Türkiye, uluslararası ve iç siyasetteki sıcak gelişmelerle dolu bir dönemeçte. Hilal Köylü'nün YouTube kanalında yayınlanan "Günün Kulisi: Trump-Erdoğan ikilisi savaşı bitirebilir mi? CHP’ye kayyum yolda mı?" başlıklı program, hem Ortadoğu'daki tırmanan gerilimi hem de Ankara ve muhalefet kulislerindeki dikkat çekici gelişmeleri masaya yatırıyor.

Ortadoğu'da Savaşın Gölgesi ve Ankara'nın Gizli Diplomasisi

İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırılar üçüncü gününü geride bırakırken, tansiyon giderek yükseliyor. İsrail, İran'ın balistik füze kapasitesinin sınırlı olduğunu iddia etse de, İran'ın Tel Aviv'e füze yağdırmaya devam ettiği belirtiliyor. Karşılık olarak İsrail de Tahran'a hava saldırılarını yoğunlaştırırken, şehirlerde bomba yüklü araçlar patlıyor ve insanlar şehirden kaçmaya başlıyor. Can kayıpları her iki tarafta da artış gösteriyor.

Bu korkutucu tablonun ortasında, İsrail'in Amerika'ya "İran'ın yeraltı nükleer tesisi Fordow'u birlikte yok edelim" teklifinde bulunduğu iddia edildi. Amerika bu haberi anında yalanlasa da, eski ABD Başkanı Donald Trump'tan gelen çelişkili açıklamalar kimseyi ikna edemedi. Trump, önceleri İran'ı yüksek perdeden tehdit etmiş, İsrail'in ilk saldırısının ardından "daha acımasızı yolda" diyerek nükleer müzakerelere bu yolla çekme planı olduğunu ima etmişti. Ancak sonrasında "İran ve İsrail görüşüyorlar, birtakım görüşmeler var, anlaşma olacak" demesi Ankara'da şaşkınlık yarattı.

Ankara, bölgedeki kaosun Türkiye'ye sıçraması ve bu kaosu kontrol edememe endişesini yoğun bir şekilde yaşıyor. Trump'ın bu açıklamaları, Ankara'nın da görüşmelerden haberdar olduğu şeklinde yorumlandı. Dışişleri kaynakları, hem İran hem de Amerika (Trump) ile yoğun müzakereler yürütüldüğünü açıkladı. Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen telefon görüşmesi sonrasında, Trump'ın "anlaşma olmak zorunda" açıklaması gelmesi dikkat çekti. Ankara'daki kaynaklar, bu süreçte Erdoğan'ın önemli bir rol oynadığını, Erdoğan'ın Trump'a "nükleer müzakerelere dönüşün tek seçenek olduğunu" söylediğini belirtiyor. Güvenlik ve diplomatik kaynaklar, Erdoğan'ın "birlikte bu işi çözelim, İran'la teması yoğunlaştırırım" yaklaşımıyla bu savaşı bitirebileceklerine dair bir umut taşıyor. Ankara, savaşın bitmesi ve barışın gelmesi durumunda Türkiye'nin barışçıl gücünün ortaya çıkacağı planını öne çıkarmaya çalışıyor. Ancak, Trump'ın "sabahı ve akşamı ayrı olan bir dost" olması, ona nasıl güvenileceği ve "idare edileceği" sorusunu beraberinde getiriyor.

Gözler Gazze'de: İktidarın Çıkmazı ve Muhalefetin Mitingi

Ankara'nın İsrail'e karşı sert bir duruş sergileyip hukuksuzluk yaptığını söylemesine rağmen, Gazze'deki duruma ilişkin adımlar atıp atmayacağı merak konusu. Gazze'ye her gün bomba yağarken, iktidar kulislerinde "Amerika ile bunları açık açık konuşmanın zamanı geldi" sesleri yükseliyor.

