Türkiye'nin dört bir yanında yankılanan sahtecilik ve yolsuzluk skandalları, sahte diplomalar, ehliyetler ve hatta vatandaşlık belgeleriyle birlikte, Ekrem İmamoğlu'nun geçerli diplomasının tartışılmasına karşın, doçentler ve profesörler de dahil olmak üzere birçok kişinin sahte belgelerle sistemde cirit attığına dair iddialarla devletin ne denli derin bir çürüme içinde olduğunu gözler önüne seriyor, bu sarsıcı detayları okumaya devam edin. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Saya'nın altı farklı üniversiteden altı diplomasının bulunması gibi akıl almaz durumlar, sistemdeki bu büyük çürümelerin yalnızca bir yansıması olarak karşımıza çıkarken, bu durumların nasıl gözden kaçtığına dair soruların cevabı haberimizin devamında sizleri bekliyor.

Emekli diplomat ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, sahte belgelerle kurulan bu düzenin yanı sıra, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz'ın yükseköğrenim dereceleri hakkında bile ciddi soru işaretleri olduğunu öne sürerken, 40 yıl devlette hizmet etmiş, Washington Büyükelçiliği gibi önemli görevlerde bulunmuş, Türkiye'nin geri alınamayan unvanlarından birine sahip bu liyakatlı diplomatın iddiaları, meselenin ciddiyetini gözler önüne sererek dikkatle okunmaya devam edilmesini gerektiriyor. Namık Tan'ın sosyal medya mesajında vurguladığı gibi, yurttaşın devlete emanet ettiği tüm kişisel bilgilerin elde edilip kopyalandığı ve yasa dışı işlerde kullanıldığı iddiaları, YÖK sistemine girilerek notların değiştirildiği ve adeta paralel bir e-Devlet yapısı kurulduğu şüphelerini doğurarak buzdağının yalnızca görünen kısmının bu olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor, bu ürkütücü tabloya ışık tutmak için okumaya devam edin.

Ancak bu iddialara karşılık, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, ÖSYM sistemine girilerek adayların puanlarının değiştirildiği yönündeki iddiaları kamuoyunu yanıltmaya yönelik "açık bir dezenformasyon" olarak nitelendiren bir açıklama yapsa da, Namık Tan "Kaybedilen yalnızca haksız kazanılmış makamlar değil, yüzlerce liyakatlı insanın hakkı, gençlerin umudu çalınıyor" diyerek durumun vahametini vurgularken, bu açıklamalar ışığında kamuoyunun ne kadar yanıltıldığına dair detaylar merakla okunmaya devam edilmeyi bekliyor. Öte yandan, iktidarın kamuda kadrolaşmasının bir aracı olarak kullanılmış olabileceği ihtimali üzerinde durulan sahte diploma skandalında, eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un Kuzey Makedonya'da kurduğu iddia edilen ve Türkiye'de üniversite sınavını kazanamayanların ya da barajı geçemeyenlerin devam zorunluluğu olmadan kayıt olup diploma alabildiği Balkan üniversiteleri tartışma konusu olurken, mafyaların veya tarikatlerin kurduğu düşünülen bu üniversitelere YÖK'ün kolayca denklik vermesi, meselenin derinliğini gözler önüne seriyor, bu skandalın tüm yönleriyle anlaşılması için okumaya devam edin.

Hukuk fakültesi diploması alıp Türkiye'de staj yaparak hakim veya savcı olduğu iddia edilen kişilerin varlığıyla daha da büyüyen bu krizde, İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği gibi köklü kuruluşların, ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulunun, Balkan üniversitelerinden mezun olup görev yapan kişilere yeterlilik sınavı yapması gerektiği yönündeki çağrılar, Merdan Yanardağ tarafından dile getirilirken, bu okullara kayıt için AKP ve MHP'den referans alındığı iddiaları, akademik eğitimin temelindeki doktorluk, doçentlik ve profesörlük süreçlerinin ne kadar sıkı olduğunu bizzat kendi doktora ve yüksek lisans deneyimleriyle açıklayan Yanardağ'ın "Biz enayi miyiz?" sorusuyla zirveye ulaşarak, her şeyin yalan ve sahte olduğu bu düzenin gerçek yüzünü görmek için sabırsızlıkla okunmaya devam edilmeli.

Tüm bu iddialar, Türkiye'deki devlet yapısında kökleşmiş bir çürümeyi işaret ederken, hakkaniyetle elde edilen diplomaların sorgulanıp iptal edildiği bir ortamda, sahte diplomalarla makam sahibi olanların varlığı, gençlerin umutlarını çalan ve liyakat sistemini yok eden bir tablo çizmektedir; tüm bu çarpıcı gerçekler ve daha fazlası için, Türkiye'nin bu karmaşık ve endişe verici gündemini www.avazturk.com adresinden takip edebilir, ülkenin geleceğini tehdit eden bu sahtecilik ağının tüm detaylarını inceleyerek bu önemli gelişmenin sonuçlarını hep birlikte görebiliriz.