Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarihine damga vuran ve kamuoyunda büyük merak uyandıran "Kılıç Çatma" soruşturması dosyasının çok ötesine geçen şaşırtıcı gerçekler, gazeteci Ersin Eroğlu'nun kaleme aldığı "Teymenler Kitabı" ile gün yüzüne çıkıyor ve okuyucuları bekleyen daha birçok ayrıntı bu haberimizde devam ediyor. Bahar Feyzan'ın kendi YouTube kanalında yaptığı bir yayında kitabın içeriğine dair sorular yöneltmesi üzerine, Ersin Eroğlu kitabın yalnızca kılıç çatma soruşturmasını ele almadığını, içinde başka dosyaların da bulunduğunu ifade etti. Özellikle 15 Temmuz'un ardından TSK tarafından askeri liseler ve harp okulları için hazırlanan gizli bir raporun kitaptaki yerini alması, Ersin Eroğlu'na göre TSK'nın bugünkü durumunu adeta bir röntgen gibi göstermesi açısından büyük ilgi gördü. Ayrıca, Harbiyelilerin ve Teğmenlerin tarihindeki insan hikayeleri okuyucuları çok şaşırtıyor ve bu tarihi derinlikte bir yolculuğa çıkmaya devam edin.

Ersin Eroğlu, kitabında yer alan çarpıcı insan hikayelerinden bahsederken, 1962'de Talat Aydemir ile birlikte darbe girişimine katılan Harbiyelilerin dramını ve dönemin milli şefi İsmet İnönü'nün "Harbiyeliler aldanmıştır" sözüne karşı, Harbiyelilerin ve Teğmenlerin Taksim Meydanı'nda "Harbiyeli Aldanmaz" yazılı çelenk bırakmalarını anlattı. Ersin Eroğlu'nun özellikle vurguladığı bir diğer detay ise, bu çelengi bırakan ekibin başında dönemin teğmenlerinden Hurşit Tolon'un bulunması ve Tolon'un 40 yıl sonra orgeneral rütbesine yükselip ardından Ergenekon kumpasıyla cezaevine girmesi oldu. Kitapta ayrıca, Necati Özkan gibi İmamoğlu'nun siyasi danışmanı olan ve 1981 Kara Harp Okulu mezunu olduktan kısa bir süre sonra 12 Eylül zulmüyle "solcu" olduğu gerekçesiyle cezaevine konulan ve üç yıl hapis yatan bir teğmenin hikayesi de yer alıyor. Ersin Eroğlu, günümüzde tekrar cezaevinde olan Necati Özkan'ın hikayesinin daha az bilindiğini ve bunun inanılmaz bir durum olduğunu belirterek, bu tür gizli kalmış detayları öğrenmeye devam edin.

Peki, Teğmenlerin ihracına karşı çıkan komutanların başına neler geldi sorusu, Bahar Feyzan'ın Ersin Eroğlu'na yönelttiği ve kamuoyunun da merak ettiği önemli bir soruydu. Ersin Eroğlu bu soruya yanıt verirken, aslında sadece teğmenlerin değil, onların üç komutanının da ihraç edildiğini açıkladı: Albay Alper Topsakal, Yarbay Halit Türkoğlu ve Binbaşı Murat Ertürk. Ancak bu ihraçlarla da yetinilmediğini ve teğmenler için olumsuz kanaat yazmaları istenen bölük komutanlarının, bu yazıları yazmayı reddettikleri için başka görev yerlerine, özellikle de şark görevlerine gönderildiklerini belirtti. Ardından bazı kişilere zorla bu raporların yazdırıldığını dile getiren Eroğlu, dosyanın yüksek disiplin kuruluna defalarca gidip geldiğini de ekleyerek, bu süreçteki baskının nasıl bir boyuta ulaştığını görmeye devam edin.

