Türkiye Kilit Noktasında Bir Yangın Yeri!
Ekonomi, eğitim, siyaset ve doğada akıl almaz olaylar yaşanıyor! Can Ataklı'nın ağzından tüm gerçekler ortaya dökülüyor. Ülke yangın yerine dönüştü: Bu çarpıcı makaleyi okumadan geçmeyin!
Türkiye, adeta bir ateş çemberinin ortasında kalmış gibi bir görünüm sergiliyor. Sadece yazın getirdiği kavurucu sıcaklar değil, ülkenin dört bir yanında eş zamanlı olarak yükselen siyasi, ekonomik ve toplumsal yangınlar, Can Ataklı'nın ifadesiyle, bizleri "şaşkın ördek gibi" bir iktidarın ve perişan bir halkın hikayesiyle yüzleştiriyor. Bu haber makalesi, sizi bu derin ve çetrefilli sorunların merkezine götürecek, perde arkasında nelerin yaşandığına dair çarpıcı detayları aktarmaya ve gelecek için kritik soruları sormaya devam edecek.
Can Ataklı'nın vurguladığı üzere, sıcaklar Türkiye'de olduğu gibi Avrupa'yı da kasıp kavuruyor; ancak Ataklı'ya göre "bizde bir esinti var, Oralarda bu da yok" ifadesiyle, Avrupa'nın daha da fazla yandığını belirtiyor. Bu iklim krizi haritası, Avrupa'yı ortadan ikiye bölmüş durumda: Polonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve İtalya'nın adeta yandığını, buna karşın Polonya-Almanya sınırından itibaren her şeyin "çok normal" seyrettiğini, 23-27 derecelerde kalındığını dile getiriyor. Bu durum, "Nasıl oluyor bu iş böyle bıçakla kesilmiş gibi? Bu da kocaman bir soru işareti" diyerek, küresel ve bölgesel olayların ardındaki gizemli oyunlara dikkat çekiyor. Ataklı, "Kimler nelerle oynuyor? Kimler neyin peşinde? Gerçekten hem dünya üzerinde hem de Türkiye, Ortadoğu'nun kilit noktası Türkiye üzerinde çok enteresan oyunlar oynanıyor" diyerek Türkiye'nin de bu oyunların hedefinde olduğunu ifade ediyor. Ancak yangınlar sadece iklimle sınırlı değil; Ataklı, "ekonomi yanıyor, cayır cayır yanıyor ekonomi" diyerek, halkın büyük marketlerin akşam saatlerinde çöpe attığı kötü malları toplama noktasına geldiğini, çöp konteynerlarından buruşuk patlıcan, çürük elma, biber, domates topladığını yürek burkan detaylarla anlatıyor. Bu durumun artık eskisi gibi "utanarak" yapılmadığını, zira insanları bu duruma düşürenlerin utanması gerektiğini vurguluyor. Emeklilerin perişan vaziyette olduğunu, dertlerini soranın olmadığını ve kimsenin umrunda olmadığını da ekliyor.
Türkiye'de "ayaklar baş olmuş durumda" diyen Can Ataklı, siyaset sahnesindeki garip değişimlere dikkat çekiyor. Geçmiş seçimlerde Altılı Masa bünyesindeki partilerin, özellikle CHP'lilerin oylarıyla meclise milletvekili soktuklarını hatırlatıyor. Örneğin, Saadet Partisi'nin 10 milletvekiliyle başladığını, Güven Partisi'nin 10, DEVA Partisi'nin 15, Demokrat Parti'nin 3 ve İyi Parti'nin de ciddi sayıda milletvekili çıkardığını belirtiyor. Ancak Ataklı'nın altını çizdiği üzere, bu milletvekillerinin bazılarının parti değiştirdiğini, örneğin Saadet Partisi'nden bir milletvekilinin AKP'ye geçtiğini (sayıyı 9'a düşürdüğünü), Güven Partisi'nin 10 milletvekilinden 6'sının, DEVA Partisi'nin 15 milletvekilinden 6'sının başka partilere geçtiğini, Demokrat Parti'den ise 2 milletvekilinin parti değiştirdiğini aktarıyor. Ataklı, bu durumu "oy aldığı kişiyi satan kişi" olarak tanımlıyor ve "Bu bize ihanet, bu halka ihanet demek" ifadeleriyle sert bir şekilde eleştiriyor. Bu siyasi yangınların yanı sıra, Ataklı, "katil", "bebek katili" denilen insanların "önemli kişiler olmaya başladığını" belirterek, geleceğimizin nasıl bir yöne evrildiğine dair endişelerini dile getiriyor. Türkiye'nin gündemini meşgul eden bu ve benzeri birçok habere daha geniş perspektiflerden ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz, zira ülkemizdeki gelişmelerin her bir detayı önem arz etmektedir.
