Trump'ın Esrarengiz Tehditleri ve İran'ın Vahiy Niteliğindeki Cevabı, Bölgeyi Felakete Sürüklüyor!

Trump'ın Esrarengiz Tehditleri ve İran'ın Vahiy Niteliğindeki Cevabı, Bölgeyi Felakete Sürüklüyor!

İsrail'in saldırılarıyla 6. gününe giren İran-İsrail savaşı, ABD Başkanı Trump'ın "Koşulsuz teslim olun" tehditleri ve dini lider Ali Hameney'nin sert yanıtıyla tam bir bilinmezliğe sürükleniyor. Nükleer tesislerin hedef alınması, Mossad'ın casusluk...

İsrail'in İran'a saldırısıyla başlayan savaşın altıncı gününde şiddetle devam ettiği belirtilmiştir. ABD Başkanı Trump'ın tehditlerinin ardından İran'ın yanıt verdiği ifade edilmektedir. Trump, İran dini lideri Ali Hamene'yi ölümle tehdit ederek, "Koşulsuz teslim olun" mesajı göndermiştir. Trump'ın "Hameney'nin nerede saklandığını tam olarak biliyoruz, onu ortadan kaldırmayacağız, öldürmeyeceğiz, en azından şimdilik sabrımız tükeniyor" dediği aktarılmıştır. Ayrıca, Trump'ın İran'a nükleer programını tamamen kapatmayı kabul etmesi için 48 saat (bazı kaynaklara göre 24 saat) süre tanıdığı çıkarımları yapılmıştır.

Trump'ın tehditlerinin ardından, ABD'nin savaşa doğrudan girerek Fordo ve Natanz tesislerini B2 ya da GB57 stratejik bombardıman uçaklarıyla vurmayı değerlendirdiğine dair Amerikan basınında haberler öne çıkmıştır. Ancak, daha sonra Trump'ın Beyaz Saray'ın bahçesine dört bayrak direği dikilmesiyle ilgili "müjde verir gibi" bir mesaj verdiği ve saatlerce sessiz kaldığı belirtilmiştir. Daha sonra ise Trump, İran'ın müzakere etmek istediğini ancak kendisinin "konuşmak için çok geç olduğunu" söylediğini ve "kayıtsız şartsız teslimiyet" ifadelerini kullandığını belirtmiştir. İran'a saldırıp saldırmayacağı sorusuna ise "yapabilirim de yapmayabilirim de kimse ne yapmak istediğimi bilmiyor" yanıtını vermiştir.

Hamaney, televizyondan yayınlanan bir açıklamayla Trump'a yanıt vermiştir. Konuşmasında, "İran halkını ve tarihini tanıyan akıl sahibi insanlar asla bu ulusla tehdit diliyle konuşmaz çünkü İranlılar boyun eğmeyen bir ulustur" demiştir. Hamaney, Amerikalıların ABD'nin herhangi bir askeri müdahalesinin kendileri için telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını bilmeleri gerektiğini eklemiştir. İran'ın ABD ile müzakere masasında iken saldırıya uğradığını hatırlatan Hamaney, İsrail'in hata yaptığını ve "siyonist düşman cezalandırılmalıdır" demiştir. Hamaney, Amerika ve Batılı ülkelerin devreye girmesini ise İsrail açısından zayıflık ve acziyet göstergesi olarak nitelendirmiştir.

Trump'ın teslimiyet talebine ise Hamaney şu yanıtı vermiştir: "Birincisi 'Tehditlerinizi tehditten korkanlara yapın'. İkincisi 'İran halkına gelin teslim olun demek akıllıca değildir. İran'ı ve tarihini tanıyan akıl sahibi insanlar asla böyle bir söz sarf etmez çünkü İran ulusu asla boyun eğmez ve hiç kimsenin saldırısına da teslim olmayacaktır'". Hamaney ayrıca, ABD'nin bu işe karışmasının kesinlikle kendi aleyhine olacağını ve alacağı darbenin İran'ın alacağı zarardan çok daha ağır olacağını belirtmiştir. Hamaney, hiçbir saldırıyı görmezden gelmeyeceklerini vurgulamış ve konuşmasında denklemi "savaşa savaşla, bombardımana bombardımanla, saldırıya saldırıyla karşılık verilecek" şeklinde koymuştur.

