Özgür Özel'den Tarihi Çıkış: Baskı Bitmezse 4 Milyon Kişi Meydanları Terk Etmeyecek, Hedef Erken Seçim!

Özgür Özel'den Tarihi Çıkış: Baskı Bitmezse 4 Milyon Kişi Meydanları Terk Etmeyecek, Hedef Erken Seçim!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yargıdaki yapısal sorunlar ve muhalefete yönelik operasyonlar sürerse milyonları sokağa çağırma sinyali verdi. Tele1'de yorumlanan bu stratejiye göre, 4-5 milyon kişi meydanları terk etmeyerek erken seçime zorlayacak...

Türkiye'de siyaset sahnesi, yargı bağımsızlığına yönelik eleştiriler ve muhalefete yönelik olduğu iddia edilen operasyonlarla ısınırken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'den potansiyel bir "sivil itaatsizlik" veya "geniş katılımlı protesto" olarak yorumlanabilecek çarpıcı bir açıklama geldi. Tele1 YouTube kanalında ele alınan bu açıklamalar, mevcut gidişatın toplumda yarattığı memnuniyetsizliği ve iktidarın ülkeyi "giderek yönetemez hale geldiği" algısını pekiştiriyor. İktidarın "kamu gücünü, devlet aygıtını giderek artan dozda bir şiddet aracı olarak kullanarak" ülkeyi yönetmeye çalıştığı tespiti yapılıyor. Bu ortamda, Özgür Özel'in dile getirdiği strateji, Türkiye siyasetinin yakın geleceğini şekillendirebilecek bir potansiyele sahip. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz.

Özgür Özel'in açıklamaları, özellikle yargı sistemine yönelik sert eleştirilerle başlıyor. Mevcut düzenin "olağan bir hukuk düzeni olmadığı" ve "bağımsız bir yargı aygıtıyla karşı karşıya olunmadığı" kanaati dile getiriliyor. Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) yapısı, bakanın başkan olması, cumhurbaşkanının doğrudan atama yetkisi ve meclis atamalarında anayasa ihlalleriyle AKP'lilerin istediği isimlerin atanması, bu bağımsızlık sorununun temel nedenleri olarak gösteriliyor. Özel'in "kime tutuklanacağına bizim dünya liderimiz karar veriyor, kimin serbest bırakılacağına da dünyanın diğer liderleri karar veriyor dediği hadise bu" sözleri, yargıdaki etki iddialarını keskin bir dille özetliyor.

Muhalefete yönelik "dalga dalga operasyonlar" geldiği tespiti yapılırken, Özgür Özel'in bu duruma karşı ne yapılacağı sorusuna yanıt verdiği belirtiliyor. Özel, erken seçime gidilmesi için bir strateji ortaya koyuyor. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Bu stratejinin özü oldukça net ve daha önce fısıltıyla söylenenin yüksek sesle ifade edilmesi olarak yorumlanıyor.

Strateji şu: "4-5 milyon insan bir alanda toplanır ve bu alandan ayrılmaz ise". Özel, bunun kaç ilde veya kaç yerde yapılacağını bilmediğini ancak insanların alanlara gelip "sonuna kadar devam" etmesi durumunda Türkiye'nin "erken seçime gitmek durumunda kalacağını" ifade ediyor. Bu durumun iktidarı "bütünüyle yönetemez hale, ülkeyi yönetemez hale getirme stratejisi" olduğu vurgulanıyor. Bu eylemin aylar sürebilecek bir süreç olduğu ve sadece tek bir meydandan söz edilmediği belirtiliyor. Bu bir meydan okuma olarak nitelendiriliyor. https://www.avazturk.com Ya bu operasyonları durdurup Türkiye'yi normalleştirecekler, ya da bu eylemler sürdürülecek ve normalleşmenin şartlarından biri erken seçim olacak.

Özel'in bu stratejisi sadece operasyonların durdurulmasını yeterli görmüyor. Talepler daha ötesini kapsıyor: İnsanların "serbest bırakılacağı", bu operasyonların "biteceği" ve "hesap verecekleri" belirtiliyor. Ekrem İmamoğlu'nun durumuna özel bir vurgu yapılıyor. Özel, İmamoğlu'nun üzerine kapanan demir kapıların "demokrasinin üzerine kapandığını" ve o kapı açılmadan "hiçbir müzakerede hiçbir görüşmede hiçbir pazarlıkta olmayacaklarını" söylüyor.

