Paris'ten Yükselen Yapay Zeka Kasırgası: İş Dünyası ve Hayatlarımız Asla Eskisi Gibi Olmayacak!
Paris'teki Vivatech Teknoloji Fuarı, yapay zeka devriminin en çarpıcı örnekleriyle dünyayı hayrete düşürdü. Çevirmenlerden sürücülere, kasiyerlerden editörlere kadar birçok mesleğin tarihe karışma eşiğinde olduğu bu yeni düzende, Türkiye'nin gelecekteki..
Paris'in kalbinden, dünyanın en büyük teknoloji fuarlarından Vivatech'ten yükselen bir fısıltı var; ama bu fısıltı hızla bir kükremeye dönüşüyor: Yapay Zeka devrimi, hayatlarımızı ve iş dünyasını geri dönülmez biçimde değiştiriyor. Özlem Gürses'in Vivatech'e ayak basar basmaz karşılaştığı manzaralar, geleceğin kapılarının ardına kadar açıldığının net bir göstergesiydi. Fuara adımını atar atmaz tanıştığı, İstanbul ve Boston merkezli bir yapay zeka girişiminin kurucu ortağı Vorga, Fransa'nın Amerika ve Çin'den sonra belki de dünyanın en büyük üçüncü yapay zeka pazarı haline geldiğini vurguladı. Vorga'nın ifadelerine göre, Fransa devleti girişimlere ciddi fonlar ayırıyor ve tüm Amerikalı şirketlerin bile Avrupa'daki bu teknoloji yarışını yakalamak adına burada ofisleri bulunuyor. Bu manzara, teknolojinin sadece bir trend değil, aynı zamanda küresel ekonominin ve yaşamın temel taşı haline geldiğini kanıtlıyor.
Fuardaki keşifler, yapay zekanın gündelik yaşamımıza ne denli nüfuz ettiğini gözler önüne serdi. Kendi podcast'inizi yaratmanızı sağlayan uygulamalardan, dünyadaki tüm dilleri aynı anda çevirebilen tercüme uygulamalarına kadar pek çok yenilik dikkat çekiyordu. Özlem Gürses'in ifadesiyle, bu tercüme uygulamaları "tercümanları tarihe gömecek" potansiyele sahip. Sadece bir senaryo ve birkaç kısa video ile montaj becerisi gerektirmeden İngilizce ve Fransızca videolar oluşturabilen "PlayPlay" gibi araçlar da içerik üretimi alanında yepyeni kapılar açarken, editörlerin geleceği hakkında soru işaretleri uyandırıyor. Fransa'nın en büyük kongre merkezlerinden biri olan Paris'teki bu devasa fuar alanı, "Impact Bridge" gibi alanlarda küçük girişimlerin kendi ürünlerini sergilemesine olanak tanıyor; adeta dünya çapında bir inovasyon köprüsü görevi görüyor.
Vivatech'te sergilenenler sadece bireysel uygulamalarla sınırlı değildi; şehirlerin, endüstrilerin ve hatta insan ilişkilerinin dönüşümüne dair devrim niteliğinde fikirler sahnedeydi. "Climate Village" adı verilen bölümde iklim çalışmalarıyla ilgili girişimler; tohumlama, toprak sulama ve gübreleme gibi konulara yapay zeka çözümleri sunulurken, VR gözlük deneyim alanları geleceğin sürükleyici öğrenme ve deneyimleme biçimlerini sergiliyordu. Fuarın genel atmosferinde, sadece teknoloji değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik, kadın-erkek eşitliği, akıllı şehirler, yeni eğitim modelleri, tıp bilimleri ve savunma sanayindeki son gelişmeler gibi küresel meseleler de konuşuluyordu. Kriz ve afet yönetiminde yapay zekanın kullanımı, örneğin bir yangının 24 saat içinde nasıl bir yön izleyeceğini tahmin edebilen uygulamalar, Türkiye gibi ülkelere büyük fayda sağlayacak yenilikler arasında yer alıyordu. Bu gelişmelerin tümünü yakından takip etmek ve dünyadaki dönüşüme dair en güncel haberlere ulaşmak için, https://www.avazturk.com gibi platformlar büyük önem taşıyor.
