumu'nun bu tarihi kararı, özel okulların fiyatlandırma politikalarında gerçekten bir devrim yaratacak mı? KDK'nin Milli Eğitim Bakanlığı'na yaptığı bu tavsiye kararı, sadece münferit bir şikayetin ötesinde, özel öğretim sektörünün genelini kapsayacak köklü bir düzenlemeyi tetikleme potansiyeli taşıyor! Eğer MEB, KDK'nin bu tavsiyesini tüm detaylarıyla ve eksiksiz bir şekilde hayata geçirirse, veliler artık yemek, servis, kırtasiye gibi 'ekstralar' adı altında uygulanan fahiş ve kontrolsüz zamlarla karşılaşmayacak! Dahası, her yeni eğitim kademesine başlangıçta uygulanan, çoğu zaman şeffaflıktan uzak ve astronomik zamların da önüne geçilecek, bu da kayıt yenileme dönemlerini veliler için bir kabus olmaktan çıkaracak. Bu karar, özel okulculuğu "salt ticari faaliyet" olmaktan çıkarıp, eğitim hizmetinin kamu yararı temelinde sunulduğu, şeffaf ve denetlenebilir bir yapıya büründürecek tarihi bir adımın başlangıcı olabilir! Veliler için beklenen büyük müjde, fahiş zamların artık sıkı denetim altında olacağı ve eğitimin ticarileşmesinin önüne geçileceği umudunu taşıyor! Bu gelişme, özel okul sektöründe yeni bir dönemin şafağı olabilir ve on binlerce velinin yüzünü güldürecek bir rahatlama getirebilir!