CHP'nin bu konudaki duruşunun bir "özgüvenden" kaynaklandığı ve yolsuzluk soruşturmalarına açık oldukları ancak iktidarın soruşturma pratiğinin sorgulanması gerektiği belirtiliyor. Özel, "22 yıldır hiçbir AKP'li belediyeyi soruşturmamışsınız" diyerek durumu özetliyor. Görevden "ağlatarak istifa ettirilen" AKP'li belediye başkanları hakkında tek bir soruşturma açılmamışken, aynı işlemi yapan iş insanlarının CHP'li belediyelerle çalıştığı için tutuklandığı, ancak AKP'li belediyelerle çalışanlara hiçbir işlem yapılmadığı örneği veriliyor. Bu durum, ortada "adil bir yargılamanın olmadığı" gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunu gösteriyor. https://www.avazturk.com Bu örnekler, yargının tarafsızlığına ve adaletine ilişkin derin endişeleri besliyor.

Makalenin en çarpıcı kısımlarından biri, soruşturmalara konu edilen delillerin zayıflığına dair verilen somut örnek. Özel, Moda'da bir kafede iki Uber şoförünün sohbetine kulak misafiri olduğunu söyleyen bir kişinin, bunu CHP kurultayı için "ihbar" diye ilettiğini ve bu iddianın dosyaya, hatta iddianameye girdiğini anlatıyor. İddia, bu şoförlerin bir pazar günü Kapalı Çarşı'da 50 milyon dolar bozdurmak için özel olarak tutulduğu yönünde. Ancak bu iddianın temelden yoksun olduğu belirtiliyor. Ortada ne şoförlerin olduğu, ne 50 milyon doların fiziksel varlığı, ne de sözü edilen araçların (dört kapalı Vito veya büyük araç) bulunduğu söyleniyor. Ayrıca, 50 milyon dolar gibi bir paranın neden banka yerine döviz bürosunda ve bu şekilde bozdurulmaya çalışılacağı gibi mantık dışı yönlerine dikkat çekiliyor. https://www.avazturk.com Kamera kayıtlarının incelenmediği, adı geçen döviz bürolarının kapalı olduğu belirtiliyor. Maddi hiçbir kanıt konulamadığı, bu iddianamenin ne kadar "saçma" olduğunun altı çiziliyor.

Bu tür örnekler, mevcut soruşturma ve yargılama süreçlerine olan güvensizliği artırıyor ve Özel'in "kuralları da yok mevcut anayasayı da uygulamaya zorluyor Özgür Özel" sözleriyle paralellik gösteriyor. CHP'nin bu eylemlerinin Anayasal bir hak olduğu, insanların önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız olmak kaydıyla toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı bulunduğu ve yasaların gece toplamayı yasaklamadığı belirtiliyor. Bu eylemlerin "radikal" değil, "demokratik eylemler" olduğu savunuluyor.

Genel olarak, Özgür Özel'in açıklamaları, CHP'nin geleneksel "kurulu düzenin partisi" imajından sıyrılarak giderek "radikalleşen" bir çizgiye kaydığını gösteriyor. Bu radikalleşmenin, iktidarın baskıyı artırmasına bir tepki olduğu anlaşılıyor. CHP, bu mücadelede toplumsal meşruiyet kazandığını, psikolojik ve ahlaki üstünlüğün kendilerinde olduğunu ve toplumun çoğunluğunun onları desteklediğini düşünüyor. https://www.avazturk.com Onlar haklı bir noktada mücadele ederken, iktidarın haksız bir yerden mücadele ettiği iddia ediliyor.

Sonuç olarak, Özgür Özel'in "alanlara gireriz ve orayı terk etmeyiz" şeklindeki net ifadesi, Türkiye siyasetinde yeni bir evrenin işareti olabilir. Yargıdaki sorunlar, muhalefete yönelik baskı iddiaları ve iddiaların maddi temelden yoksunluğu gibi konular, bu potansiyel kitlesel eylemin zeminini oluşturuyor. https://www.avazturk.com Bu stratejinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını ve diğer muhalif partilerin bu çizgiye gelip gelmeyeceğini ise zaman gösterecek. https://www.avazturk.com Tele1'de yorumlanan bu açıklamalar, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi gerilimin ne denli yüksek olduğunu ve muhalefetin sesini daha farklı yollarla duyurma arayışında olduğunu gözler önüne seriyor.