Skandal olayların ardından Kızılay'da 'KAN BİTTİ' krizi! Kan yok, ameliyat ve tedavilerde son durum...
Kızılay'ın deprem sonrası yaşanan ücretli satışlarına ilişkin olarak vatandaşlardaki güven düşüklüğü endeksi sebebi ile kan bağışlarının azaldığı ve stok kanların kritik seviyelere düştüğü ifade edildi. Sağlıkta kriz kapıda. İşte detaylar...
Kan Gönüllüleri Derneği Eski Başkanı Sema Savaş, yaşanan kan stok azalma krizlerinin siyasetten uzak tutulması gerektiğine vurgu yaparak en son böyle bir krizin pandemiden bu yana görülmediğine dikkat çekti.

Skandal olayların ardından Kızılay'da 'KAN BİTTİ' krizi! Kan yok, ameliyat ve tedavilerde son durum...- Savaş, kan bağışı yapmak isteyen vatandaşlara önemli açıklamalarda bulunarak stokların azalmasının ve kan bağışının bitmesinin büyük bir krize yol açarak ameliyat ve tedavilerin aksayacağını belirtti. Savaş, kar amaçlı kan satışının söz konusu olamayacağını, bağışlanan kanın toplanması, saklanması, güvenlik testleri gibi işlem maliyeti nedeniyle SGK'ya faturalandırıldığını belirtti.
Kan Gönüllüleri Derneği Eski Başkanı Sema Savaş ile çocukluk çağı kanserlerin tedavisini gerçekleştiren Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın, çok kritik uyarılarda bulundu.
HASTALAR TEHLİKEDE
Savaş ayrıca, "Bugün Kızılay'a değil herhangi bir hastaneye kanınızı bağışlasanız, onlar da bu sürecin maliyetini SGK'ya fatura etmek zorunda. Kızılay'ın kan bankası sistemi, polemiklerin dışında tutulmalı. Bu, en çok hastaları tehlikeye sokuyor" dedi.
Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise en son pandemi döneminde kan stoklarının bu kadar kritik düzeye indiğini söyledi ve ülkemizde günlük 5 ila 10 bin ünite bağış olmazsa, sağlık sisteminin aksayacağını kaydetti.
Ramazan ayının girmesiyle zaten azalan kan bağışları, deprem sonrası yaşanan polemiklerin de eklenmesiyle durma noktasına geldi. Uzmanlar, herkesin her an kan ihtiyacının olabileceğinin altını çiziyor ve tepkilerin, "kan bağışından vazgeçmek" şekline dönüşmemesi gerektiğini vurguluyor.
KAN LAZIM
Prof. Dr. Fışgın, Kızılay kan bankası stoklarının kritik seviyesinin altına inmesinin, kendileri açısından büyük bir endişe yarattığını vurgulayarak "Biz bunu Kovid döneminde görmüştük. 2020 yılında, Kovid salgının aktif olduğu dönemde, Türkiye'deki günlük kan bağışı seviyesi 2 bin ünitenin altına düşmüştü. Sağlık sisteminin normal bir şekilde yürüyebilmesi için günde 5 ila 10 bin ünite civarında kan bağışının yapılması gerekiyor. Türkiye'deki ulusal kan sağlayıcı, temin edici tek kurum var, o da Kızılay. Kızılay bizim gözbebeğimiz, elbette ki bir takım eleştiriler olabilir.
Ama burada, kan bankası ve kan bağışını mutlaka ayrı bir kulvarda tutmamız lazım. Çünkü Kızılay bütün hastanelere, bütün sağlık kuruluşlarına kan temin ediyor ve Kızılay'ın olmadığı bir noktada, ne yazık ki Türkiye'de şu anda B ve C planları aktif çalışabilir durumda değil" dedi.
ZORLUK YAŞIYORUZ
Prof. Dr. Fışgın, "Bu hastaların ciddi zarar göreceğini düşünüyoruz. Çünkü bu hastaların sürekli ve düzenli olarak eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu dediğimiz kan ve kan ürünlerini alması gerekiyor. Bunları da şu anda sadece Kızılay sağlıyor.
İkincisi, çok önemli ameliyatlarımız var. Kalp damar cerrahisi, ortopedi, kulak burun boğaz veya kan ürünlerinin yoğun kullanıldığı genel cerrahi gibi birçok ameliyatımız olabiliyor. Kanda sıkıştığımız, kan temininde zorluk yaşadığımız noktada biz, kendi insan kaynağımızla, hem sosyal medyayı, hem iletişim kanallarını kullanarak, kendi çalışanlarımızı çağırdık. Bizler, hekim olarak, hemşire arkadaşlarımız, diğer sağlık personellerimiz, akşam, gece yarısı demeden gelip kendi hastanemizdeki kan bankasında bağış yaptılar" diye konuştu.