Tüm bu yangınlar içinde Can Ataklı, "En tehlikeli yangın" olarak eğitim sistemindeki sorunları işaret ediyor: CGS (LGS) sınav sonuçlarını. Yüzlerce imam hatip öğrencisinin, hatta 700 küsur kişinin birinci olduğunu belirterek, "Ne kadar zeki çocuklarımız varmış bizim" şeklinde ironik bir yorum yapıyor. Daha da çarpıcısı, bu silsilenin yakınındaki idarecilerden birinin Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalıştığı iddialarının ortaya çıktığını ifade ediyor. Ataklı, Milli Eğitim Bakanı'nın "biz soruları imam hatipli öğretmenlere yaptırıyoruz" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, "Ne yapmaya çalışıyorsun? Ülkeyi yok etmeye mi çalışıyorsun? Bu çocuklara yazık değil mi?" diye soruyor. Özellikle helal kazanç ve kul hakkı kavramlarına değinerek, "Müslümanlıkta en büyük günahlardan biri kul hakkı yemek. Siz bir de o masum çocukların hakkını alıyorsunuz. Bunun karşılığında ne cevap vereceksiniz?" diyerek vicdani bir çağrıda bulunuyor. Ataklı, bu eylemleri yapanları "yazıklar olsun" diyerek kınıyor ve "o parayı da yiyemez" diyerek beddua ediyor.
Peki, Türkiye'nin yangınlar içindeki son durumu ne? Ülke genelindeki yangınlar sadece iklim, ekonomi ve siyasetle sınırlı değil; şehitlerin analarının babalarının yürekleri de yanıyor. Can Ataklı, PKK'nın "eski silahları getirip ateşe atması" gibi "tiyatro" olarak nitelendirdiği olaylara değinerek, terörsüz bir Türkiye söylemlerinin samimiyetini sorguluyor. PYD ve Suriye'deki olaylara dikkat çekerek, bu "belanın döner dolaşır bu belayı açanın başında patlayacağını" belirtiyor. Son olarak, Ataklı'nın sözleriyle, haksız yere tutuklanan belediye başkanlarının, hatta hastane odalarında eziyet çekenlerin belalarının da bu duruma sebep olanların üzerine olacağını söylüyor. Yani, Türkiye'nin dört bir yanında, iklimden ekonomiye, siyasetten eğitime ve adalete kadar her alanda derin bir kriz yaşanıyor. Ataklı'nın aktardığı tablo, ülkenin sadece bir dönüşüm sürecinde değil, aynı zamanda varoluşsal bir sınavdan geçtiğini gösteriyor. Bu tablo, halkın her kesimini derinden etkilerken, sorumluların bu duruma seyirci kalması veya durumu daha da kötüleştirmesi, ülkeyi bir çıkmaz sokağa sürüklüyor. Bu kritik dönemde Türkiye'nin geleceği, tüm bu yakıcı sorunlara karşı verilecek doğru tepkilere ve atılacak adımlara bağlı. İşte tam da bu nedenle, bu ülkenin kaderini belirleyecek gelişmeleri ve daha fazlasını yakından takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilir, her detayın peşine düşebilirsiniz.
sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.