Özel'den Erdoğan'a Sert Sözler, Arşiv Görüntüleri İzletildi
CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingleri İzmir'de devam etti. 19 Mayıs'ta Gündoğdu Meydanı'nda toplanan binlerce/milyonlarca yurttaşa seslenen CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert eleştiriler yöneltti ve arşivden "çelişkili"...
Türkiye siyasetinin nabzı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından düzenlenen ve her hafta Cumartesi günü gerçekleştirilen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingleriyle atıyor. Bu haftanın büyük buluşması, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın anlam ve önemiyle birleşerek, kurtuluşun ve zaferin şehri İzmir'de gerçekleşti.
19 Mayıs 2025 tarihinde, saatler 19.19'u gösterdiğinde, İzmir'in sembolik noktalarından biri olan Gündoğdu Meydanı, binlerce, hatta CHP lideri Özgür Özel'in ifadesiyle "milyonlarca" yurttaşı ağırladı. Coşkulu kalabalık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz, adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz ve de asla vazgeçmeyeceğiz" sözleri eşliğinde "Her şey çok güzel olacak" sloganları attı.
Miting öncesinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs vesilesiyle Ankara'da Anıtkabir'i ziyaret etti. Ardından Ankara'dan İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na geldi. Miting alanına ise deniz üzerinden, 'Atatürk 1881' adlı vapurla geçerek dikkat çekti.
Mitingin açılış konuşmasını yapan CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Gündoğdu Meydanı'nı dolduranları "güzel yurdumun iyi kalpli, vicdanlı, aydın insanları" diyerek selamladı ve "Hoş geldiniz" dedi. Bugünün 19 Mayıs olduğunu ve bunun 106 yıldır kendileri için çok özel ve değerli bir gün olduğunu vurgulayan Tugay, Mustafa Kemal Atatürk'ün işgal ve zulüm altındaki ülkeyi kurtarmak için ilk adımı attığı gün olduğunu belirtti. 19 Mayıs'ın, onurlu halkın esarete hayır dediği, "ya istiklal ya ölüm" diyerek ayağa kalktığı gün olduğunu ifade etti. İzmir'in kurtuluşun ve zaferin şehri olduğunu hatırlatan Tugay, Milli Mücadelenin en ağır işgalini yaşamış, işgalin ilk iki gününde 5 bin insanın katledildiği, ancak kurtuluşa kadar mücadelesinden vazgeçmemiş insanların şehri olduğunu söyledi. İzmir'in direnişin şehri olduğunu vurguladı. Esareti yaşadığı için özgürlüğün değerini bildiğini, İzmir'in özgürlüğün şehri olduğunu belirtti. İzmir'in haksızlıklara boyun eğmediğini ve baskıya teslim olmadığını söyledi. İzmir'in değerini bilenlere ve değerlerine sahip çıkanlara ne mutlu diyerek, bugünün dünün, bugünün ve yarının gençlerinin bayramı olduğunu, bayramın kutlu olmasını diledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet daim olmasını temenni etti. Atatürk'ün Nutuk'ta ulusun vicdanında gelişme yeteneği olduğunu anladığını ve bu gerçeği ulusal bir sır gibi içinde sakladığını söylediğini aktaran Tugay, Atatürk'ün ulusa inandığını ve milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararlılığının kurtaracağını söylediğini hatırlattı.
