Son 24 Saatte Görülen Olağanüstü Direniş

Son 24 Saatte Görülen Olağanüstü Direniş

Türkiye, ağır baskı altında geçen son 10 yılına rağmen toplumun her kesiminden yükselen bir direnişle ayakta kalmaya devam ediyor. Leman dergisinden sağlık çalışanlarına, LGBTİ+ bireylerden özel sektör öğretmenlerine uzanan bu direniş zinciri, ülkenin...

Türkiye, son 10 yılı aşkın süredir ağır bir baskı rejimi altında nefes alıp vermeye çalışırken, pek az toplumun dayanabileceği bu çeyrek asırlık tek parti, tek adam yönetimine karşı sergilediği direnişle tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Kararan bir gecenin ardından gözaltına alınan bir belediye başkanının haberiyle güne başlamak ya da şeriatçıların baskınına uğrayan bir derginin yakılacağı korkusuyla uykusuz kalmak bu topraklarda sıradanlaşmış gibi görünse de, halkın umudunu ve itirazını sokağa taşıma kararlılığı devam ediyor. Bu makalede, ünlü gazeteci Can Dündar'ın son gözlemlerinden hareketle, Türkiye toplumunun baskıya rağmen nasıl ayakta kaldığını ve direncinin derinlemesine ayrıntılarını ele alacağız. Bu direnişin sadece son 24 saate sığdırılamayacak kadar köklü olduğunu ve ülkenin dört bir yanından yükselen seslerle devam ettiğini göreceksiniz.

Son 24 saat, Türkiye'nin farklı kesimlerinden yükselen direniş sesleriyle dolu, çarpıcı olaylara sahne oldu. Can Dündar'ın dikkat çektiği gibi, gece saatlerinde şeriat sloganlarıyla basılan Leman dergisi ve derginin yöneticilerinin şovvari bir şekilde ters kelepçeyle götürülmesi, ifade özgürlüğüne yönelik baskının geldiği noktayı gözler önüne serdi. Aynı gün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in de aralarında bulunduğu 156 kişinin gözaltına alınması, siyasi baskının yeni bir boyutunu işaret etti. Ancak tüm bu korku iklimine rağmen, toplumun farklı kesimleri geri adım atmadı. Bir gün öncesinde, tüm yasaklamalara rağmen, LGBTİ+ bireyler "yaşamda ısrar" diyerek onur yürüyüşlerini gerçekleştirdi. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin hakları için İstanbul'dan Kocaeli'ye yürüyüşe geçen DİSK işçileri, hedeflerine ulaştı. Özel sektör öğretmenleri sendikasının özlük hakları için İstanbul'dan başlattıkları ve yedi gündür süren yürüyüşleri ise Ankara'ya vardı. Tüm bu direniş eylemlerinin karşısında TOMAlar, polis barikatları ve yasaklar bulunsa da, hiçbiri geri adım atmadı; bu durum, Türkiye toplumunun direncini açıkça ortaya koydu.

Can Dündar, aynı günün gecesinde Saraçhane'de toplanan kalabalığın coşkusuna ve umuduna da özellikle değindi. Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100. günü nedeniyle düzenlenen ve millet iradesine sahip çıkma çağrısının yapıldığı bu miting, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) miting maratonlarındaki her durakta olduğu gibi yine meydanları doldurdu. Bu dirençte, Can Dündar'a göre, Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel'in rolü yadsınamaz derecede büyük oldu. Özel'in, ilk günden itibaren Saraçhane'yi teslim etmeme kararından başlayarak, 100 gün boyunca toplumsal tepkiyi adım adım büyüttüğü gözlemlendi. Leman dergisi linç edilirken ve en çok ses vermesi gerekenler korkuyla susarken, Özel'in çok doğru bir pozisyon alarak dergiyi savunduğu ve sanatçılara sahip çıktığı belirtildi. Ayrıca, farklı görüşlerde olsalar dahi Tunç Soyer'i savunması ve iktidarın CHP'yi bölme çabalarına CHP'yi büyütecek bir karşı hamleyle yanıt vermesi, siyasi arenadaki duruşunu pekiştirdi. CHP'nin mitingler maratonunda görülen coşku ve umut dolu kalabalıklar, toplumun iradesine sahip çıkma kararlılığını sergilerken, detaylı analizler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz, bu direnişin köklerini ve geleceğini anlamak açısından büyük önem taşıyor.

Can Dündar'ın ifadesiyle, bu manzara "az rastlanır bir direniş manzarasıdır". Böylesine ağır baskı altında, bunca yoksullukla mücadele ederken ve ağzını açıp bir şey söylemenin bedeli bu kadar ağırken bile toplumun hala sokağa çıkıp yürümesi ve itirazını haykırması, sıra dışı bir güç göstergesi olarak yorumlanıyor. Dündar, 2 Temmuz'da Madımak'ta yaşanan şeriatçı katliamının bu toplumun laiklik kararlılığını yok edemediği gibi, bugün de "yakalım hepsini" diye dergi basanların veya sabahın köründe ev basanların demokratik direnci kıramayacağını net bir şekilde ifade etti.

Nitekim, Can Dündar'ın aktardığı üzere, bütün anketler saray rejiminin ilk seçimde çökeceğini müjdeliyor. Son 24 saatin hem topluma hem de iktidara bir kez daha gösterdiği gerçek, net ve sarsılmaz bir şekilde ortadadır: Türkiye toplumu dayanıyor, teslim olmuyor. Bu kadar ağır baskı altındaki bir toplum, bunca yoksullukla mücadele ederken ve ağzını açıp bir şey söylemenin bedeli bu kadar ağırken hala sokağa çıkıyor, yürüyor, itirazını haykırıyorsa, o toplum yenilemez!.