Piyasayı Karıştıran Sahte S25 Ultra Gerçekleri Ortaya Çıktı
Son teknoloji harikası Samsung S25 Ultra'nın piyasaya sürülmesinden sadece aylar sonra ortaya çıkan şaşırtıcı derecede ikna edici sahte versiyonu teknoloji dünyasını sarstı. Bu kapsamlı haberimizde, detaylı bir inceleme ile sahte cihazın gizli sırlarını,
Teknoloji dünyası, Samsung'un en yeni amiral gemisi S25 Ultra'nın resmi lansmanından sadece birkaç ay sonra ortaya çıkan inanılmaz derecede ikna edici bir sahtecilik dalgasıyla çalkalanıyor. "Phone Repair Guru" adlı YouTube kanalının uzman isimleri tarafından gerçekleştirilen detaylı incelemeler, bu taklit cihazların ne kadar ileri gittiğini gözler önüne serdi ve tüketiciler için büyük bir tehlike çanları çalmaya başladı. Bu makale, sahte S25 Ultra'nın kutusundan yazılımına kadar her detayını mercek altına alacak ve sizi hayrete düşürecek bulguları sunmaya devam edecek.
İnceleme, sahte S25 Ultra'nın kutusuyla başladı ve ilk bakışta görünen o ki, dolandırıcılar bu alanda inanılmaz bir iş çıkarmış. Uzman isim, kutuyu incelerken, gerçek S25 Ultra'nın kutusuyla yan yana getirildiğinde sahtesinin "biraz daha iyi göründüğünü" belirtti, çünkü daha kontrastlı bir yapıya sahip. Yazı tipi ve yerleşimin neredeyse tamamen aynı olduğu, ancak sahte kutudaki fontun biraz daha aşağıda konumlandığı fark edildi. En şaşırtıcı detaylardan biri ise, sahte kutunun üzerindeki IMEI numaralarının gerçek bir S25 Ultra'ya ait IMEI'lerle eşleşmesiydi, bu da sahteciliğin ne kadar ileri boyutlara taşındığını gösteriyor. Gerçek kutudaki beyazların sahte kutudaki kadar parlak beyaz olmadığı ve arka yüzdeki etiketin sahte kutuda biraz daha küçük olduğu gözlemlendi. Ancak belki de en çarpıcı görsel fark, sahte kutudaki "Galaxy S25 Ultra" yazısının parlak (glossy) bir dokuya sahip olmasıydı, oysa gerçek kutu düz bir yüzeye sahipti; bu durum, sahte kutunun "daha premium göründüğü" yanılgısını yaratıyordu.
Kutu incelenirken, incelemeyi yapan uzman isim, bu şaşırtıcı keşifler sırasında kısa bir süreliğine dikkatini dağıtarak, kullanıcıları dijital güvenlik ve tarayıcı seçimi konusunda önemli bir uyarıda bulundu. Bu tür sahte cihazların özellikle Facebook ve eBay gibi çevrimiçi pazar yerlerini nasıl doldurduğu göz önüne alındığında, tüketicilerin dikkatli olmaları gerektiği vurgulandı. Ünlü teknoloji portalı Avaztürk'ün de belirttiği gibi, bir anlaşma kulağa çok iyi geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir ve bu konuda https://www.avazturk.com adresinden daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Uzman isim, bu noktada tüketicilere her zaman "bir anlaşma kulağa çok iyi geliyorsa, muhtemelen öyledir" ilkesini hatırlattı.
