Skandal İddialar Hukuku Sarsıyor: Cem Küçük'ün 'İtirafçı' Açıklamaları Adaleti Hedefte!

Skandal İddialar Hukuku Sarsıyor: Cem Küçük'ün 'İtirafçı' Açıklamaları Adaleti Hedefte!

Halktv ekranlarında dile getirilen çarpıcı iddialar, yargı süreçlerindeki şeffaflık eksikliğini ve 'etkin pişmanlık' müessesesinin tartışmalı kullanımını gündeme taşıdı. Gazeteci Cem Küçük'ün "operasyon bilgileri" ve "itirafçı" açıklamalarıyla başlayan...

Halktv ekranlarında gündeme gelen son tartışmalar, kamuoyunda hukuk ve yargı süreçlerine dair ciddi soru işaretleri uyandırdı. Tartışmanın merkezinde, bazı medya mensuplarının adli soruşturmalarla ilgili gizli bilgileri önceden paylaştığı ve 'itirafçı' iddialarıyla kişilerin onurlarıyla oynandığı suçlamaları yer alıyor.

Programda, Gazeteci Cem Küçük'e yönelik çarpıcı suçlamalar dile getirildi. Küçük, "bu dönemin Mehmet Baransu'su" ve "valizcisi" olmakla itham edildi. İddialara göre Cem Küçük, kimlerin gözaltına alınacağını, hangi şirketlere operasyon düzenleneceğini önceden açıklıyor ve hatta Murat Ongun ile Fatih Keleş gibi isimlerin "itirafçı" olduğunu ekranlarda duyuruyordu. Bu durum, çok sayıda avukatın tepkisini çekerken, adalet mekanizmasının işleyişine dair derin endişeleri beraberinde getirdi.

"Nerede Savcılar?" ve Hukuki Belirsizlikler

Cemal Enginyurt'un programdaki sert çıkışı, "Nerede savcılar?" sorusunu yüksek sesle sordu. Cem Küçük'ün bu bilgileri nereden aldığı, kendi mi uydurduğu, yoksa Akın Güllek gibi isimlerin mi bilgi sızdırdığı soruları yanıt arıyor. Eğer bilgiler uydurma ise Cem Küçük'ün neden savcılığa çağrılmadığı, eğer gerçekse bu operasyonların kim tarafından ayarlandığı ve bu "düzenek"in nasıl kurulduğu merak ediliyor. Fatih Keleş ve Murat Ongun gibi isimlerin onurlarıyla oynandığı vurgulanırken, eğer gerçekten itirafçı oldularsa bunun avukatları veya Akın Güllek tarafından açıklanması gerektiği belirtildi.

"Etkin Pişmanlık" Tartışması: Rüşvet Suçlarında Uygulanabilir Mi?

Hukukçuların ve uzmanların dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise "etkin pişmanlık" müessesesi oldu. Avukatların ve hukukçuların ortak görüşü, rüşvet gibi bazı suçlarda etkin pişmanlığın uygulanamayacağı yönünde. Programda Şakir Ozan'ın bu konudaki bilgileri aktardığı ve rüşvet suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin işlemeyeceğinin altını çizdiği belirtildi. Cemal Enginyurt, geçmişteki cezaevi tecrübelerinden ve 12 Eylül dönemindeki itirafçılık örneklerinden yola çıkarak, etkin pişmanlığın suç örgütünü çökerten, ancak suçu bizzat işleyen ve örgütü kuran kişiler için geçerli olmaması gerektiğini savundu.

"İtirafçılık" Mı, "İftiracılık" Mı?

Enginyurt, "itirafçılık" tanımının da yanlış yorumlandığını iddia etti. Ona göre, itirafçılık, bir suçu başkalarıyla birlikte işleyip "ben yaptım, pişmanım, biz şunlarla birlikte yaptık" demekle mümkün olurken, "duydum, gördüm, işittim" diyerek başkalarını suçlamanın "iftiracılık" olduğunu vurguladı. Murat Ongun ve Fatih Keleş'in konuşturulduğu, Ertan Yıldız gibi isimlerin daha önce "itirafçı" olduğu iddialarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Cemal Enginyurt, bu tür açıklamaları yapanların "kendini kurtarmak için iftiracı" olduğunu öne sürdü.

MASAK ve Ertan Yıldız Vakası: Adalet Neden İki Yüzlü?

Tartışmada adı geçen bir diğer isim ise Ertan Yıldız oldu. Daha önce "itirafçı" olduğu iddia edilen Yıldız'ın Bodrum'da 100 milyon liranın üzerinde değeri olan bir villası olduğu iddia edildi. Cemal Enginyurt, MASAK'ın (Mali Suçları Araştırma Kurulu) herkesin mal varlığını, hatta Murat Ongun'un çocuğunun kumbarasındaki paraya kadar incelediğini hatırlatarak, Ertan Yıldız'ın bu villayı nasıl edindiğinin ve neden bu konuda bir soruşturma yapılmadığının sorgulanmasını istedi. Bu durum, adaletin bazı kişiler için farklı işlediği eleştirilerine yol açtı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a Çağrı: "Hukuk Bitmiş!"

Programda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a da tepki gösterildi. Enginyurt, Tunç'un insani özelliklerini takdir etmekle birlikte, "hukuki özelliğinin kalmadığını" ve "hukukun bittiğini" savundu. Bir adalet bakanının her gün "bu ülkede hukuk var, hukuk işliyor" demesine rağmen, Cem Küçük ve Sinan Burhan gibi isimlerin televizyonlarda bu kadar önemli bilgileri nereden alıp konuştuklarını neden sormadığı eleştirildi. Bu durumun, yargıya olan güveni zedelediği ve adalet sisteminin şeffaflık ilkesinden uzaklaştığı endişelerini artırdığı ifade edildi.