Mitingde, şu anda Silivri'de tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mesajı, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu tarafından yüzbinlere okundu. İmamoğlu mesajında, "Güzel İzmir’in güzel insanları, Gündoğdu Meydanı’nı Ege’nin tüm renkleriyle dolduran kıymetli yurttaşlarım, geleceğimizin umudu sevgili gençler; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun" diyerek başladı. Tam 106 yıl önce, 1919’un o karanlık günlerinde, bir milletin makûs talihini değiştiren bir adım atıldığını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak, bir ulusun kurtuluş ve haysiyet yürüyüşünü başlattığını ifade etti. O gün Samsun’da başlayan yürüyüşün, Amasya’da kararlılıkla şekillendiğini, Sivas ve Erzurum’da halkın desteğiyle taçlandığını, Ankara’da Meclis’le milletin iradesi olduğunu, kurtuluşun ve kuruluşun şehri İzmir’de ise milletin zaferi olarak tarihe geçtiğini anlattı. Bugün burada, onun başlattığı kurtuluş mücadelesinin izinden gidenlerin, yeni bir uyanışın, yeni bir direnişin, yeni bir kurtuluşun adımını İzmir’den attıklarını söyledi. İmamoğlu, o gün emperyalizme karşı ayağa kalkan bir millet olduğunu, bugün de adaletsizliğe, eşitsizliğe, ayrımcılığa, halkı yoksulluğa mahkûm eden düzene karşı ayağa kalkan bir millet olduğunu vurguladı.
İmamoğlu mesajında, o gün Samsun’dan yola çıkan umudun, 19 Mart’tan bu yana, her gün başka bir meydandan başka bir şehirden yükseldiğini belirtti. Milletin sesinin, bugün de İzmir’den yükseldiğini ifade eden İmamoğlu, İzmir’in bu ülkenin ilk kurşunu sıktığı, son kalenin hep ayakta kaldığı yer olduğunu söyledi. Bugün bu şehirden yükselen sesin, sadece bir bölgenin değil, bütün Türkiye’nin kaderini değiştirecek güce sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin kaderini değiştirmenin göze zor görünse de, istikbalini yeniden inşa etmenin imkansız görünse de, umutsuzluğa düşüldüğü anlarda; yorgun, kırgın ve yoksul halde vatan savunmasına kendini adayan Türk milletini hatırlamak gerektiğini yazdı. Ahval ve şeraitin en karanlık zamanlarında, bu topraklarda yeni güneşler doğacağına inanıp, canını dişine takan milli mücadele kahramanlarını hatırlama çağrısı yaptı. İmamoğlu, bu ülkenin kaderinin ya değişeceğini ya da değişeceğini kesin bir dille ifade etti ve "Artık yeter!" dedi. Bu milletin, imkanlara, kaynaklara sadece bir avuç kişinin ulaştığı, diğer herkesin ekonomik, hukuki ve toplumsal eşitsizliklere maruz kaldığı bir düzende yaşamak zorunda olmadığını, bu toprakların ayrımcılığa, kayırmacılığa mahkûm olmadığını belirtti. Bu nedenle, her meydanda "Kurtuluş yok tek başına" diye haykırdıklarını, kurtuluşun tek başına olmadığını vurguladı. Herkesin özgür, adil ve müreffeh bir hayat süreceği günlere hep birlikte mücadele ederek kavuşacaklarını söyledi. Güçlü, demokratik devlet anlayışıyla ekonomiyi ayağa kaldıracaklarını, İzmir’i ve Ege’yi yeniden üretimin, tasarımın, ihracatın, tarımın ve teknolojinin merkezi yapacaklarını vaat etti. Herkese iş, her haneye huzur, her çocuğa gelecek sunacaklarını belirtti. Bu mücadelenin sadece bir seçim mücadelesi olmadığını, yeni bir kurtuluş mücadelesi olduğunu ifade eden İmamoğlu, milletin iktidarını kurmaya, milletiyle barışık, halkına hesap veren bir yönetimi inşa etmeye geldiklerini söyledi. Yeniden eşitlik, yeniden adalet, yeniden kardeşlik için geldiklerini, gençliğin vicdanıyla, enerjisiyle, cesaretiyle geldiklerini, gençlerin düşledikleri hayatı burada, kendi vatanlarında, kendi elleriyle kursunlar diye geldiklerini belirtti. "Biz kazanacağız. 86 milyon vicdanlı yurtsever kazanacak. Hak yemekten korkan, ama asla hakkını yedirmeyenler kazanacak. Adalet, haysiyet ve cesaret kazanacak" diyerek mesajını sonlandıran İmamoğlu, İzmirlilere "Haydi İzmir; kurtuluş yok tek başına, hep birlikte görev başına…" diyerek seslendi.
