Süleymaniye'den yükselen dumanlar, bölgenin ve hatta tüm ülkenin kaderini yeniden yazacak bir anın işaretiydi. Büyük bir sessizlik içinde gerçekleşen bu tarihi olayın her anı, nefesleri keserken, geleceğe dair büyük umutları ve derin endişeleri de beraberinde getirdi. Güvenlik önlemlerinin en üst seviyede olduğu bu törende, gazetecilerin canlı yayın yapmasına dahi izin verilmemesi, olayın hassasiyetini gözler önüne serdi. Ancak bölgeye ulaşan gazeteciler, bizlere eşine az rastlanır detaylar aktardı ve okudukça anlayacaksınız ki bu sadece bir başlangıçtı; haberin en can alıcı kısımları makalenin ilerleyen satırlarında sizleri bekliyor. Biz, www.avazturk.com olarak bu tarihi anın tüm detaylarını titizlikle incelemeye devam ediyoruz.

Bölgeden aktarılan bilgilere göre, tören alanına tam 30 kişi geldi. Bunların 15'i kadın, 15'i erkek olmak üzere, PKK'ya bağlı teröristlerdi. Gergin ve bir o kadar da anlam yüklü bir atmosferde, ilk olarak Bese Hozat isimli bir kişinin, hazırlanan metni Türkçe olarak okuduğu belirtildi. Hemen ardından aynı metin Kürtçe olarak da okundu. Bu ritüel tamamlandıktan sonra ise geriye dönüşü olmayan adım atıldı: Bese Hozat, elindeki silahı ve kuşağını bırakarak süreci başlatan ilk kişi oldu. Onun ardından diğer PKK üyeleri de tek sıra halinde ilerleyerek silahlarını bıraktılar ve yan tarafta beklemeye başladılar. O anlarda, hiçbirinin yüzünde en ufak bir duygu ifadesinin dahi görülmediği, sürecin büyük bir dikkat ve özenle yürütüldüğü dikkat çeken detaylar arasındaydı.

Bu teslimiyet töreni, PKK'nın silahları imha sürecinin de başlangıcı olarak yorumlanıyor. Sürecin son derece hassas olduğu ve en ufak bir hatanın dahi büyük sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Bölgedeki gözlemler, bu hassasiyetin sadece silah bırakanları değil, aynı zamanda bölgedeki tüm aktörleri etkilediğini gösterdi. Halk TV canlı yayınında bölgeden detaylar aktaran önemli bir gazeteci, bu duygu durumunun başta önemli siyasetçilerden biri olmak üzere, DEM Partisi üyelerine de sirayet ettiğini ifade etti. Herkesin duygusal ve umutlu olduğu gözlemlendi. Hatta silah bırakan PKK üyelerine, yazılı metin dışında herhangi bir konuşma yapmalarının da yasaklandığı bilgisi paylaşıldı. Bu arada, kulislerde www.avazturk.com olarak aldığımız bilgilere göre, bu sürecin perde arkasında çok daha büyük pazarlıkların döndüğü konuşuluyor. Silahların seri numaralarının Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından tek tek alındığı, sembolik olarak yakılmalarının ise büyük bir mesaj niteliği taşıdığı belirtildi. Öcalan'a yakın bir isim olan Tayyip Temel'in de o mağaraya birçok kez gidip geldiği görüldü, bu da sürecin derinliğini ortaya koyuyor.

Ve şimdi, tüm gözlerin çevrildiği o tarihi gelişmeye geliyoruz... Bu törenin en dikkat çekici detaylarından biri, sekiz yıldır yurtdışına çıkış yasağı bulunan önemli bir siyasetçinin, bu tarihi anlara tanıklık edebilmesi için yasağının kaldırılmasıydı. Kendisi de bu durumu bizzat doğrulayarak, "8 yıldır yurt dışı yasağım vardır ama 3 gün evvel bu törene katılabilmem için yasağım kaldırıldı" ifadelerini kullandı. Bu, sıradan bir prosedür değişikliği değil, adeta bölgede esen yeni bir rüzgarın habercisiydi. Bu tarihi günün, gelecekte çok daha büyük değişimlerin kapısını aralayacağı ve Türkiye'nin terörle mücadeledeki yeni stratejisinin ilk meyvelerini vermeye başladığı düşünülüyor. www.avazturk.com olarak elde ettiğimiz bu bilgiler, bu gelişmelerin sadece bölgeyi değil, tüm küresel güç dengelerini de etkileyebileceğini gösteriyor. Çünkü Süleymaniye'de yakılan o silahlar, sadece bir geçmişi değil, yepyeni bir geleceği de aydınlatıyordu.