Sırrı Süreyya Önder’in Vefatı: Barış mücadelesinin son perdesi

Sırrı Süreyya Önder’in Vefatı: Barış mücadelesinin son perdesi

Türkiye'nin tanınmış siyasetçilerinden ve eski milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder'in ölüm haberi, ülke genelinde büyük bir üzüntüye yol açtı.

Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Önder, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayata gözlerini yumdu.

Bu acı kayıp, ailesi, yakınları, sevenleri ve Türk siyasetinin önemli isimleri arasında derin bir yas oluşturdu.

Sırrı Süreyya Önder, hayatının büyük bir kısmını toplumsal sorunlarla ilgilenerek ve siyasi arenada etkin bir figür olarak geçirdi.

2011-2015 yılları arasında İstanbul milletvekili olarak görev yapan ve halkla olan güçlü iletişimiyle tanınan Önder, aynı zamanda kültürel ve sanatsal faaliyetlere de büyük ilgi gösterdi.

Sinema ve tiyatro alanındaki katkılarıyla, toplumsal meseleleri sanat yoluyla dile getirmeyi başaran Önder, özellikle özgürlük, adalet ve eşitlik gibi konulara verdiği önemin altını çizmişti.

Kalp rahatsızlığı nedeniyle son dönemde tedavi altında olan Önder’in hastaneye kaldırıldığı haberi, siyasi camiada büyük bir endişeye yol açmıştı.

Birkaç gündür yoğun bakımda tedavi gören Önder, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ölümü, yalnızca ailesini değil, aynı zamanda uzun yıllar boyunca siyasetle iç içe olan, onu yakından tanıyan pek çok kişiyi derinden sarstı.

Sırrı Süreyya Önder’in vefatı, sadece kişisel bir kayıp değil, Türk siyasetinin de önemli bir figürünü kaybetmesi anlamına geliyor.

Demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi temel ilkeler etrafında şekillenen siyasetiyle tanınan Önder, uzun yıllar boyunca partisi içinde ve toplumun farklı kesimlerinden gelen talepleri dikkate alarak hareket etmişti. Bu özellikleri, onu birçok insanın saygı duyduğu bir lider haline getirmişti.

Önder, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda toplumsal olaylara duyarlı bir insandı. Zaman zaman halkla iç içe olarak, onların sorunlarına dair çözümler üretmeye çalıştı.

Aynı zamanda, Türkiye'nin kültürel zenginliklerini ve halkların birliğini savunan bir figür olarak öne çıkıyordu. Sanatla iç içe bir hayatı vardı ve birçok projede aktif bir şekilde yer aldı.

Film ve tiyatro çalışmalarındaki katkıları, toplumun farklı kesimlerinin sesini duyurması açısından oldukça önemliydi.

Kendisi için önemli olan bir başka konu da, farklı düşüncelerin ve kültürlerin bir arada barış içinde var olabilmesiydi.

Önder’in hayatı, özellikle demokrasi mücadelesi veren birçok genç insan için bir örnek teşkil ediyordu. Her ne kadar siyaset hayatı pek çok zorlukla geçmiş olsa da, o her zaman insan hakları, eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeyi ilke edinmişti.

Hem siyasi kariyerinde hem de kişisel hayatında, bu değerleri savundu ve bu tutumu, halk nezdinde ona büyük bir saygı kazandırdı.

Son yıllarda kalp rahatsızlıkları nedeniyle sağlık sorunları yaşayan Önder, son bir ayda ciddi bir tedavi sürecinden geçiyordu.

Doktorların tüm çabalarına rağmen, sağlık durumu kötüleşmiş ve hastaneye kaldırılmasının ardından tüm müdahalelere rağmen hayata veda etmiştir.

Önder’in ölümü, siyasi camiada olduğu kadar, toplumsal yaşamda da büyük yankı uyandırmıştır. Ailesi ve yakınları, bu zor zamanlarında kendilerine gösterilen desteğe teşekkür ederken, Önder’in ölümünün sadece bir insan kaybı değil, Türkiye’nin değerli bir halk figürünü kaybettiği anlamına geldiğini belirttiler.