Kutudan çıkarıldığında ise, sahte S25 Ultra'nın kendisi, renklerinin "muhteşem" görünmesiyle başlangıçta hayranlık uyandırdı. Ancak detaylı incelemelerde, önemli ayırt edici özellikler ortaya çıktı. Gerçek S25 Ultra'nın kamera halkalarının altında bulunan küçük çıkıntının sahte versiyonda hiç olmaması, bu durumun önemli bir "ele veren işaret" olduğu belirtildi. Telefonun arkasında yer alan kameralardan biri "çok mavi" görünüyordu ve "süspansiyon sistemi" gibi garip bir şekilde hareket ediyordu – bu daha önce görülmemiş bir durumdu. Diğer kamera daha inandırıcı görünse de, asıl ana kameranın aslında "küçücük bir sensör" olduğu ve "berbat göründüğü" ortaya çıktı. Ayrıca, lazer kesimlerin olduğu yerlerde muhtemelen hiçbir şey bulunmadığı da eklendi. Telefon ilk tutulduğunda ise, "harika hissettiği" ve "premium bir telefon gibi durduğu" belirtildi; hatta uzman, "bu yılki sahtenin biraz farklı hissettirdiğini" vurguladı.
Telefonun alt kısmına bakıldığında, sahte S25 Ultra ile gerçek S25 Ultra arasındaki tek büyük farkın SIM kart çıkarma deliğinin konumu olduğu fark edildi. Sahte cihazda SIM çıkarma deliği mikrofon deliğine daha yakınken, gerçekte diğer taraftaydı. Yan taraflar arasında önemli bir fark görünmese de, uzman açıdan sahte S25 Ultra'nın gerçek olandan biraz daha ince göründüğünü belirtti. Telefonun üst kısmında ise, sahte cihazdaki iki deliğin tıkanmış olduğu, oysa gerçek cihazda bu deliklerin açık olduğu görüldü; bu da bir başka "ele veren işaret" olarak kayda geçti. Tuşların hissi ise neredeyse aynıydı, ancak gerçek cihazın tuşları "biraz daha tıklamalı" ve "daha premium" bir his veriyordu. Cihazın içerisine bakıldığında, pilin sadece 3200 mAh olduğu görüldü, bu gerçekte 5000 mAh olan kapasiteden oldukça düşüktü. Mavi görünen kameranın pilin üzerinde yer almasıyla sahte olduğu doğrulandı. İç kısımda sadece bir tane gerçek kamera, "çok tuhaf görünen" bir flaş, titreşim motoru, SIM yuvası ve ilginç bir şekilde bir SD kart yuvası bulunuyordu. Hoparlörün anakarta sert lehimlenmiş olması, tamir edilebilirliğini oldukça düşürüyor.
En çarpıcı farklardan biri de S Pen'de ortaya çıktı. Gerçek S Pen kablosuz olarak algılanırken, sahte S Pen'in fiziksel bir anahtar kullandığı tespit edildi. Kalem içeri itildiğinde anahtarın devreye girdiği, çıkarıldığında ise serbest kaldığı görüldü. S Pen'in üzerindeki düğmenin ise tamamen sahte olduğu ve içinde hiçbir teknolojik aksamın bulunmadığı, sadece bir lastik uç olduğu kesinleşti. Çizim yapabildiği ancak havada gezinme (hover) gibi bir özelliğinin olmadığı belirtildi. İç işçiliğin "gölgede kalmış" olduğu ve kartın vidaların ucuyla tutulduğu da gözlemlendi.
Cihazı çalıştırdıklarında, ekran kenarlarının (çerçevelerin) "kesinlikle devasa" olduğu ve kameranın etrafındaki halkanın çok büyük olması nedeniyle gerçek S25 Ultra'ya hiç benzemediği görüldü. Kurulum ekranında ise gerçek cihazda güzel bir arka plan varken, sahte cihazda sadece beyaz bir arka plan vardı ve "kurulum ekranına pek çaba harcanmamış" izlenimi verdi. Ana ekranda da büyük farklılıklar vardı; sahte cihazın, S25 Ultra'nın kullandığı One UI 7 yerine One UI'nin eski bir sürümünü çalıştırdığı anlaşıldı. Bunun sonucunda, beklenen yapay zeka (AI) özelliklerinin de muhtemelen bulunmadığı belirtildi. Ayarlar uygulamasında her şey aşağı yukarı aynı görünse de, sahte cihazda "Galaxy AI" bölümü yoktu. Pil bilgilerinde 2 gün 15 saat pil ömrü kaldığı yazsa da, telefonun 5000 mAh kapasiteli pile sahip olduğu iddia ediliyordu ki bunun gerçek olmadığı zaten biliniyordu. Hakkında bölümü "biraz inandırıcı" görünse de, gerçek S25 Ultra'nın çok daha temiz bir görünüme sahip olduğu vurgulandı. Yazılım bilgilerinde One UI 7.1 ve Android 14 çalıştığı yazsa da, uzman bu bilginin doğru olmadığını düşündüğünü belirtti. Ayrıca 16 GB RAM ve 256 GB depolama alanı gösterilse de, bu bilgilerin sahte olduğu ortaya çıktı.
