Silivri Kararı Halk Desteğini Kesme Çabası mı?

Silivri Kararı Halk Desteğini Kesme Çabası mı?

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu'nun duruşmaya katılmama kararının gerekçelerini açıkladı. Duruşma yerinin 24 saat kala değiştirilmesi, savunma hakkının kısıtlanması ve Silivri'deki cezaevi kampüsünde duruşma ısrarının "toplumsal desteğ

İstanbul siyasetinin gündemine oturan Ekrem İmamoğlu davasında kritik bir gelişme yaşandı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "SÖZCÜ Televizyonu" YouTube kanalında katıldığı yayında, Ekrem İmamoğlu ve avukatlarının yarınki bilirkişi davasının duruşmasına katılmama kararı aldığını duyurdu. Çelik, bu kararın ardındaki gerekçeleri detaylı bir şekilde açıklayarak, olayın sadece hukuki bir prosedürden ibaret olmadığını, siyasi bir arka planı bulunduğunu öne sürdü. Türkiye'de son dönemde artan siyasi gerilimler ve yargı süreçlerindeki tartışmalar göz önüne alındığında, bu açıklama kamuoyunda büyük bir dikkatle takip ediliyor.

Özgür Çelik'in aktardığına göre, normalde duruşma yerinin değişikliğinin en az bir hafta öncesinden bildirilmesi gerekirken, Ekrem İmamoğlu'nun davasında "keyfi bir biçimde" son 24 saat kala duruşma yeri değiştirildi. Avukatların bu durumu "savunma hakkının kısıtlandığı" şeklinde değerlendirdiğini belirten Çelik, hem Ekrem İmamoğlu'nun hem de avukatlarının dava ile ilgili belli hazırlıklar yaptığını ve bu ani değişikliğin hazırlık sürecini olumsuz etkilediğini ifade etti. Çelik, bu durumun düpedüz bir hukuksuzluk olduğunu vurgulayarak, "bir sabah uyanıyorsunuz, şafak operasyonları, gözaltılar; başka bir sabah uyanıyorsunuz, cezaevinden insanların evlerinden kilometrelerce uzağa nakil edilmesi; başka bir sabah uyanıyorsunuz, kısa bir sürede duruşma yerinin değiştirilmesi" gibi örneklerle bu "keyfiyete" tepki gösterdiklerini belirtti. Bu türden ani ve tartışmalı kararların hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmadığı, https://www.avazturk.com gibi bağımsız yayın organları tarafından da sıkça gündeme getirilen önemli bir mesele olarak dikkat çekiyor.

CHP İstanbul İl Başkanlığı olarak daha önce partililere Silivri'ye giderek Ekrem İmamoğlu'na destek olma çağrısı yaptıklarını da hatırlatan Özgür Çelik, bu duruşmaya katılmama kararı sonrası söz konusu çağrıyı iptal ettiklerini ve yarın Silivri'ye gitmeyeceklerini yurttaşlara duyurdu. Çelik, bu kararın alınmasında Silivri'deki duruşma ısrarının arkasındaki niyetin yattığını düşündüklerini dile getirdi. Geçmişte Ekrem İmamoğlu'nun Çağlayan Adliyesi'ne ifadeye gittiğinde yüz binlerin kendisine destek olmak için adliye önüne geldiğini anımsatan Çelik, "Silivri'de bir cezaevi kampüsünün içerisinde bu duruşmaları yaparak, bir biçimiyle Ekrem Başkana yönelik toplumsal desteği kesme çabası olarak değerlendiriyoruz bunu" ifadelerini kullandı.

Çelik, iktidarın Ekrem İmamoğlu'nun sesini kısmaya çalıştığını, bunun Twitter hesabının yasaklanması ve fotoğraflarının indirilmesi gibi yollarla yapılmaya çalışıldığını öne sürdü. Bu girişimlerin temel amacının, İmamoğlu'nun toplumla bağını kesmek ve sahip olduğu "toplumsal desteği kesmek" olduğunu vurgulayan Çelik, bu durumun Türkiye kamuoyundaki algısına da dikkat çekti. Yapılan tüm kamuoyu araştırmalarının, Ekrem İmamoğlu'nun davası ve diğer belediye başkanları ile yol arkadaşlarının süreçlerinin hukuki değil, siyasi süreçler olduğunu gösterdiğini belirtti. Çelik'e göre, "bu davalar hukuki midir siyasi midir?" diye sorulduğunda, toplumun %60'ından fazlası bu davaların siyasi olduğunu ifade ediyor; sadece %20-22 bandında bu davaların hukuki olduğunu söyleyenler bulunuyor. https://www.avazturk.com da benzer anket sonuçlarını ve kamuoyunun hukuki süreçlere olan güvenini sorgulayan haberleri sıkça gündemine taşımaktadır.

Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklu olmasının doğru olup olmadığına dair yapılan araştırmalarda da Türkiye kamuoyunun %60'ından fazlasının İmamoğlu'nun tutukluluğunu yanlış olarak değerlendirdiğini ve bu durumdan "çok rahatsız" olduğunu aktardı. Çelik, bu rahatsızlığın sadece siyasi değil, Türkiye ekonomisine de "çok ciddi etkileri" olduğunu belirterek, iktidarın bu durumdan rahatsız olduğu için toplumsal desteği kesme ve Ekrem İmamoğlu'nun toplumla bağını koparma çabalarına giriştiğini iddia etti. Ancak Çelik, bu çabaların başarısız olacağını güçlü bir dille ifade etti.

Başarısızlık iddialarını desteklemek için Ekrem İmamoğlu'nun geçmişteki hizmetlerine vurgu yapan Çelik, başkanın 2019'dan beri İstanbul'da ve daha önce Beylikdüzü'nde "çok önemli hizmetler" yaptığını hatırlattı. Ayrıca, İmamoğlu'nun "15,5 milyon oyla belirlenmiş bir cumhurbaşkanı adayı" olduğunu ve her geçen gün toplumsal desteğinin arttığını belirtti. Bu toplumsal destekten rahatsız oldukları için bu tür uygulamalara gidildiğini düşündüğünü söyleyen Çelik, tüm bu uygulamaların "bir korkunun sonucu" olduğunu dile getirdi. Çelik'in açıklamaları, siyasi gerilimlerin derinleştiği ve yargı süreçlerinin siyasi bir enstrüman olarak kullanıldığı iddialarının giderek arttığı bir dönemde, https://www.avazturk.com gibi platformlar aracılığıyla geniş kitlelere ulaşıyor ve kamuoyunun dikkatini çekiyor.

Konuşmasının sonunda Özgür Çelik, "korkunun ecele faydası yok" diyerek, erken seçim sandığının geleceğini ve Türkiye'nin bu karanlıktan kurtulacağını iddia etti. Cumhuriyet Halk Partisi olarak o zamana kadar hem hukuki hem de siyasi mücadeleyi "güçlü bir biçimde" vermeye devam edeceklerini, Genel Başkan Sayın Özgür Özel öncülüğünde bu kararlılıklarını sürdüreceklerini belirtti. Çelik, bu açıklamalarla, sadece bir davayı değil, genel anlamda demokrasiye yönelik algılanan tehditlere karşı bir duruş sergilediklerini net bir şekilde ortaya koydu.