Arpaçay ilçesinin Kardeştepe köyü, sıradan bir gününü yaşarken, 1 Mart 2022'de beklenmedik bir olayla sarsıldı. Şehit Engin Yılmaz Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Azra E., 3 yıldır kendisini taciz ettiği iddia edilen Birdal Doğan'ı vurarak hayatına son verdi. Bu trajik olay, Türkiye'nin gündemine oturdu ve adalet sistemi üzerinde büyük bir tartışma başlattı.

Kronoloji: Olaydan Yargı Sürecine Olayın ardından Azra E., hakkında dava açıldı ve 5 Temmuz 2022'de Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşma gerçekleşti. Bu duruşmada, Azra E. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 25 Nisan'da gerçekleşen son duruşmada ise, 'tahrik' ve 'iyi hal' indirimiyle 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, kamuoyunda tartışmalara neden oldu.

Temyiz Süreci ve Yargıtay'ın Tutumu Azra E.'nin avukatı Sinan Erdağı, kararı temyiz etmek için harekete geçti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, verilen cezanın yüksek olduğunu belirterek, 1. Ceza Dairesi'nde bozulmasını talep etti. Bu talep, Türkiye'deki kadınların maruz kaldığı taciz ve takip vakalarının yargı sistemine nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.

Türk Ceza Kanunu ve Meşru Müdafaa Erdağı, Türk Ceza Kanunu'nun 27/2. maddesine atıfta bulunarak, Azra'nın yaşadığı korku ve panik durumunun meşru müdafaa sınırlarını aştığını savunuyor. Bu argüman, Türkiye'de kadınların karşılaştıkları zorlukların ve adalet arayışlarının altını çiziyor.

Toplumsal ve Yargısal Beklentiler Avukat Sinan Erdağı, Yargıtay'ın vereceği kararın sadece Azra E. için değil, benzer durumda olan kadınlar için de önemli bir örnek teşkil edeceğine inanıyor. Azra'nın eğitim hayatının ve geleceğinin bu kararla şekilleneceğini vurguluyor. Ayrıca, toplumda tacize uğrayan kadınların durumuna yeni bir bakış açısı getirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Sonuç: Adaletin Yolu ve Toplumsal Değişim Bu olay, Türkiye'deki kadınların adalet arayışının sadece bir örneği. Azra E.'nin hikayesi, yargı sisteminin bu tür vakalar karşısında nasıl bir tutum sergileyeceğini gösteriyor. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularında önemli bir dönüm noktası olabilir. Türk yargı sisteminin bu konuda atacağı adımlar, gelecek için umut verici bir yol haritası sunabilir.