Önder’in ölümünün ardından pek çok siyasi parti ve isim, taziye mesajları yayınladı. Hem ülke çapında hem de uluslararası alanda, onun siyasi duruşuna ve insana duyduğu saygıya olan övgüler dile getirildi.

Pek çok kişi, Sırrı Süreyya Önder’in uzun yıllar boyunca hem siyasetçi hem de sanatçı kimliğiyle Türkiye’de ve dünyada bıraktığı izlerin asla silinemeyeceğini vurguladı.

Sırrı Süreyya Önder, yaşamı boyunca sayısız insana ilham kaynağı olmuş ve toplumun her kesiminden insanlarla yakın ilişkiler kurmuştu.

Ölümü, Türkiye’de bir dönemin sona erdiğini ve çok önemli bir ismin kaybedildiğini gösteriyor. Ailesinin, yakınlarının, dostlarının ve sevenlerinin yaşadığı acı, Türkiye’nin bir insanını kaybetmiş olmasının ötesinde, bir dönemin daha kapandığının da bir simgesidir.

Sırrı Süreyya Önder’in yaşamına ve siyasi kariyerine bakıldığında, onun Türk siyasetindeki rolü ve toplumda oluşturduğu etki oldukça belirginleşiyor.

Kendisi, yalnızca bir milletvekili ya da parti temsilcisi olarak değil, aynı zamanda bir kültür elçisi olarak da halkın yanında yer aldı.

Toplumun en zor dönemlerinde bile, adaletin ve özgürlüğün sesi olmayı başaran Önder, halkın güvenini kazanmış ve onlara doğru bir şekilde rehberlik etmiştir.

Önder’in ölümünün ardından geriye bırakacağı miras, sadece siyasette değil, aynı zamanda Türkiye’nin sosyal ve kültürel yapısında da önemli izler bırakacaktır.

Onun fikirleri, idealleri ve toplumla kurduğu bağ, yıllar sonra dahi hatırlanacak ve insanlar, onun değerleri etrafında birleşmeye devam edecektir.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'den üzücü bir haber geldi. Yoğun bakımda tedavi edilen Önder, tedaviye yanıt vermedi ve nörolojik durumu kötüleşti. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle 3 Mayıs 2025 tarihinde saat 16:10'da yaşamını yitirdi.

sirri-sureyya-onder-son-yolculuguna-ugurlandi.jpeg

Hastane Açıklaması

Önder'in ölümüne dair hastaneden yapılan açıklama, 15 Nisan 2025 tarihinde Sırrı Süreyya Önder'in ciddi bir kalp krizi geçirdiğini ve solunum ile kalp durması nedeniyle ambulansla hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

Önder'e acil müdahale olarak Aort Diseksiyonu tanısıyla Bentall operasyonu (aort kapak değişimi ve çıkan aort değişimi) ve tek damar by-pass ameliyatı uygulandı.

Ameliyat sonrası yoğun bakımda ECMO (Kalp destek cihazı) desteğiyle hemodinamik stabilite sağlanmaya çalışıldı.

Ancak Önder'in nörolojik durumu bozuldu ve çoklu organ yetmezliği gelişti. 18 günlük yoğun bakım sürecinin ardından, Önder 3 Mayıs 2025 tarihinde hayatını kaybetti.

Siyasilerden Başsağlığı Mesajları

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sırrı Süreyya Önder'in tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini ve ailesine başsağlığı dilediğini belirtti. DEM Parti de bir açıklama yaparak, "İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder'i kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz" ifadelerine yer verdi. DEM Parti, Önder’in barış mücadelesinin anısına bağlılıklarını vurgulayarak, "O’nun canı pahasına sürdürdüğü barış mücadelesini başarıya ulaştırmak, anısına sahip çıkmak bizim görevimizdir" dedi.

