NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Sığıntı Veliaht Enver Altaylı

Resmi adı aldı ”Sığınmacı” olsa da sığıntı yani yersiz yurtsuz kişi demektir, Türkçesi vatansız, gâvurcası haymatlostur sığıntının. Hanidir bu coğrafya; mülteciye değil ama sığınmacıya kucak açmayı vazife bildi. Çünkü yabancısı değildi sığıntılık.

Üstelik kadim gelenekti sığıntılık!

Sığıntının dini, milliyeti, ideolojisi yoktu. Ancak doyacak karnı vardı.

Karnını doyurduğun sürece sığıntı sadıktı

Kapısına yanaşma olan da biliyordu bu gerçeği, sığıntı da…

En çok kini sığındığı kapıydı sığınanın. Çünkü öyle olması gerekiyordu.

Geçmişini yok sayan, itibarsızlaştıran başkası olsa da sığıntının kini vardı. Geçmişe, bugüne ve geleceğe dairdi bu kin.

 Kin biriktirmek, sadece insani değil coğrafiydi de…

Coğrafi olduğu kadar itikadıydı de…

Sığıntılaşan sırtında; dinini de, dilini de milliyetini de sığıntılaştırıyordu…

Öksüz-yetim kini; gibi bir şey bu!

İşin aslı vazgeçilmezi yoktur sığıntının, vatanı, bayrağı, dili, dini…

Vazgeçmesi için öyle mühim vaatlere, zaafların tutsak alınmasına da ihtiyacı yoktur sığıntının…

Zaten vazgeçmiştir, vatanını terk ettiğinde, namustan, vatandan…

Bu yüzden vatansızdır sığıntı…

Enver Altaylı da bir sığıntıdır. Bakmayın, kendi kendine methiye düzmesine…

Yazdırdığı kitaba “Büyük Oyundaki Türk- Enver Altaylı” adını verdirse de, aslı “Sığıntı” olmalıydı..

Niye sığıntı derseniz; anlattım…

Enver Altaylı; bu coğrafyanın insanı değildi. Tıpkı veliahttı olduğu Ruzi Nazar gibi..

Ruzi Nazar ne kadar sığıntıysa Enver Altaylı da o kadar sığıntıydı…

Soğuk Savaş; sığıntısıydı. Sığıntının veliahttı da  haliyle sığıntı olacaktı.

En baştan söyledik, sığıntının vatanı olmaz diye…

Vatansızlaşanın, haymatlosun  sığındığı yerdir ABD…

ABD vatan değil, sığıntıların ikamet ettikleri yerdir sadece…
Anlayacağınız, kirli de olsa, kiminin bedeni ABD’ye sığınır, kiminin ruhu!

Bedenleri mazlumlar coğrafyasında olsa da; ruhları, yürekleri ABD’dedir bazılarının. Tıpkı Ruzi Nazar gibi tıpkı Enver Altaylı gibi ve haliyle tıpkı Abdullah Öcalan ve haliyle Fethullah Gülen gibi…

Abdullah Öcalan’ı İmralı’da kilit altına alsak da yüreği de ruhu da ABD’dedir. Bakmayın siz, Abdullah Öcalan’ın bir vakitler Selahattin Demirtaş için, “Ben bu topraklarda doğdum, ihanet etmem. Ama Selahattin, uluslararası güçlerin, elemanı” dediğine…

Neyse;

Fethullah Gülen de öyle. Sığıntı; tıpkı APO gibi. Ne milliyeti var, ne de dini…
Haliyle nereden nereye geldik…

Durak Yeni İstanbul Gazetesi..

Sahibi Gökhan Evliyaoğlu; MHPli...

Yazarları, çalışanları arasında kimler yok ki…

Mesela Seferberlik Tetkik Kurulu’nun Kurucusu  Daniş Karabelen!

Mesela; gerek eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve gerekse de Genelkurmay Başkanı  Orgeneral Hulisi Akar’ın seminerlerini izlediği Necip Fazıl Kısakürek…

Hadi anladık da Abdullah Öcalan’ın “Ben Necip Fazıl Kısakürek’in gizli toplantılarına katılırdım” demesine ne demeli…

Malum Prof. Aydın Yalçın’ın burada yeri ne…

Yazdım ya neyse;

Yeni İstanbul Gazetesi’nin çalışanıydı Enver Altaylı; Namık Kemal Zeybek de öyle…

Hürriyet Gazetesi’nin Güzin Ablası da öyleydi bir vakitler…

Ha sahi; dayısı vardı meşhur Avni Özgürel’in o gazetede.

İstihbarat şefiydi merhum Muammer Taylak…

Dayısıydı, Avni Özgürel’in….

O Avni Özgürel ki, Necip Fazıl’ın ekibindendi haliyle,,,

Abdullah Öcalan ile birlikte “Eylem koymuşlukları” vardı, Maltepe Camii’nde…

Apo da sığıntıydı. Sığındıkları isimlerden biri de Mehmet Sabri Canbeyli idi….

Az mı bulgur pilavını yemişti APO Sabri Abi’nin…

Sığıntı olarak, gitmedi Sabri Abi… Ben Karşıyaka Camii’nde Kılınan Cenaze namazında öğrendim, adının başında bir de “Mehmet” olduğunu… 

Vefat etti Sabri Abi, Kurban bayramından iki gün önce;  hiç kimseye sığınmadan…

Ruhu şad, mekanı cennet olsun…

Başka bir şey, kimsenin suçu yok..

Suç son sodada be Sabri Abi!

Önceki ve Sonraki Yazılar