İmamoğlu'nun mesajının ardından kürsüye çıkan CHP lideri Özgür Özel, konuşmasına Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirinden "Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim" dizelerini okuyarak başladı. "Canım İzmir, güzel İzmir, çocukluk aşkım, ilk sevgilim, hep sevdiğim, ilk kurşunu da son kurşunu da atan, düşmanı denize döken İzmir" diyerek şehre olan bağını dile getirdi. İlk kurşunu atan Hasan Tahsin'in cesaretini, düşman bayrağını görünce yerden alan Mustafa Kemal’in asaletini taşıyan bir şehir olduğunu, denizin mavi, yüreklerin kırmızı beyaz olduğu İzmir'i selamladı. Çocuk yaşta geldiği, büyüdüğü, okuduğu, bildiği bir kentte olduğunu ifade eden Özel, Gündoğdu Meydanı'nın çevresindeki tarihi ve sembolik yer isimlerini tek tek saydı: Gazi Bulvarı, Fevzi Paşa Bulvarı, Fuarın kapıları (Lozan, Montrö, 26 Ağustos, 9 Eylül, Cumhuriyet), Fahrettin Altay Meydanı, Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Bulvarı, Alsancak. Koca bir şehrin adeta Kurtuluş Savaşı müzesi olduğunu, bu şehrin milli mücadelenin yaşayan açık hava müzesi olduğunu belirtti.
Özel, bugün meydanda "milyonların" bir arada olduğunu ve 106 yıl önceki aynı ruhla buluştuklarını söyledi. 19 Mayıs'ın önemine değinerek, 106 yıl önce Anadolu'nun en kara günlerinde Mustafa Kemal'in milletin istiklal mücadelesini Samsun'dan başlattığını hatırlattı. Kendi demokrasi ve özgürlük mücadelelerini de 19 Mart darbe girişimi sonrası ilk Samsun'dan başlattıklarını belirtti. O gün de Türk milletinin özgürlüğünün tehdit altında olduğunu, bugün de öyle olduğunu söyledi. O gün de iktidarda olanların şahsi menfaat peşinde olduğunu, bugün de öyle olduğunu ifade etti. O gün de küresel güçlerin himayesinde milleti perişan etmekte bir sakınca görmediklerini, bugün de öyle olduğunu savundu. Mustafa Kemal'in İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa, bugün de emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu'dan açtıklarını söyledi. Mustafa Kemal'in millete güvendiğini, milletin de ona yoldaş olduğunu ve o mücadelenin Lozan Antlaşması ile taçlandığını belirten Özel, CHP'nin Sevr'i yırtıp atanların, Lozan'ı yapanların, yedi düvele bu ülkenin tapu senedini kabul ettirenlerin partisi olduğunu vurguladı. Lozan'ın bu milletin hiçbir güce boyun eğmeyeceğinin en temel belgesi olduğunu ifade etti.
Milli mücadelede o azmi gösterenlerin arasında Türkleri, Kürtleri, Alevileri, Sünnileri; yani bu ülkenin tüm renklerinin olduğunu hatırlatan Özel, bugün de bu meydanda Türkiye’nin tüm renkleriyle, tüm demokratlarıyla bir arada olduklarını söyledi. "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" diyenlerin hep birlikte olduğunu belirtti. Farklı düşünse de demokraside buluşanların; Ekrem İmamoğlu’nun da Selahattin Demirtaş‘ın da Ümit Özdağ’ın da hakkını savunabilme, hepsine birden özgürlük talep edebilme cesaretinin demokratların göstereceği bir cesaret olduğunu dile getirdi. Bu meydanlardan yükselen bu ses varsa otokratların korkacağını, diktatörlerin korkacağını söyledi. Çünkü bilirler ki demokratlar bir, birliktedir, hedefleri hep birlikte olmaktır, hedefleri zulmü, esareti bitirmek, özgürlüğü getirmektir dedi. Orada olanlara selam gönderen Özel, Türkiye’nin cesur yürekli demokratlarına; sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, liberal demokratlara, sosyalist demokratlara, Kürt demokratlara; Türkiye’nin bütün demokratlarına selam ve helal olsun diyerek seslendi.
