Özgür Özel'den Bomba İddia! Trump'ın 'Petrol Baronu' Anlaşması ve İmamoğlu Ekibine Operasyon İlişkisi!
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump'ın 'petrol baronuna' bağladığı Harold Hamm arasındaki anlaşmaya dikkat çekti. Hamm'ın 'muhalifleri hapsedin' yorumuyla ilişkilendirdiği son operasyonları ve İmamoğlu'nun ekibine yönelik gözaltı dalgası
Türkiye siyaseti sıcak bir tartışmayla çalkalanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı dikkat çekici açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ile ABD eski Başkanı Donald Trump'ın bağlantılı olduğu bir "petrol baronu" arasındaki anlaşmayı gündeme getirdi. Özel, bu anlaşma ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) personeline yönelik son operasyonlar arasında ciddi bir ilişki olabileceği iddiasında bulundu.
Özgür Özel'in kaynağını belirtmeden aktardığı bilgilere göre, 12 Mart tarihinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Donald Trump'ın "petrol baronu" olarak tanımladığı Harold Hamm arasında bir sözleşme imzalandı. Bu anlaşmanın Güneydoğu ve Trakya bölgelerindeki petrol aramalarını kapsadığı belirtildi. Özel, Trump'ın bu anlaşmayla ilgili olarak, "Adamımı yolladım, çok güzel anlaşmalar yaptılar" şeklinde bir yorum yaptığını iddia etti.
Tartışmanın odak noktası ise Harold Hamm'e atfedilen sözler oldu. Özgür Özel'in aktardığına göre, bir gazetecinin "Türkiye'de bir huzursuzluk var, bu durum petrol işinizi nasıl etkiler?" sorusuna Hamm, Türkiye'yi "üçüncü dünya ülkesi" olarak tanımlayarak yanıt verdi. Hamm'in sarf ettiği iddia edilen sözler oldukça sertti: "Üçüncü dünya ülkelerinde böyle işler olur, muhalifleri hapse tıkarsınız, icabına bakarsınız. Erdoğan'ın yaptıkları işe yarayacak". Özgür Özel, bu yorumu 1980 darbesini yapanlar için Amerika'nın "bizim çocuklar" demesiyle kıyasladı ve bu kişinin "Trump'ın Erdoğan'a yolladığı adam, Erdoğan'ın TPAO'ya imzalattırdığı adam" olduğunu vurguladı.
CHP Lideri Özel, bu "petrol baronu" anlaşmasının imzalanmasından sadece bir hafta sonra, yani 19 Mart tarihinde, İBB personeline yönelik "5. dalga operasyonu" yapıldığını belirtti. Bu operasyon kapsamında 46 kişinin gözaltına alındığını ve bunların 25'inin tutuklandığını aktardı. Gözaltına alınanlar arasında İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Hanım, Koruma Müdürü ve Ekrem İmamoğlu'nun en yakın çalışma arkadaşlarının bulunduğunu söyledi. Bu kişilerin dört gün gözaltında tutulup ardından tutuklandığını bildirdi.
Özel, bu operasyonun ardında yatan gerekçelerin sorgulanması gerektiğini ifade ederken, Kadriye Hanım'a gözaltında yöneltilen soruların detaylarını paylaştı. Kadriye Hanım'a, "Araban 3 yıl önce iki kez İpsala'dan çıkmış, rüşvet parası vardı da İmamoğlu sana teslim etti de onu mu kaçırdın yurt dışına?" şeklinde bir soru sorulduğunu belirten Özel, Kadriye Hanım'ın ise o arabanın kendisinde 3 yıldır olmadığını, Aralık ayından beri olduğunu ve 3 yıl önceki tarihte kendisinde olmayan arabanın neden yurt dışına gittiğini bilmediğini söylediğini aktardı. Ayrıca, "Bu para neyin parası? 1.60.000 Lira" şeklinde bir soru yöneltildiğini ve Kadriye Hanım'ın bunun araba parası olduğunu, dekontunu gösterince de "kusura bakmayın" denilerek götürüldüğünü anlattı.
Özgür Özel, yaşananların sadece adli bir süreç olmadığını, aynı zamanda siyasi bir hedef taşıdığını savundu. "Merkez Medya" olarak nitelediği bazı televizyon kanallarının operasyonu servis ediş biçimini eleştirdi. Bu yayınlarda, Ekrem İmamoğlu'nun arkasında duran İBB personelinin özellikle işaret edilerek, "Bakın, bakın Kadriye hemen arkasında. Bu yanındaki nerede olacak? Özel kalem müdürü nerede olacak? Bak bak koruma müdürü hemen arkasında diyor. Çok yakın çalışıyorlar diyor" şeklinde yorumlar yapıldığını aktardı. Özel, bu tutumu "edepsizlik" olarak nitelendirdi.
CHP lideri, tüm bu yaşananları "geleceğin iktidarına yapılan bir darbe" olarak yorumladı. Mevcut yönetimin, "korkakların yaptığı bir darbeyle" gelecekteki potansiyel bir iktidarı engellemeye çalıştığını iddia etti. Bu darbenin, geçmiştekiler gibi iktidara karşı değil, iktidar tarafından yapıldığını öne sürdü.
Özgür Özel, kendi partisinin darbelere karşı duruşunun altını çizdi. 15 Temmuz gecesi pantolon ve emanet gömlekle Meclis kürsüsüne çıkarak demokrasi ve seçilmiş iradenin yanında olduklarını, darbecilerin karşısında durduklarını söyledi. O gece A Haber'in bile kendisini "inanılmaz bir demokrasi dersi veriyor" diyerek övdüğünü hatırlattı. Özel, Erdoğan'ın demokrasiyi "işine geldiği zaman bindiği tramvay" olarak gördüğünü iddia ederken, kendilerinin bu tramvayın "raylarını döşeyenler" olduğunu belirtti. 15 Temmuz'un ertesi günü, 16 Temmuz'da, Erdoğan'ın kendisini (o dönem Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında) arayarak Meclis grubunun tutumundan dolayı teşekkürlerini ilettiğini, ancak kendilerinin "teşekkür edecek bir iş yapmadıkları, 100 yıldır sandığa ve demokrasiye sahip çıktıkları" gerekçesiyle bu teşekkürü kabul etmediklerini anlattı. Teşekkürü kabul etmenin, kendilerini demokrasinin ev sahibi değil, misafiri yapacağını düşündüklerini ifade etti.
Ayrıca, 15 Temmuz sonrası Erdoğan'ın kendilerinden darbeyi dünyaya anlatmak için uluslararası bağlantılarını (Sosyalist Enternasyonal) kullanmalarını istediğini de aktaran Özel, şimdi ise kendilerine "Sosyalist Enternasyonal'e bizi şikayet etme" denildiğini belirtti. Özel, 15,5 milyon oyla aday gösterilen İmamoğlu'na "darbe yapılınca" susmayacaklarını, "şikayet edeceklerini ve anlatacaklarını" vurguladı. Hak, hukuk, adalet mücadelesinin devam edeceğini yineledi.
Özgür Özel'in açıklamaları, Trump yönetimiyle kurulan ekonomik bağlantıların siyasi operasyonlarla ilişkilendirilmesi ve iktidarın potansiyel rakiplerine yönelik hamlelerinin "geleceğe yönelik bir darbe" olarak yorumlanması açısından kamuoyunda geniş yankı uyandırmaya aday.