Terörsüz Türkiye Klip Tartışması Altında Saklanan Asıl Şok Edici Gerçek Nihayet Ortaya Çıktı!
MHP'nin "Terörsüz Türkiye" klibi günlerdir konuşulurken, Akif Beki'den sarsıcı bir iddia! Klibin müzik ve görüntüleriyle ilgili eleştirilerin ötesinde, ülkenin kaderini belirleyecek büyük sır perdesi aralanıyor. Türkiye'nin geleceğini değiştirecek o mesaj
Türkiye gündemi, son günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin isteği üzerine ortaya çıkan ve "Terörsüz Türkiye Süreci"ne ithaf edilen "Kardeşlik Türküsü" klibini konuşurken, Bu popüler konunun altında çok daha büyük ve ülkenin kaderini etkileyecek bir gerçeği gün yüzüne çıkardı. Haberin devamında, klibin ardındaki sanatsal ve mesaj kaygılarının çok ötesine geçen, siyasi arenayı sarsacak detayları bulacaksınız.
MHP lideri Bahçeli'nin "Terörsüz Türkiye Süreci" için talep ettiği "kardeşlik türküsü"nün sözlerini Canfer Balçık kaleme alırken, ülkücü kimliğiyle bilinen Ali Kınık ise bestesini yapıp seslendirdi. Akif Beki, Halil Ferah ile Sesli Köşe programında, dün YouTube'da yayınlanan bu klibi dinlediğini ve adının "Kardeşlik Türküsü" olmasına rağmen, ritminden dolayı daha çok bir "marş havasında" olduğunu, hatta kendisinin "Terörsüz Türkiye Marşı" diye adlandıracağını belirtti. Beki, şarkının sözlerinin "yalın ama mesajı verdiğini" ifade ederken, yoğun bir lirizmden yoksun olduğunu, daha coşkulu akabileceğini ve hatta "mesaj kaygısı yüzünden basit, kuru, didaktik, yüzeysel kaldığı" eleştirilerinin bile yapılabileceğini söyledi. Ancak tüm bunlara rağmen "amaca hizmet ettiğini" de ekledi. Akif Beki, Canfer Balçık'ın yazdığı şu sözlerin hem derdini anlattığını hem de duygu geçirmeyi başardığını vurguladı: "Birlikte örülmüş yurdun dokusu/ Doğu'su, Batı'sı, Güneydoğu'su/ Olmasın kimsenin asla kuşkusu/ Demir mert çınarın dallarıyız biz/ Kardeşlik türkümüz çalsın dağlarda/ Denizde ovada, yeşil bağlarda/ Türkümüz söylensin yeni çağlarda/ Tarihin kopmayan bağlarıyız biz/ Böyle iyileşir her türlü yara/ 81 vilayet, başkent Ankara...". Kınık'ın milliyetçi temalara iyi giden bir ses rengi ve tarzı olduğunu, bu seçimin kendisine çok yakıştığını dile getirdi.
Akif Beki, müziğin altyapısını beğendiğini ancak altyapısındaki zenginliğin klibe yansımadığını belirtti. Klibi iki kez izlediğini aktaran Beki, gözünden kaçmadıysa görüntülerde tulum ve horonun yer aldığını ancak zurnayla halayın girmediğini, kemençeyle davula da rastlamadığını söyledi. Klipteki dans motiflerinde Kafkas çağrışımlarının öne çıktığını da ekledi. Beki, bu durumu tarihi bir notla karşılaştırarak Sultan Abdülhamid'in bile davul, zurna sevmediğini, bağlamadan dahi hoşlanmadığını, keman gibi Batı sazlarına hayran olduğunu hatırlattı. Oysa Anadolu müziğinin bağlamasız düşünülemeyeceğini, Ali Kınık'ın tarz ve temalarının vazgeçilmezi olan bağlamanın bile klipte gösterilmediğini vurguladı. Beki, eğer hiçbir enstrüman gösterilmese sorun görmeyebileceğini ancak "birini gösterip öbürünü göstermemek" durumunun "eksiklik hissi uyandırdığını" dile getirdi. Akif Beki, "Bir Kardeşlik Türküsü klibi çekecek, bunu da semboller üzerinden yapacaksanız horonla halayı yan yana oynatmanız gerekmez mi? Tulum varsa zurna da olmalı değil mi?" diye sorarak klibin "aceleye getirildiği" izlenimini pekiştirdi ve sonuç olarak şarkının "türkü olmuş" ancak klibin "pek olmamış" yorumunda bulundu. Tüm bu değerlendirmeler ve çok daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Ancak Akif Beki, tüm bu müzikal ve görsel eleştirilerinin ardından, konuyu çok daha ciddi bir boyuta taşıyarak "Ha, diyeceksiniz ki senin de zoruna bak, Terörsüz Türkiye Süreci'nin tek kusuru bu olsun... Varsın eksiklik marşında, klibinde bulunsun..." diyerek bu tartışmaların çok daha derin bir meselenin gölgesinde kaldığını ima etti. Beki, bu tür "kahır" denebilecek yüzeysel tartışmaların ötesinde, Türkiye'nin geleceğini doğrudan etkileyen ve kamuoyundan uzak tutulmaya çalışılan asıl önemli konuya dikkat çektiğini belirtti.
Akif Beki, müzik klibinin eksikliklerinden veya yüzeyselliğinden bahsetmenin, Kandil'in tepe ismi Cemil Bayık'tan gelen "açık mesajı" masaya yatırıp kurcalamakla kıyaslandığında "çekilecek kahır değil" olduğunu net bir şekilde ifade etti. Beki, Cemil Bayık'ın silah bırakmaya devam etmek için "demokratik entegrasyon yasaları, özgürlük yasaları" çıkarılmasını şart koştuğunu vurguladı. Akif Beki, iktidarın bu konuda "ağırdan alma" nedeninin ne olduğunu sorgularken, "Kandil'e, istediği demokrasi ve hukuk verilecek de herkes yararlanır diye mi korkuluyor, nedir iktidarın ağırdan alma nedeni?" sorusunu yöneltti. Dahası, Beki, dağdan inip düz ovada siyaset yapmaları için PKK'lılara verilecek demokrasi ve hukukun, ana muhalefet partisi CHP'den mi alınacağı, diğer muhalefetten mi esirgeneceği ve bu duruma bir formül bulunamamasının mı söz konusu olduğunu sorguladı. Ayrıca, Kürtlerle Alevilere birer cumhurbaşkanı yardımcılığı ayrılmasının "Türkiye'yi Lübnanlaştırmak" mı olacağını, bunun ülkeyi böler mi yoksa birleştirir mi, ayrıştırır mı yoksa kaynaştırır mı gibi hayati soruları da gündeme getirdi. Akif Beki, "Eşit vatandaşlıkla, herkese hukuk ve demokrasiyle çözebilecekken oturup bir de onu mu tartışalım şimdi?" diyerek, aslında Terörsüz Türkiye Süreci'nin klibindeki eksikliklerin çok ötesinde, ülkenin geleceğini belirleyecek kritik ve siyasi bir açmazla karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Bu ve benzeri tüm siyasi analizler, perde arkası gelişmeler ve Türkiye gündemine dair derinlemesine bilgilere ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini mutlaka ziyaret edin.