Geleceğin şehir içi ulaşımına yön verecek otonom ve modüler araçlar da Vivatech'in en çarpıcı yeniliklerinden biriydi. Özlem Gürses'in "otomobil diyemiyorum çünkü modülerler" diye tanımladığı bu taşıtlar, birbirleriyle birleşebiliyor ve ayrılabiliyor, adeta toplu taşıma ve paylaşım ekonomisinin mükemmel birleşimiydi. Yapay zeka uygulamalarıyla çalışan bu araçlar, kimin nereden alınacağını, diğer vagonlarla nerede birleşeceğini harita üzerinden akıllıca yönetiyor. Dolayısıyla sürücüsüz olan bu sistem, şoförlere ve hatta taksicilere dahi ihtiyaç duymuyor; trafikte %80 rahatlama sağlarken, geleneksel taksi kullanımına göre %50 daha ucuz bir alternatif sunuyor. Bu, "şoförlerin de işsiz kaldı" demekten başka bir anlam taşımıyor.
Fuarda karşılaşılan şaşırtıcı işbirlikleri, ortak aklın ve "beraberlik zekasının" ne denli önemli olduğunu kanıtladı. Farmakoloji ve biyoteknoloji alanının devlerinden Sanofi ile Formula 1'in önde gelen şirketlerinden McLaren arasındaki işbirliği, ilk bakışta akıl almaz görünse de, Sanofi'nin üretim fabrikalarının verimliliğini artırmak ve hizmetlerini hızlandırmak amacıyla McLaren'in Formula 1 pit stoplarındaki hızlı ve güvenli hizmet modelini örnek aldığını ortaya koydu. Bu model, Türkiye'deki Sanofi fabrikaları da dahil olmak üzere küresel çapta uygulanıyormuş. Bu, farklı alanlarda uzmanlaşmış yapıların bilgi ve tecrübe aktarımının gelecekteki inovasyonun anahtarı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, artık videoların yeni arama motorları haline geldiği ve insanların tüm teknik bilgileri video izleyerek öğrendiği "yeni dünya" da fuarda öne çıkan bir diğer konuydu.
Vivatech, küresel teknoloji yarışının arenasıydı ve bu yarışta Çin adeta fuara damgasını vurdu. Dev iki parseli işgal eden Çin pavyonunda mobilite, robotlar, akıllı uygulamalar ve aplikasyonlar başta olmak üzere neredeyse her alanda yenilikler sergileniyordu. Suudi Arabistan ve Dubai de devasa pavyonlarla fuardaki yerlerini almıştı. Türkiye ise "Invest in Turkey" (Türkiye'ye Yatırım Yap) pavyonuyla genç girişimcilere ev sahipliği yapıyor, uluslararası yatırım fonlarını kendi girişimlerine çekmeye çalışıyordu. İzmir'de AR-GE merkezi bulunan, ABD merkezli bir startup'ın ilaç üreten fabrikaların dijitalleşmesi için yazılım ve donanım sağladığı, ya da "Edine Yay" (Advertising Intelligence) adıyla yapay zeka tabanlı reklam işletim sistemi geliştiren İstanbul, İngiltere ve ABD merkezli bir başka Türk girişiminin tanıtılması, Türkiye'nin de bu yarışta olduğunu gösterdi. Ancak Piri Reis Üniversitesi'nden gelen bir hocanın Türkiye pavyonunun daha zengin olması ve ticaretin bu platformlarda başlatılması gerektiği yönündeki temennisi, yapılması gerekenlerin hala çok olduğunu açıkça gösterdi.
Vivatech'te yankılanan en güçlü mesaj şuydu: Yeni dünya gelmiyor, o zaten burada! Özlem Gürses'in robotları işaret ederek "yeni dünyanın yeni emekçi sınıfı" ve "insanoğlu da kendini daha iyi bir versiyonuna evrilmek için çalışacak, başka çare yok" sözleri, geleceğin işgücünde robotların başat rol oynayacağını net bir şekilde ortaya koydu. Sürücüsüz araçlardan kasiyersiz marketlere (7-Eleven ve Amazon Go örneği), tercüman ve editörlere ihtiyaç duymayan uygulamalara kadar, yapay zeka her mesleği ve her sektörü dönüştürüyor. Dünya, "Endüstri 1, 2, 3, 4'ü hep ıskaladık, geç kaldık" diyenlerin endişelerini haklı çıkarırcasına bambaşka bir noktaya evrilmiş durumda. Geleceğin kapısı artık çalınmıyor, kırılıyor! İnsanlık, bu devrimin eşiğinde; uyum sağlamayanlar, gelişmeyenler ve değişmeyenler için bu yeni dünya, yalnızca uzaktan seyredilecek bir gösteriye dönüşebilir. Bu treni yakalamak, sadece teknolojik bir hedef değil, aynı zamanda varoluşsal bir mecburiyettir.