Tehditlere teslim olmayız: Özgür Özel'den Demokrasi vurgusu

Tehditlere teslim olmayız: Özgür Özel'den Demokrasi vurgusu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Atatürk Kültür Merkezi'nden (AKM) çıkışında uğradığı fiziki saldırı sonrası ilk kez kamuoyuna seslendi.

Yaşanan olayın ardından yaptığı açıklamalarda, saldırıyı yalnızca kendisine yöneltilmiş bir eylem olarak değil, tüm siyasi kurumlara, özellikle de demokratik siyasetin ruhuna yönelik bir tehdit olarak değerlendirdiğini ifade etti.

Özel, yaşanan bu tür saldırıların kendisini yıldırmayacağını, aksine daha da kararlı bir şekilde sivil siyaseti savunma yolunda yürümeye devam edeceğini vurguladı.

siyasete-yumruk-atanlar-kaybeder-ozgur-ozelden-sert-tepki.jpeg

Bu, sadece şahsıma değil, siyaset kurumuna yönelik bir saldırıdır

Özel, açıklamasında saldırının bireysel bir eylem gibi görünse de ardında daha derin ve kaygı verici bir yapı olabileceğine dikkat çekerek, “Bunu, sadece bana yapılmış bir saldırı olarak değil, siyaset kurumuna yönelmiş bir tehdit olarak görüyorum,” dedi.

Bu tür eylemlerin Türkiye’deki siyasi iklimi daha da zehirlediğine, kamplaşmaları artırdığına ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğine işaret etti.

Kendisinin veya partisinin böyle bir ortamda sağduyusunu yitirmeyeceğini vurgulayan Özel, “Kimseye kızgın değilim, kimseye küskünlüğüm yok. Bu süreçte sağduyulu davranmak, duygularla değil akılla hareket etmek zorundayız” diyerek toplumu sakinliğe ve birlikteliğe davet etti.

siyasete-yumruk-atanlar-kaybeder-ozgur-ozelden-sert-tepki-001.jpeg

Kutuplaşmanın derinleşmesi kimseye kazanç sağlamaz

Türkiye’de uzun süredir siyasi söylemlerde yaşanan sertleşme, toplumsal kutuplaşmayı da beraberinde getiriyor.

Özel, bu noktaya özellikle dikkat çekerek, “Kutuplaşmanın daha da keskinleşmesinin kimseye faydası yok. Bu ortamdan ne demokrasimiz ne halkımız kazançlı çıkar. Hep birlikte bu gidişata dur demek zorundayız,” ifadelerini kullandı.

Siyasi liderlerin ve tüm kamuoyunun sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan CHP lideri, karşıt görüşteki insanların bile bir araya gelip konuşabileceği, ortak çözüm üretebileceği bir siyasal zeminin elzem olduğunun altını çizdi. “Her birimizin görevi, bu zeminleri yaşatmak, büyütmek ve korumaktır,” dedi.

siyasete-yumruk-atanlar-kaybeder-ozgur-ozelden-sert-tepki-002.jpeg

Sivil siyaseti savunmak zorundayız, birlikte çalışmalıyız

Özgür Özel, yaşanan olayların ardından demokrasinin temel taşı olan sivil siyaseti daha güçlü savunma kararlılığını yineledi.

“Sivil siyaseti kucaklamak ve birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz,” diyen Özel, bu anlayışın yalnızca bir temenni değil, Türkiye’nin geleceği için zorunluluk olduğunu ifade etti.

Farklı görüşlerin çatışma değil, uzlaşı arayışı içinde olması gerektiğini söyleyen Özel, siyasi arenada saygı, diyalog ve iş birliğinin esas olması gerektiğini hatırlattı.

Bu çağrısının yalnızca kendi partisine değil, tüm siyasi aktörlere yönelik olduğunu belirterek, “Bu mesele, partiler üstüdür,” dedi.

siyasete-yumruk-atanlar-kaybeder-ozgur-ozelden-sert-tepki-003.jpeg

Tehditler ve saldırılar bizi yıldıramaz

Özel, açıklamasında sert ve net ifadelerle, kendisine yönelik fiziki tehditlerin asla geri adım attıramayacağını vurguladı.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partinin bir genel başkanı olarak bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağını belirtti: “Tehditler, saldırılar bizi yıldıracak olsa, bu yola hiç çıkmazdık. Bu mücadele kolay bir yol değil. Ama biz, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini savunmak için bu yoldayız ve bu sorumluluğun bilincindeyiz.”