Özgür Özel, ülkeyi sandık olmadan yönetmek isteyenlere karşı demokrasiyi kurup sandıkta yarışmak için bir arada olduklarını belirtti. 19 Mayıs'ta başlayan mücadelenin bir halk hareketi olduğunu, 19 Mart darbesine karşı direnişin de bir halk hareketi olduğunu vurguladı. Bilinsin ki bu toprakların celladına dua eden kulların değil, zalime diz çökmeyen özgür milletin toprakları olduğunu söyledi. Gündoğdu Meydanı’nı görmeyenlerin görmesi gerektiğini belirterek, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi: "Ey Erdoğan, Gündoğdu Meydanı’nı görüyor musun?". Rakiplerini hapse atarak, gençleri zindana atarak korkutabileceğini sandığını söyleyen Özel, meydanda hiç korkan görüp görmediğini sordu. "Biz korkuyu evde bıraktık çünkü bu Cumhuriyet’i kuranlar korkmadılar, korkmayanlar kurdu Cumhuriyet’i, korkmayanlar koruyor. Biz de korkmuyoruz, senin zulmüne teslim olmuyoruz" diyerek meydandan net bir mesaj verdi.
Özel, 19 Mart’tan bu yana Samsun, Yozgat, Mersin, Konya, Van gibi illerde olduklarını ve buralarda 'Artık hiç kimsenin kalesi, kaleleri yok' dediklerini belirtti. Birileri nasıl söylerse söylesin, samimi kanaatinin odur ki İzmir'in, CHP’nin değil, Cumhuriyet’in ta kendisinin kalesi olduğunu söyledi. Şehirleri birilerinin kalesi görenlere, Cumhuriyet’in kalesinden, milletin kalesinden seslendiklerini belirterek, Kale siyaseti, kutuplaşma siyaseti, karşısını şeytanlaştırma, kavgadan medet umma siyasetinin bittiğini ilan etti. Kalelerin bittiğini, kalelerin milletin, Cumhuriyet’in olduğunu, tüm kalelerinin, bu milletin istikbaline feda olmasını diledi.
Artık arkasında milletin desteği olmayan bir iktidar olduğunu, olsaydı darbeye kalkışmayacağını, sandıktan korkmayacağını savunan Özel, artık devletin de milletin de itimat etmediği bir iktidarla muhatap olduklarını söyledi. Eğer korkmuyor olsaydı üç savcının, üç gizli tanığın arkasına saklanmayacaklarını belirtti. Sıcak salonlardan halkın içine çıkamayan bir iktidar olduğunu, meşruiyeti kalmamış, tükenmiş, yaşlanmış, yorgun bir iktidar olduğunu dile getirdi. Milletin gönlünden ve gözünden düşmüş, şu anda anketlere göre ikinci parti olmuş ve beşinci partiyle kol kola girmiş, ayakta kalmaya çalışan bir ittifak olduğunu ifade etti. Tavlacıların bunlara, 'iki-beş; penc-i dü ittifakı' dediğini aktaran Özel, iki-beş iktidarının, bu bir avuç insanın bugün millete istikamet çizmeye çalışmasını izlediklerini söyledi. Milletin rızasını alamayanların, ülkeyi vesayetle yönetmek istediklerini savunan Özel, "Unutmayın; CHP var oldukça, bu meydanlarda oldukça artık hiç kimse bu millete istikamet çizemeyecektir. Bunu herkes böyle bilsin" diyerek sözlerini tamamladı.