Bu süreçte Gazze konusunda somut adım atan parti Saadet Partisi oldu. Üsküdar'da büyük bir "Özgür Gazze" mitingi düzenleyen Saadet Partisi'ne, Özgür Özel, Gelecek ve DEVA liderleri de dahil olmak üzere birçok muhalefet lideri katıldı. Liderler aynı teknede Üsküdar'a birlikte gidip sahneye çıkarak "Filistin'e sahip çıkıyoruz, İsrail'e meydan okuyoruz" mesajı verdi ve Erdoğan'a çağrı yaptı. Saadet Partisi, "Gazze özgür olana kadar biz de esiriz" sloganını benimsedi. Aslında bu mitingde AK Parti'nin de olması gerektiği ancak Gazze konusunda Saadet Partisi ile ayrıştıkları belirtiliyor. Daha önce Saadet Kongresi'nde "katil İsrail işbirlikçi AKP" sloganları atılması üzerine AK Partili yetkililerin kongreyi terk etmesi, iktidar cephesinin bu mitinge katılamamasına yol açtı.

CHP'de Kayyum Alarmı: Kurultay Davası ve İç Çatışmalar

İç siyasette ise CHP kulisleri oldukça hareketli. İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasıyla ilgili olarak bir belediye başkanı veya Ekrem İmamoğlu'nun basın danışmanı Murat Ongun'un "itirafçı" olacağı yönünde haberler yayılsa da, bu iddialar yalanlandı. Ancak, Murat Ongun'un birlikte çalıştığı gazetecilerin listesini savcıya verdiği söylentileri ve "medya operasyonu soruşturması yolda" haberleri, gazetecilerin sık boğaz edileceği endişesini yaratıyor. İktidarın hukuksuzlukların alabildiğine sürdüğünü ve her şeyin mümkün olduğunu gösterdiği belirtiliyor.

CHP'nin en sıcak gündem maddesi ise "kayyum" meselesi. 30 Haziran'da, CHP kurultayının iptaline ilişkin bir duruşma bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 4-5 Kasım 2023 tarihindeki Özgür Özel'in seçildiği kurultayda "şaibe" olduğunu belirtmesi üzerine Lütfi Savaş ve arkadaşları dava açmıştı. Mahkeme, kurultayın "hukuken geçersiz" olduğu ve "mutlak butlan" talebi olduğu yönündeki durumu tutanaklara geçirdi.

Bu süreçte Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu'nun görüştüğü, İmamoğlu'nun bu görüşmeden memnun ayrıldığı ancak Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama gelmediği belirtildi. Açıklama yapan tek isim CHP lideri Özgür Özel oldu. Özel, ilk kez çok sert ve açık konuşarak, "butlan ya da kayyum kararı çıkarsa tanımam, buraya hiçbir şey gelemez, elimdeki bayrağı teslim etmem" dedi. Kamuoyunun Kılıçdaroğlu'ndan kurultayla ilgili bir açıklama beklediği ancak onun sessiz kaldığı ifade edildi. Kılıçdaroğlu'nun daha önce "hançerlendim" dediği ve bu hançerin İmamoğlu'ndan veya Özgür Özel'den geldiği söylentileri kulislerde konuşuluyor.

İktidar kulislerinde ise mahkemeden "mutlak butlan" kararı çıkmayacağı, iki parçalı bir karar olacağı beklentisi hakim. Kararın birinci bölümünde partinin tüzel kişiliğinin davadan ayrı olduğu, yani Özgür Özel'in görevde kalacağı düşünülüyor. Ancak ikinci bölümde, kurultaydaki şaibe iddialarına karışanlarla ilgili sorunlu bir bölüm olabileceği, bunun da CHP içinde bir ayrışmayı beraberinde getirebileceği tahmin ediliyor. İktidarın daha çok CHP'nin içiyle oynamayı ve karıştırmayı hedeflediği, ancak CHP'nin birliği sağlayıp sağlayamayacağının asıl sorun olduğu vurgulanıyor. Kılıçdaroğlu cephesinin bekleneni yapmamasıyla, CHP'nin bir türlü birliği ve beraberliği sağlayamadığı belirtiliyor. Hilal Köylü'nün kanalında Ankara'nın en sıcak kulis bilgilerinin takip edileceği de ifade ediliyor.