Cihazın donanım bilgilerini doğrulamak için genellikle CPU-Z gibi uygulamalar kullanılırken, sahte cihazda bu bilgilerin de kasıtlı olarak yanıltıcı olduğu (spoofing) tespit edildi. Örneğin, Qualcomm işlemci ve 15 GB RAM gösterse de, depolama alanının sadece 7.8 GB olduğu (ki bu muhtemelen doğruydu) ve çoğu bilginin sahte olduğu ortaya çıktı. Bu dolandırıcılığı ortaya çıkarmak için özel olarak geliştirilmiş "Fake Device Test" adlı bir uygulama kullanıldı. Bu uygulama, gerçek S25 Ultra ile yan yana kullanıldığında, sahte cihazın çözünürlüğünün farklı olduğu ve iddia edilen Android 14 yerine gerçekte Android 8 sürümünde çalıştığı anlaşıldı. Depolama alanı doğrulama testi, cihazın sadece 6.95 GB boş alanı olduğunu gösterdi, bu 256 GB'lık iddiadan çok uzaktı. İşlemci olarak MediaTek 6753 kullanıldığı tespit edildi. RAM bilgilerinde ise "uyarı: bu cihazın bildirdiği RAM miktarı sahtedir. Gerçek RAM miktarı muhtemelen 4 GB'tan azdır" şeklinde kırmızı bir hata mesajı yer alıyordu.
Ve işte işin en can alıcı noktası: Performans testleri. Uzman isim, gerçek S25 Ultra ile sahte cihazı yan yana 3DMark benchmark testine soktu. Sahte cihazın başlangıçta "Samsung Galaxy S25 Ultra'nız bu test için çok güçlü" gibi bir mesaj göstermesi komikti. Ancak teste başladığında, gerçek S25 Ultra'nın testten "uçarak geçtiği" görülürken, sahte cihaz "tek kare/saniye" hızında çalıştı ve "takıldı, korkunç bir performans sergiledi". Test sonuçları ise gerçek S25 Ultra'nın 120.22 FPS ile zirve yaptığını gösterirken, sahte cihazın zar zor 14 FPS'ye ulaştığı ve çoğu zaman takıldığı ortaya çıktı. Sahte Samsung Galaxy S25 Ultra'nın puanı ise %0 olarak kaydedildi. Son olarak kameralar karşılaştırıldığında, sahte telefonun kamerasının aslında "çok kötü olmadığı" ancak farkın "oldukça bariz" olduğu belirtildi. Ses testinde de sahte ve gerçek cihaz arasında "oldukça net bir fark" olduğu gözlemlendi.
Bu detaylı incelemenin sonucunda, "Phone Repair Guru" uzmanı tarafından vurgulanan net mesaj şudur: Bu tür sahte bir telefonu kesinlikle istemezsiniz, çünkü "korkunç derecede yavaş" ve temel işlevleri bile yerine getirmekte zorlanıyor. Görsel olarak ne kadar ikna edici olursa olsun, kutu detaylarından S Pen'e, yazılımından gerçek performansına kadar her yönüyle bir aldatmaca olan bu cihazlar, paranızın boşa gitmesine neden olmaktan başka bir işe yaramıyor. Bu durum, teknolojinin son sınırlarında bile dolandırıcıların ne kadar kurnaz olabildiğini bir kez daha kanıtlıyor ve tüketicileri "eğer bir anlaşma kulağa çok iyi geliyorsa, muhtemelen öyle değildir" uyarısıyla bir kez daha yüzleştiriyor.