Türkiye Alev Alev Yanarken İktidarda Neler Oluyor?
Ülke cayır cayır yanarken Ankara'da bambaşka bir yangın var. Ekonomist Cem Özak, yangınların ardındaki 'asimetrik savaş' tehlikesine dikkat çekti ve Mehmet Şimşek sonrası için o korkutan senaryoyu anlattı.
Türkiye, tarihinin en sıcak ve en kurak yazlarından birini yaşarken, ülkenin dört bir yanından yükselen alevler sadece ormanları değil, yürekleri de yakıyor. Çanakkale'den Hatay'a, Soma'dan Kahramanmaraş'a uzanan yangın zinciri, söndürme çalışmalarındaki yetersizlik iddialarıyla birleşince, kamuoyunda endişe ve öfke giderek büyüyor. Ancak tam da bu sırada, Ankara'nın siyasi ve ekonomik koridorlarında, ülkenin kaderini değiştirebilecek çok daha farklı bir yangının fitilinin ateşlendiği iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Ünlü ekonomist Cem Özak, katıldığı bir canlı yayında, bu iki yangın arasındaki görünmez bağa dikkat çekerek, hem orman yangınlarının ardındaki "asimetrik savaş" tehlikesini hem de ekonomi yönetimindeki krizin Türkiye'yi nasıl bir kaosa sürükleyebileceğini çarpıcı bir dille anlattı.
Bu haberin ilerleyen satırlarında, Cem Özak'ın Türkiye'nin ormanlarını hedef alan o sinsi planı nasıl deşifre ettiğini, iktidar içindeki "Erdoğan sonrası" kavgasının hangi isimler etrafında döndüğünü ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in olası bir gidişinin piyasaları nasıl bir "dolarizasyon" tsunamisine sürükleyeceğini tüm detaylarıyla okuyacaksınız. Bu, sadece bir yangın ve ekonomi analizi değil, aynı zamanda Türkiye'nin hem doğal hem de ekonomik varlıklarının nasıl bir tehdit altında olduğunu gözler önüne seren, acil bir uyarıdır. Okumaya devam ettikçe, ekranlarda gördüğümüz alevlerin arkasındaki çok daha büyük ve tehlikeli bir oyunun farkına varacaksınız.
Gazeteci Ferit'in sunduğu programda konuşan Ekonomist Cem Özak, Türkiye'nin dört bir yanında aynı anda başlayan ve bir türlü kontrol altına alınamayan yangınların basit bir ihmal ya da tesadüf olamayacak kadar organize göründüğünü belirtti. İşte o noktada Özak, tehlikenin boyutunu ortaya koyan o kritik uyarıyı yaptı:
Cem Özak: "Bu yangınlar, iklim krizinin bir sonucu evet, ama aynı zamanda bir 'asimetrik savaş' taktiği olabilir. Geçmişte de bu yöntemler kullanıldı. Türkiye'nin düşmanları, küresel ısınmayı ve ülkemizin coğrafi zaaflarını kendi lehlerine çevirerek, ormanlarımızı yakarak bize diz çöktürmeye çalışıyor olabilirler. Yangınların söndürülememesi değil, asıl meselenin yangınların hiç başlamaması gerektiğini anlamalıyız. Orman protokolümüzü acilen değiştirmeli, anız yakmayı tamamen yasaklamalı ve köylülerimize, muhtarlarımıza kadar herkesi bu mücadeleye dahil etmeliyiz."
Cem Özak, ülkenin doğal varlıkları alev alev yanarken, Ankara'da da ekonomi yönetiminde büyük bir yangın olduğunu ve bu yangının çok daha yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini iddia etti. Özellikle son günlerde eski Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sık sık görüşmesinin, Mehmet Şimşek'in görevden alınacağı dedikodularını alevlendirdiğini belirten Özak, iktidar içinde "Erdoğan sonrası" için şimdiden bir pozisyon alma kavgası başladığını söyledi.
Peki, Mehmet Şimşek giderse ne olur? Cem Özak, bu sorunun cevabını verirken adeta bir felaket senaryosu çizdi:
Cem Özak: "Mehmet Şimşek başarılı olamadı ve gitmesi gerekiyor, bu doğru. Ancak onun gidişiyle birlikte piyasalar tamamen dolarize olur. Şu an baskılanan döviz kuru serbest kalır ve Türk Lirası adil değerine, yani olması gereken seviyelere doğru hızla yükselir. Bu, altın ve gümüş fiyatlarında da tarihi bir sıçrama anlamına gelir. Uygulanan 'carry trade' politikası çöker ve Türkiye'den büyük bir sıcak para çıkışı yaşanır. İktidar, Nebati'nin 'NAS' ekonomisine geri dönmeye çalışsa da bu artık mümkün değil. Ülkede devasa bir servet transferi yaşanır, dar gelirli tamamen ezilir ve küçük bir azınlık daha da zenginleşir. Bu, ekonomik bir krizden çok daha fazlası, bir kaos olur."
Özak'ın bu analizleri, Türkiye'nin hem ekolojik hem de ekonomik olarak ne kadar kırılgan bir dönemden geçtiğini ve alınacak kararların ülkenin geleceğini nasıl derinden etkileyeceğini bir kez daha gözler önüne serdi.