Yüksek disiplin kurulunda yaşananlar ise durumun ciddiyetini gözler önüne serdi; Ersin Eroğlu, tüm siyasi baskılara rağmen dokuz kişilik kurul içerisinden dört kişinin ihraçlara karşı çıktığını vurguladı: Başta Korgeneral Tevfik Algan olmak üzere Tuğgeneral Hakan Tutucu ve iki albay. İhraçlara "hayır" diyen bu dört isimden Korgeneral Tevfik Algan'ın o dönemde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu ve eğer ihraçlara "evet" deseydi Kara Kuvvetleri Komutanı hatta belki de Genelkurmay Başkanı olabileceğini Ersin Eroğlu ifade etti. Ancak Tevfik Algan'ın tercihinin bedeli ağır oldu; önce 3. Ordu emrine verildi, ardından kış tatbikatına gönderildiğini Ersin Eroğlu sözlerine ekleyerek, bu kahramanların mücadelesini dinlemeye devam edin.

Bahar Feyzan'ın "Hakan Tutucu da mı ihraç edildi?" sorusu üzerine Ersin Eroğlu, Tuğgeneral Hakan Tutucu'nun da Tevfik Algan ile birlikte bu olayların ardından istifa ettiğini belirtti. Ersin Eroğlu, Hakan Tutucu'nun yüksek disiplin kurulu üyesi ve lojistik komutanı olduğunu, ihraçlara "hayır" dediği için kızağa çekileceğini gördüğünü ve bu yüzden ayrıldığını açıkladı. Hakan Tutucu'nun 6 Şubat'taki depremde İskenderun'da hiçbir emir beklemeksizin tüm askerlerini çıkartıp yüzlerce kişiyi enkazdan kurtaran komutan olduğunu da sözlerine ekleyen Ersin Eroğlu, günün sonunda 10 subayın (beş teğmen, üç komutan ve iki yüksek disiplin kurulu üyesi) bu kılıç çatma soruşturması nedeniyle TSK'dan ayrıldığını kaydetti. Kitabın ayrıca, geçen yıl yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmene tepki gösteren Atatürkçü teğmenlerin soruşturma dosyalarını ve onların anlatılarını da içerdiğini vurgulayarak, bu geniş çaplı trajediyi anlamaya devam edin.

Peki, ihraç edilen ve büyük bir haksızlığa uğradığı düşünülen Teğmen Ebru Eroğlu şu anda ne yapıyor sorusu, Ersin Eroğlu'nun yanıtladığı en merak edilen konulardan biriydi. İhraç edilen beş teğmenden dördü olan İzzet Talip Akarsu, Deniz Demirtaş, Serhat Gündar ve Batuhan Gazi Kılıç'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde çalıştığını Bahar Feyzan'ın sorusu üzerine Ersin Eroğlu açıkladı. Ancak Ebru Eroğlu'nun İstanbul'da ailesiyle yaşadığını ve henüz kendine uygun bir iş bulamadığını Ersin Eroğlu dile getirdi. Askerlik mesleğinin üniformasına verilen değeri anlatan Ersin Eroğlu, Ergenekon ve Balyoz davalarından emekli edilen albayların 15 Temmuz sonrasında göreve çağrıldığında çok iyi maaşlı işlerini bırakarak üniformayı giymek için TSK'ya geri döndüklerini örnek verdi. Ebru Eroğlu'nun sınıf birincisi olduğunu, ihraç edilen diğer teğmenlerle birlikte çok zeki, dil bilen ve sporcu olduklarını, hatta dünya genelindeki harp okulları yarışmalarında dereceler elde ederek Türkiye'yi ilk üçe soktuklarını belirten Ersin Eroğlu, bu gençlerin ekmeğini taştan çıkaracağını ancak üniformanın onlar için çok farklı bir anlam taşıdığını ifade etti. Ebru Eroğlu'nun dönüş başvurularının mahkeme tarafından reddedilmesi de bu dramın bir parçası olup, bu durumun İmamoğlu'nun diploma davasında olduğu gibi yürütmeyi durdurma talebinin reddedilmesiyle benzerlik gösterdiğini Ersin Eroğlu sözlerine ekledi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve bu gençlerin geleceği hakkında daha fazla bilgi ve gelişme için https://www.avazturk.com adresini takip etmeye devam edebilirsiniz.