Türkiye siyaseti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta "Seçimler zamanında, 2028'de yapılacak" demesine rağmen, perde arkasında fırtınalı bir erken seçim senaryosunun konuşulduğu iddialarıyla çalkalanıyor. Usta gazeteci Mehmet Tezkan'ın, Halk TV için kaleme aldığı bu iddiaları bir adım öteye taşıyarak, saray kulislerinden sızdığını iddia ettiği net bir tarih verdi. Tezkan'a göre, Türkiye'nin kaderini değiştirecek o sandık, çok da uzak bir gelecekte değil.

Bu makalenin ilerleyen satırlarında, sadece bir seçim tarihi okumayacaksınız. Aynı zamanda, bu tarihin neden seçildiğini, bu seçime giden yolda hangi siyasi kartların masaya sürüleceğini ve "terörle mücadele" adı altında yürütülen sürecin aslında nasıl bir seçim stratejisinin parçası olduğunu tüm çıplaklığıyla göreceksiniz. Mehmet Tezkan'ın deşifre ettiği bu plan, siyasetin satranç tahtasında atılan adımların ne kadar hesaplı ve birbiriyle bağlantılı olduğunu kanıtlar nitelikte.

Mehmet Tezkan, yazısında AK Partili kurmayların 2027 sonbaharını işaret etmesine rağmen, kendisine saraydan daha sağlam bilgiler geldiğini belirterek o kritik tarihi açıkladı. Tezkan, "Tüm işaretler, 2026 yılının Ekim veya Kasım ayını gösteriyor," diyerek erken seçim iddiasını net bir tarihle ortaya koydu. Peki, iktidarı bu tarihi belirlemeye iten sebep ne? Tezkan'a göre cevap, iki temel stratejide gizli: PKK'nın silah bırakma süreci ve ekonominin gidişatı.

Ve işte o kan donduran planın detayları: Tezkan, PKK'nın silah bırakma sürecinin bilinçli olarak 2026 yılına kadar uzatılacağını iddia ediyor. Meclis'te kurulan komisyonun görev süresinin 2025 sonuna kadar olması ve Devlet Bahçeli'nin "terörsüz Türkiye" çalışmalarının yıl sonuna kadar süreceği açıklamaları bu tezi güçlendiriyor. Tezkan'a göre iktidar, bu süreçten beklediği siyasi sonucu henüz alamadı. Hatta Öcalan ile anlaşma yapıldığı iddiaları, süreci iktidarın aleyhine çevirdi. Bu nedenle, sürecin olgunlaşması ve kampların boşaltılmasıyla yaratılacak "başarı" havasının, toplumu seçime hazırlayacak en önemli koz olacağı belirtiliyor.

Tezkan, bu plana paralel olarak yürütülen ikinci bir stratejiye daha dikkat çekiyor: CHP'ye yönelik operasyonlar. Öcalan'ın PKK'ya fesih çağrısı yapacağı, Kandil'in buna uyacağı ve eş zamanlı olarak CHP'li belediye başkanlarına yönelik operasyonların artacağı bir senaryonun masada olduğunu iddia ediyor. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını bu operasyonun başlangıcı olarak yorumlayan Tezkan, amacın CHP'yi yıpratarak seçime zayıf bir şekilde girmesini sağlamak olduğunu vurguluyor.

Son olarak Tezkan, bu iki siyasi hamlenin ekonomik düzelme ile taçlandırılacağını belirtiyor. Enflasyonun düşmesi ve faizlerin çekilmesiyle halkın rahat bir nefes alacağı, PKK'nın silah bırakma sürecindeki olumlu atmosferle birleştiğinde, iktidarın 2026 sonbaharında sandığı halkın önüne getireceğini ve bu "zafer" havasıyla seçimleri kazanmayı hedeflediğini iddia ediyor. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile yapılan son görüşmenin de bu 2026 seçim hazırlığının bir parçası olabileceği sorusu, bu büyük planın ne kadar detaylı düşünüldüğünü gözler önüne seriyor.