Türkiye’de özgürlük mücadelesinin meşalesini hep gençlerin yaktığını belirten Özel, İstanbul işgali olduğunda ilk eylemlerin, ilk mitinglerin Darülfünun’da, İstanbul Üniversitesi’nin önünde, İstanbul Üniversitesi’nin öğrencileriyle başladığını hatırlattı. Reformları savunanların Genç Osmanlılar, Meşrutiyet’i ilan edenlerin Jöntürkler, Kurtuluş Savaşı’nı verenlerin 38 yaşında Samsun’a çıkan Mustafa Kemal gibi, boynunda idam fermanıyla yola koyulanlar, emperyalizme karşı duran gencecik Denizler ve arkadaşları olduğunu söyledi. O mücadelenin halen devam ettiğini belirten Özel, CHP'nin vatan ve hürriyet mücadelesini devam ettiren gençlerin partisi olduğunu, hiç yaşlanmayan ve yaşlanmayacak olan tüm gençlerin, her yaştan gençlerin partisi olduğunu vurguladı. Nasıl ki 106 yıl önce başlayan mücadelenin meşalesini gençler taşıdıysa, bugünkü mücadelenin meşalesini de gençlerin taşıdığını ifade eden Özel, bugün Berkayların, Esilaların, Tahaların, Muhammetlerin, Esmaların elinde; Namık Kemallerin, Hasan Tahsinlerin, Deniz Gezmişlerin, Ali İsmail Korkmazların hürriyet meşalesi olduğunu söyledi. O gün Namık Kemaller, Hasan Tahsinler o hürriyet meşalesini taşımasaydı bugün Cumhuriyet’in olmayacağını, yine o gençlerin Saraçhane’de meydanlara akıp, yüz binler, milyonlar olup o özgürlük meşalesini, hürriyet meşalesini almasalardı bugün İstanbul Büyükşehir’de kayyum, Atatürk’ün partisinin başında kayyum olacağını söyledi. Korkmayan, sinmeyen, hapse atılsa da susmayan o gençlerin hepsinin alnından öptüğünü ifade etti.
Özel, ezbere konuşmalarda gençlerin geleceğimiz olduğunun söylendiğini ancak bunun yanlış ve eksik olduğunu savundu. Gençlerin memleketin elbette geleceği olduğunu ama en çok da bugünü olduğunu, herkes oturduğu yerde beklerken meydanlara inenlerin gençler olduğunu söyledi. Buranın Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ve burada gençlerin itaatkar değil; cüretkar olacaklarını, cesaretli olacaklarını belirtti. Eğer geçmişte cüret etmeselerdi, cesaret göstermeselerdi 15 Mayıs günü İzmir işgal olurken ‘Sen başla, gerisini getiren çıkar’ deyip ilk kurşunu sıkmasalardı, esaret altında olunacağını söyledi. 19 Mart darbesine karşı, 23 Mart günü büyük devrimi yapmak üzere 15 buçuk milyon insanın meydanlardan koşması, oy kullanmaya gitmesi, tarihin akışını değiştirmesinin, 19 Mart gecesi her yaştan gençlerin ama en çok da üniversiteli gençlerin verdiği cesaretle olduğunu vurguladı. Gençlik ve Spor Bayramı’nda Türkiye’nin bütün gençlerinin önünde saygıyla eğildiğini ifade etti.
