NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Semih Terzi'nin telefonu'ndaki sır

Anımsıyorum da bir vakitler, bu coğrafyada bir işe yaradıklarını  göstermek isteyenlerin tercih ettikleri bir yöntem vardı. Masumlar, ki özellikle gençler  “eşkıya”, “terörist”, “gerilla”  olarak gösteriliyor ve haliyle de infaz ediliyorlardı. Cesetlerin ailelere iade edilmeleri bile makbul sayılıyordu o vakitler.

İşte Mehmet Ağar, teyit etti bunu…

Söylediklerini yorumlamaya, gerek yok. Üzerinde uzun uzun düşünmeye de…

Mehmet Ağar; söyledi söyleyeceğini. Kimi “sol” pişmanlık diye yazdı, kimileri de son pişmanlık. Neyse.

Her daim inandığım düstur,;insanların; “pişman” olmak,” itiraf” etmek,  “itaat” etmek hatta ve hatta  “ihanet” etmek  hakları var.

İster saygı duyun, ister duymayın, fakat ikinci, üçüncü, bilmem kaçıncı değil bu hak, insan hakkı kadar kutsal; bırakın bunu kullansınlar kullanmak isteyenler…

Mehmet Ağar da bu hakkı kullandı!

Öyleyse; hiddet şiddet,  küçümseme niye?

Bırakın kullansın, kullanabildiği kadar, sadece dinleyin, anlamayın ama araştırın niyetini…

Nereden nereye geldik.

Malum; Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli  Tuğgeneral Semih Terzi eldeki verilere göre  darbeciydi.
Ve şehit olacağını  bile bile Astsubay Ömer Halisdemir, tetik düşürdü; infaz etti Semih Terzi’yi…

İyi de yaptı.

Dedik ya nereden nereye geldik.

Herkes aynı mantıkta, aynı düşüncede…

Sudaki iz mesela, aynı mantık aynı düşünce. Dokunulması imkansız. Dokunulursa  görüntü, mantık, düşünce yok olacak, ezber bozulacak..

Hadi dokunmak değil de, dokunmaya teşebbüs edelim.

Soru ortada Semih Terzi’nin telefonunda da meşhur Bylock programı  var mıydı?

Muhtemelen olmalı, ama yoksa ne diyeceğiz…

Umarım bu sorunun yanıtını bir şekilde buluruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar