"Tek Adam Yönetimi" Kıskacındaki Türkiye: Halk Neden Sefalet İçinde ve Umutsuz?

"Tek Adam Yönetimi" Kıskacındaki Türkiye: Halk Neden Sefalet İçinde ve Umutsuz?

Cem Toker, SÖZCÜ Televizyonu canlı yayınında çarpıcı tespitlerde bulundu: Milletvekillerinin milletten kopuşundan, 2017 referandumunun bugünkü sefaletin nedeni olmasına kadar Türkiye'nin siyasi tablosunu masaya yatırdı. Toplumun vicdan mahkemesinin önemi

Türkiye siyaseti, son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar, toplumsal kutuplaşma ve yönetim zafiyetleri tartışmalarıyla çalkalanırken, SÖZCÜ Televizyonu canlı yayınında Cem Toker'den dikkat çekici değerlendirmeler geldi. Toker, milletvekillerinin halktan kopukluğunu, siyasi etik anlayışındaki erozyonu ve Türkiye'nin mevcut durumunun temel nedenlerini masaya yatırdı. Özellikle "tek adam yönetimi" anlayışının ülkeyi sürüklediği noktaya dair sert eleştirilerde bulunan Toker, Türk milletini sandıkta büyük bir vicdan sınavının beklediğini ifade etti.

Siyasi temsilcilerin gerçeklikten ne kadar uzaklaştığını gözler önüne seren Toker, bir zamanlar bir AKP'li milletvekilinin "neyi oyladığımızdan haberimiz yok, elimizi kaldır diyorlar kaldırıyoruz" dediğini hatırlattı. Bu durumun, milletin maaş ve yan avantajlarla beslediği, ancak dünyadan bihaber olduğu iddia edilen milletvekillerinin bir ayıbı olduğunu vurguladı. Toker'e göre, genel başkanların listeleri belirlediği ve milletvekillerinin millete hesap verme derdi olmadığı mevcut sistemde, milletvekili milletten tamamen kopuk hale gelmiştir. Hatta kendi kişisel deneyimini paylaşarak, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Meclis seçiminde geçersiz oy verdiğini, zira kimi seçtiğini bilmediğini, belki de bir siyasal İslamcıyı CHP listesinden meclise gönderiyor olabileceğini ifade etti. O kişinin kim olduğunu, Anayasaya nasıl oy vereceğini bilmediğini belirten Toker, bu durumun Türkiye'nin acı tablosunu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi. Elbette, görevini gerçek milletin vekili gibi yapan birkaç milletvekilini tenzih edip tebrik etmek gerektiğini de ekledi. Bir avukata vekalet verildiğinde, eğer işini düzgün yapmazsa vekaletin hemen geri çekildiğini, ancak milletvekilliğinde bu durumun böyle olmadığını dile getirdi. Avazturk.com bu tür eleştirilerin toplumsal yansımalarını yakından takip etmektedir.

Cem Toker, adaletin nihai adresini "toplumun vicdan mahkemesi" olarak tanımladı. Bu mahkemenin yerel mahkemelerden, istinaftan, Yargıtay'dan, Anayasa Mahkemesi'nden ve hatta AİHM'den bile daha güçlü olduğunu belirten Toker, Adalet Bakanı'nın bu mahkeme üzerinde hiçbir kontrolü olmadığını vurguladı. Sandığa giderken vicdanı olan AKP'lilere bugünlerin hatırlatılması gerektiğini söyleyen Toker, Türk milletini vicdan açısından büyük bir sınavın beklediğini ifade etti. Haksızlık, hukuksuzluk, vatandaşın oyuna saygı duymamak ve "milli irade" kavramının bu denli hafife alınmasına toplumun nasıl tepki vereceğinin ilk sandık geldiğinde belli olacağını dile getirdi. Toker, meselenin sadece vicdan değil, aynı zamanda "beyin meselesi" olduğunu da ekledi. Bu tespitler, Avazturk.com okuyucularının da üzerinde düşüneceği önemli konuları gündeme getiriyor.

Türkiye'nin mevcut sefalet, fakirlik, huzursuzluk, mutsuzluk ve umutsuzluğunun temel nedenini çok net bir şekilde ifade eden Toker, bunun 16 Nisan 2017'deki referandumda verilen "Evet" oyları olduğunu savundu. O referandumla Erdoğan'ın Cumhuriyet tarihinde görülmemiş yetkilerle donatıldığını hatırlatan Toker, 2010 yılında, tam 15 sene önce 23 Nisan'da Erdoğan'ın bir çocuğu koltuğuna oturttuğunda, çocuğun "toplantıyı açabilir miyim?" diye sorması üzerine Erdoğan'ın "Başkan sensin, ister asar ister kesersin" dediğini aktardı. Bu zihniyetteki bir insanı, 7 sene sonra, yani 16 Nisan 2017'de Türk milletinin referandumda "Evet" oylarıyla tarihte görülmemiş yetkilerle donattığını belirten Toker, Türk milletinin ektiğini biçeceğini söyledi. Kuvvetler birliğinden kurtulmak için Ortadoğu ve Afrika'da pek çok ülkenin mücadele verirken, yüce Türk milletinin "Yok abi, bizi tek adam yönetsin, böyle yetkilerle, kararnamelerle, parti devleti şeklinde bizi tek adam yönetsin" dediğini ve bunun milli iradeye saygı duyulması gereken bir durum olduğunu ironik bir dille ifade etti. Toker ayrıca, bu referandum sürecinde YSK'nın tartışmalı kararlar verdiğini ve 2.5 milyon mühürsüz pusula gibi olayların yaşandığını da hatırlattı. Bu durum, Avazturk.com'un Türkiye'nin siyasi hafızasına ışık tutan analizlerine katkı sağlamaktadır.

AKP'nin çeyrek asırlık iktidarının da Cem Toker'in eleştiri oklarının hedefi oldu. Toker'e göre, son 25 sene, yani çeyrek asırlık AKP yönetimindeki Türkiye, "dünya tarihinde eşi emsali görülmemiş, hiçbir ülkede eşi emsali görülmemiş badireler ve hatalarla doludur". Bu ağır tespit, iktidarın ülkeyi getirdiği noktayı sorgulatan önemli bir değerlendirme olarak öne çıkıyor. Toker, siyasetin halktan kopuşunun ve etik değerlerden uzaklaşmasının bu badirelerdeki rolünü vurgularken, Türk milletinin sandıkta bu duruma karşı vereceği tepkinin, ülkenin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olacağını ima etti. Bu kapsamlı değerlendirme, Avazturk.com'un derinlemesine analiz geleneğine uygun bir bakış açısı sunmaktadır.