Kaynaklara göre, İran'ın nükleer programı BM'nin denetimi altındadır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Grossi'nin bile "İran'ın nükleer silah üretimine yönelik sistematik bir çaba içerisinde olduğuna dair elimizde hiçbir kanıt yok" dediği belirtilmiştir. Nükleer tesislere saldırının BM hukukuna göre suç olduğu ve radyasyon sızıntısına yol açabileceği vurgulanmıştır. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ryabkov, İsrail'in Batı devletlerinden gördüğü koşulsuz destek nedeniyle kendini dokunulmaz hissettiğini belirtmiştir. Almanya Başbakanı Merkel'in ise İsrail'in İran'a saldırısıyla ilgili olarak "bu hepimiz adına İsrail'in yaptığı pis iş" ifadesini kullandığı aktarılmıştır.

İran'ın misilleme kapasitesi ve stratejileri hakkında da değerlendirmeler yapılmıştır. İran'ın İsrail'e misillemede tüm kartlarını açmadığına dair yaygın bir değerlendirme olduğu ve İsraillilerin atılan füze sayısındaki düşüşü merak ettikleri belirtilmiştir. İran'ın yavaş ve aşamalı giderek İsrail'i yorma ve yıpratma taktiği güttüğü, ayrıca hava savunma sistemlerini güçlendirdiği ifade edilmiştir. Washington Post'ta çıkan habere göre İsrail'in Arrow 3 füzelerinin tükenmek üzere olduğu ve stoklarını yenilemek için 10-12 günü olduğu belirtilmiştir. İran'ın henüz kullanmadığı hipersonik füzelerinin (Fettah 1, Fettah 2 ve Hyber Shiken) olduğu, bunların yapay zeka ile desteklendiği ve manevra kabiliyetine sahip olduğu söylenmektedir. İran'ın bu füzeleri aşamalı bir tırmandırma ve caydırıcılık inşa etme mantığına göre sakladığı düşünülmektedir.

İç cephede ise İran'ın İsrail'in casus ağını çökertme ve içeriden gelen tehdidi bertaraf etme çabasında olduğu aktarılmıştır. Mossad casuslarıyla ilgili önemli mesafeler alındığına dair haberler geldiği, İHA ve askeri iletişim ekipmanlarının ele geçirildiği, Mossad bağlantılı kişilerin yakalandığı belirtilmiştir. İran'ın olası yanıtları arasında Hürmüz Boğazı'nı kapatmak ve ABD'nin İran'ı çevreleyen tüm askeri üslerini vurmak da bulunmaktadır.

İran'daki iç duruma ilişkin olarak, Netanyahu'nun beklentisinin aksine milyonlarca İranlının sisteme karşı ayaklanmadığı belirtilmiştir. Tahran'da seçmenlerin sadece %25'inin sandığa gitmiş olmasının rejim karşıtı tutumu gösterdiği ancak bunun insanların İsrail'i kurtarıcı olarak gördüğü anlamına gelmediği ifade edilmiştir. Birçok muhalif gazeteci, yazar ve akademisyenin rejime eleştirilerini korurken, İsrail'in saldırılarını ve ABD'nin dayatmalarını şiddetle reddettiği ve kınadığı aktarılmıştır. Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi'nin Tahran'daki hastaneler, okullar, evler, fabrikalar gibi kritik altyapıların yıkımdan korunması çağrısı yaptığı ve savaşı sonlandırma çağrısında bulunduğu belirtilmiştir.