Önder'in vefatının ardından pek çok kişi hastaneye taziye ziyaretinde bulundu. Ziyaretçilere, Önder'in annesi Zeliha Önder ve kızı Ceren Önder Kandemir de katıldı. Zeliha Önder, oğlunun vefat haberini alır almaz fenalık geçirdi.

Önder'in Sağlık Süreci

Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan’da kalp krizi geçirdi ve iki kez kalbi durdu. Yapılan müdahalelerle hayata döndürüldü. Önder'in sağlık durumu hızla kötüleşti ve yapılan testlerde aort damarının yırtıldığı tespit edildi. Acil bir şekilde ameliyata alınan Önder, 12 saat süren zorlu bir operasyon geçirdi. Birkaç gün sonra, doktorlar kalbinin iyileşme belirtileri gösterdiğini ancak sağlık durumunun halen kritik olduğunu bildirdi. Ancak yoğun bakım sürecinin 13. gününde, nörolojik durumu kötüleşti ve reflekslerinde azalma yaşandı. Nihayetinde çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

Cenaze Töreni

Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi, 4 Mayıs Pazar günü İstanbul'da toprağa verilecek. Cenaze töreni, AKM'de saat 11:00’de yapılacak anma töreniyle başlayacak. Ardından cenaze namazı, Levent’teki Barbaros Camii'nde ikindi namazının ardından kılınacak. Önder'in cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecek.

Siyasi Liderlerden Taziye Mesajları

Sırrı Süreyya Önder'in vefatına ilişkin siyasi liderlerden başsağlığı mesajları geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Önder'in siyasi nezaketi, mütevazılığı ve saygın kişiliğiyle her zaman takdir edilen bir insan olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Önder'in barış ve diyaloğa olan katkılarının Türk milletinin gönlünde yer edindiğini ifade etti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve diğer pek çok siyasetçi de başsağlığı dileyerek, Sırrı Süreyya Önder'in barışa verdiği önemin hatırlanacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Önder’in önemli bir siyasi figür olduğunu belirterek, DEM Parti İstanbul Milletvekili'nin vefatını derin üzüntüyle öğrendiklerini ifade etti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, Önder'in ülke gündemine kattığı renk, denge ve güzelliklere dikkat çekerek, "Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun" dedi.

Önder'in Hayatı

Sırrı Süreyya Önder, 1962 yılında Adıyaman'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğretimini burada tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne kaydoldu ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesi nedeniyle eğitimini yarıda bıraktı. Darbe karşıtı protestolara katıldığı için hapis cezasına çarptırıldı ve 7 yıl cezaevinde kaldı.

Sinema yönetmenliği, senaristlik ve oyunculuk gibi sanatsal faaliyetlerin yanı sıra gazetelerde köşe yazarlığı da yaptı. 2007'de yazıp yönettiği "Beynelmilel" filmi, Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü'nü kazandı. 24. dönemde İstanbul Milletvekili seçilen Önder, aynı zamanda 25 ve 26. dönemlerde Ankara Milletvekili olarak görev yaptı. İmralı görüşmelerine katılan heyette yer aldı ve bu süreçte barış adına büyük çaba gösterdi.

2019 yılında, terör örgütü propagandası nedeniyle hapis cezası aldı ve 3 yıl 6 ay hapis yattıktan sonra tahliye edildi. 2023 genel seçimlerinde DEM Parti'den İstanbul milletvekili seçilen Önder, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili olarak görev yapıyordu. Önder'in bir kızı vardı ve tüm ömrü boyunca barış için mücadele etti.

Sırrı Süreyya Önder'in hayatı, sanat, siyaset ve barışa olan katkılarıyla unutulmaz bir iz bıraktı. Onun anısını yaşatmak, barışa olan inancıyla yürüdüğü yolu sürdürmek, Türkiye'nin geleceği adına büyük bir sorumluluk olarak kalacak.