Bu sözleriyle hem CHP tabanına hem de genel kamuoyuna kararlılık mesajı veren Özel, demokrasiye ve hukuka olan bağlılığını yineledi. Siyasi mücadelelerini tehditlerle değil, fikirlerle sürdürmekte kararlı olduklarını dile getirdi.

Siyaset, korkuyla değil umutla yapılmalı

CHP lideri Özel, siyasetin kutuplaşma ve düşmanlaştırma üzerine kurulamayacağını ifade ederek, “Siyaset, korkularla değil, umutlarla yapılmalıdır. Biz umudu büyüteceğiz, Türkiye'nin sorunlarını konuşarak çözme yolunu açık tutacağız” dedi.

Siyasetçilere, kanaat önderlerine ve medyaya da önemli sorumluluklar düştüğünü belirten Özel, kamuoyunun bilgilendirilmesi, kutuplaşma dilinden uzak durulması ve toplumsal barışın tesisi için herkesin çaba göstermesi gerektiğini belirtti.

Ölümü göze alarak bu göreve geldik

Özel, yaptığı açıklamanın sonunda, bu göreve bilinçli ve büyük bir sorumlulukla geldiğini, tehlikelerin farkında olduğunu ama asla geri adım atmayacağını söyledi. “Ölümü göze almadan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı yapılmaz. Biz bu mücadeleyi bedeli ne olursa olsun sürdürmekte kararlıyız,” diyerek, kararlılığını ve duruşunu açıkça ortaya koydu.

CHP liderinin bu açıklamaları, yalnızca siyasi bir duruş beyanı değil, aynı zamanda topluma bir çağrı niteliği taşıyor.

Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi gerilim ortamında, sağduyulu ve birleştirici liderliğe duyulan ihtiyaç her zamankinden daha büyük. Özgür Özel’in bu açıklamaları, bu ihtiyaca bir cevap olmayı amaçlıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için düzenlenen anma töreni sonrası uğradığı fiziki saldırının ardından ilk kez kameraların karşısına geçti.

Yaşanan olayların ardından AKM’de düzenlenen tören çıkışında konuşan Özel, hem saldırıya hem de Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi atmosfere dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Sırrı Süreyya Önder Olmasaydı, Bugün AKM Yerine AVM Olabilirdi

Özgür Özel, açıklamalarına Sırrı Süreyya Önder’e duyduğu saygıyı ifade ederek başladı. Özel, Gezi Parkı eylemlerinde gösterdiği cesaretle akıllarda kalan Önder’in, Taksim’deki ağaçları korumak için ilk engel olan isim olduğunu hatırlatarak, “Gezi Parkı'nda ağaçlara dozerler yürüdüğünde, o dozerlerin önüne ilk atlayan isim Sırrı Süreyya Önder'di. Eğer onun bu cesur duruşu olmasaydı, bugün burada kültürel bir sembol olan AKM'nin yerinde, muhtemelen bir alışveriş merkezi yükselmiş olacaktı” dedi.

Önder’in, toplumsal direnişin sembol isimlerinden biri olduğunu vurgulayan Özel, onunla birlikte aynı safta duran Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman gibi isimlerin de bedel ödediğini hatırlattı. “Bugün onların yerinde olmamız gerekirken onlar Silivri’de, cezaevinde” diye konuştu.

Bugün Barışın Konuşulması Gerekiyor

Tören sırasında Önder’in kızı Ceren’i izlerken büyük bir hüzün duyduğunu belirten Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ben de bir baba olarak boğazım düğümlenerek izledim. Kim konuştuysa barıştan, kardeşlikten söz etti. Bu ülkenin artık terörle anılmaması, hak ihlallerinin sona ermesi gerekiyor. Tutsak siyasetçilerin özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Sırrı Süreyya Önder'in mirası, barış ve demokrasi mücadelesidir. Bugün burada barışın konuşulması, siyasetin şiddetten arınması gerekiyordu.”

Tehdit Alıyoruz, Ancak Yılmayacağız

Konuşmasında saldırıya da değinen Özel, son dönemde artan tehditlere dikkat çekti. Özellikle Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi gibi birlik ve dayanışma mesajlarının verildiği bir ortamda yaşanan bu olayın bir provokasyon olduğuna dikkat çeken Özel, “Bir süredir tehditler alıyoruz. Bugün bu saldırı, bu tehditlerin somut hale geldiği andı. Ancak Sırrı Süreyya Önder’in ardından düzenlenen bir törenin gölgelenmesine izin veremeyiz” dedi.