Gençlerin bugün ağır sorunlarla boğuştuğunu dile getiren Özel, sınıfsal bir mücadeleye dönüşen kaliteli eğitime erişimin sorun olduğunu, barınma meselesinin sorun olduğunu, yüzde 40’a ulaşan genç işsizliğinin sorun olduğunu, hayat pahalılığının, düşmeyen enflasyonun sorun olduğunu, ifade özgürlüğünün, gösteri özgürlüğünün sorun olduğunu tek tek sıraladı. Herkesin kendine göre bir beka tarifi yaptığını ama ülkenin asıl beka sorununun Türk gençlerinin başka ülkelerde hayal kurması olduğunu belirtti. Bugün ne eğitimde ne istihdamda görünen 3 buçuk milyon genç olduğunu, onlara yeni bir deyimle ‘ev gençleri’ dendiğini, Avrupa’daki oranın yüzde 6 iken Türkiye’deki oranın en iyimser tahminle yüzde 25 olduğunu söyledi. 10’uncu Yıl Marşı’nda 10 yılda 15 milyon genç yaratmakla övünülürken, Cumhuriyet’in 10 yılda her yaştan 15 milyon genç yarattığını; bu iktidarın 23 yılda her görüşten 3 buçuk milyon genci evlere kapattığını karşılaştırmalı olarak ifade etti. CHP’nin ülkeyi gençlerle kuran, gençlerle kurtaran bir gelenekten geldiğini ve iktidar olduğunda da bu gençlerle birlikte yöneteceklerini söyledi. Gençlere yasakların yasak olduğu bir Türkiye vaadettiklerini belirtti. YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştireceklerini, nitelikli eğitimi herkese ulaştıracaklarını söyledi. İktidarlarında liseyi bitiren herkesin çok iyi bir yabancı dil bileceğini ve dünyayla rekabet edebilecek teknolojik donanıma sahip olacağını vaat etti. Kayırmacılığı bitireceklerini, andolsun ki kamuda mülakatı kaldıracaklarını söyledi. Yurt kapasitelerini artıracak, burs ve kredi tutarlarını yaşanabilir seviyeye yükselteceklerini belirtti. Gençlerin iletişim özgürlüğünü, ulaşım özgürlüğünü, sosyal aktivite özgürlüğünü; bunlara kolay erişmelerini mutlaka sağlayacaklarını, hepsine Avrupa standartlarında bu teknolojilerden yararlanma ama gelir durumuna göre ücretlendirme vaadettiklerini dile getirdi. Vize sorununu kökten çözeceklerini, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş Türkiye’yi kuracaklarını söyledi. Bu ülkeyi gençlerin ülkesi yapacaklarını, Yasaksız ve vizesiz Türkiye’yi iktidarlarının ilk yıllarında hayata geçireceklerini vaat etti.
Konuşmasının sonunda Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yeniden yüklenerek, Erdoğan'dan bir dünya lideri, küresel lider çıkarmanın mümkün olmadığını, zaten yerelde demokrat değilsen küresel bir lider olunamayacağını söyledi. Gözünün içine baka baka söylediğini belirterek, "Sen küresel bir lider değil, yerel bir diktatörsün; otokratsın. Tek adamsın" dedi. Yerel diktatörlerin, bu milletten korkması gerektiğini, rakibini hapse atan korkakların bu milletten korkması gerektiğini söyledi. Emin olmalarını, yenileceklerini ifade eden Özel, tarihte nice kalelerin, bir çocuğun attığı çakıl taşıyla yıkıldığını, nice iktidarların bir annenin bedduasıyla sarsılıp yıkıldığını belirterek, 23 Mart ruhuna yenileceklerini söyledi.
Özgür Özel, miting alanında yüzbinlere, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'çelişkili' ifadelerinin yer aldığı arşiv görüntülerini izletti. Özel, "Kurmaca videolarla milleti kandırmaya çalışıyor ya biz onun gibi yapmayalım. Biz size yalanlarını izletelim" diyerek videoyu gösterdi.
İzmir'deki bu büyük buluşma, hem 19 Mayıs ruhunu yaşattı hem de CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" temalı miting serisinin önemli bir durağı oldu. Meydandaki kalabalığın coşkusu ve liderlerin sert mesajları, önümüzdeki dönemin siyasi atmosferine dair ipuçları verdi.
Umarım bu taslak, sağladığınız kaynaktaki tüm temel bilgileri kullanarak hazırladığım, detaylı, özgün, okunabilirliği yüksek ve istenen diğer tüm niteliklere sahip haber makalesi için iyi bir temel oluşturur. Metindeki her bilginin, kaynağınızda doğrudan belirtilen veya oradan net bir şekilde çıkarılabilen bir bilgi olduğuna özen gösterdim. Başarılar dilerim!