Saldırı sonrası ailesiyle iletişime geçtiğini söyleyen Özel, “Eşimi, annemi ve kızımı aradım. Onlara bu görevin başında kalacağımı ve mücadeleye devam edeceğimi söyledim. Programımızda herhangi bir değişiklik yok. Aynı kararlılıkla sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu Görev Risklidir; Ama Atatürk’ün Partisinde Geri Adım Atılmaz

CHP lideri, partisinin tarihine de atıfta bulunarak, genel başkanlarının geçmişte suikast girişimlerine maruz kaldığını hatırlattı.

“Atatürk, İnönü, Ecevit ve Kılıçdaroğlu da benzer tehditlerle karşı karşıya kaldılar. Bu göreve talip olduğunuzda bu riskleri göze almanız gerekir” dedi.

Özel, saldırının sadece şahsına değil, tüm siyaset kurumuna yönelik olduğunu belirterek, “Bu tür saldırılar bizi asla yıldıramaz. Cumhuriyet’in kurucu partisi olan CHP'nin genel başkanı olarak, bu mücadelede geri adım atmayız” mesajını verdi.

Siyasi Sorumlular ve Azmettiriciler Ortaya Çıkarılmalı

Saldırının bireysel bir eylem olmadığını, arkasında bir plan ve yönlendirme olabileceğini savunan Özel, “İki çocuğunu öldürüp birini yaralayan birinin bu tür bir provokasyon için seçilmiş olması bir tesadüf olamaz. Burada bir azmettirici, bir yönlendirme olduğu açık” dedi.

Böyle bir saldırının, özellikle terör sorununun çözümüne ömrünü adamış bir milletvekilinin cenazesinde yaşanmasının tesadüf olmadığını belirten Özel, “Bu bir mesaj olabilir. Ancak biz bu mesajı doğru okuyacağız ve birlik içinde daha da sıkı kenetleneceğiz” dedi.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın Araması Değerli

Olayın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini açıklayan Özel, bu davranışı kıymetli bulduğunu söyledi.

Geçmişte Erdoğan’ın kullandığı “telef” ifadesine de atıfta bulunan Özel, “Bu telefon, o sözün geri alındığı anlamına gelir. Siyaset, sözle yapılır. Biz de bu yolda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Atılan Yumruk Bize Değmez, Direncimizi Artırır

Yaşadığı saldırının kendisini ve partisini yıldıramayacağını vurgulayan Özgür Özel, “Atılan yumruk doğrudan bize değil, ama bizim mücadele azmimize yönelikti. Biz bu yumruğu bir tehdit değil, bir motivasyon olarak görüyoruz. Siyaseti şiddetten arındırmak adına daha büyük bir sorumlulukla hareket edeceğiz” dedi.

Bir Cumhuriyet Şarkısı’nın Hikâyesi

Konuşmasının sonunda, Sırrı Süreyya Önder’in hayatının son dönemine dair özel bir anısını da paylaşan Özel, Önder’in kendisine yazdığı bir senaryodan bahsettiğini söyledi.

“‘Son filmini izledin mi?’ diye sordu bana. ‘Senaryosunu ben yazdım’ dedi. ‘Ben öldükten sonra insanlar bilsin isterim’ dedi. O film, Bir Cumhuriyet Şarkısı’ydı. Onun bu filme emeği büyük, hikâyesi ise eşsizdi” diyerek sözlerini tamamladı.

Bu Saldırı, Sözle Yapılması Gereken Siyaseti Hatırlatmalı

Özgür Özel, açıklamasını siyasi sorumluluk çağrısıyla tamamladı: “Bu tür olaylar, siyasetin özüne, yani sözle, tartışmayla yapılması gerektiğine işaret ediyor. Bu saldırıdan sonra dilerim ki siyaset yeniden doğru bir çizgiye oturur. Seçilmişler görevlerinin başında kalmalı ve milletin iradesi her koşulda korunmalı. Biz demokratik mücadelemize inançla ve kararlılıkla devam edeceğiz. Yeni bir dönemin başlangıcı olması dileğiyle...”