Türkiye'nin Adalet Kalbinde Yeni Bir Dönem

Türkiye'nin Adalet Kalbinde Yeni Bir Dönem

10. Yargı Paketi ile suçlara caydırıcı cezalar, trafikte vandalizme sert önlemler geliyor. Meclis'te Başkanlık seçimi ve Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki şaibeli kongre iddiaları Türkiye gündemini sarsarken, adalet ve siyasetteki tarihi dönüşümde son viraja

Türkiye'nin adalet ve siyaset sahnesinde tarihi bir dönüm noktasındayız. Meclis, milyonların kaderini etkileyecek kararlar için kapılarını açarken, gündemdeki 10. Yargı Paketi ve siyasi arenadaki sarsıcı gelişmeler tüm ülkenin dikkatini çekiyor. Bu makale, önümüzdeki günlerde yaşanacak tarihi gelişmelerin ilk sinyallerini verirken, yaşananları tüm detaylarıyla gözler önüne serecek. Gelişmelerin ardı arkası kesilmeden devam edeceğini şimdiden belirtmek isteriz.

KRT TV ekranlarında yayınlanan programda, Hilmi Daşdemir, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in açıklamalarını hatırlatarak, 10. Yargı Paketi’nin dokuz kanunda düzenlemeyi kapsadığını ifade etti. Bu paketin odak noktaları arasında suçun önlenmesi, şiddet suçları, özellikle trafik cezalarına ilişkin düzenlemeler ve alkollü araç kullanımı gibi fiiller bulunuyor. Hilmi Daşdemir'in aktardığına göre, pakette kadın, çocuk, 65 yaş üstü, 70 yaş üstü ve 80 yaş üstü vatandaşlar için konutta infaz imkanlarının artırılması öngörülüyor. Taksirle işlenen suçlarda cezaların artırılacağını belirten Daşdemir, trafikte yaşanan vandallıklara karşı çok sert cezaların getirildiğini ve bunların caydırıcı olma potansiyeli taşıdığını vurguladı. Özellikle kadın sürücülerin darp edilmesi, insan hayatına kasteden olaylar ve alkollü araç kullanımı gibi suçlara ciddi cezalar geliyor. Kasten yaralama suçunun temel cezasının 1 ila 6 aydan başlayarak artırıldığını, bası tıbbi müdahaleyle giderilebilecek fiillerin kadına karşı işlenmesi halinde alt sınırın yükseltildiğini sözlerine ekledi. Mağdurun zarar görme derecesine göre, ağırlaşmış yaralama suçlarında ceza sınırları yükseltilerek, alt sınırın 4 ila 6 yıla, ölüm halinde ise 10 ila 14 yıl veya 141 yıla kadar yeniden düzenlendiği belirtildi. Tehdit suçunun cezaları da caydırıcılığın güçlendirilmesi amacıyla artırılırken, mal varlığına yönelik tehditlerde hapis cezasının alt sınırı bir aydan iki aya çıkarıldı. Nitelikli tehdit halinde (silahla veya örgüt gücüyle) cezanın üst sınırı 7 yıla çıkıyor. Genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiillere yönelik cezaların da artırılması öngörülüyor; buna gaz fişeği atanlar ve kurusıkı tabanca kullananlar da dahil edildi. Trafik güvenliğini tehlikeye sokan, özellikle alkol ve uyuşturucu etkisiyle araç kullanma cezaları daha da artırılıyor ve hatta araçtan inmenin bile 180.000 TL'ye kadar cezası olduğu aktarıldı.

Hilmi Daşdemir, KRT TV muhabiri İrem Hanım’ın soruları üzerine, Noterlik Kanunu’nun 127. maddesinin tamamen yeniden düzenlendiğini ve 157. maddesinin yürürlükten kaldırıldığını; hükümlerin 125. ve 126. maddelerde yeniden düzenlendiğini belirtti. Yaşlılara yönelik ev hapsi gibi kararların önemine dikkat çeken Daşdemir, bu konunun Ekim ayında tekrar gündeme alınacağını ve etki analizleri yapılarak yeni bir yargı paketinin gelebileceğini ifade etti. Çocuklarla ilgili de önemli düzenlemelerin pakette yer aldığını vurgulayan Daşdemir, Ahmet Minguzi cinayetinin çocukların suça sürüklenmesi ve çeteleşme konularında ciddi düzenlemelerin şart olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Çocukların suça sürüklenme sebeplerinin ortadan kaldırılması ve çeteleşmeye karşı ciddi tedbirler alınmasının çok mühim olduğunu düşünüyor. Öte yandan, KRT TV muhabiri İrem Hanım’ın hasta tutuklulara ilişkin bir düzenleme olup olmadığı sorusu üzerine Hilmi Daşdemir, bu pakette öyle bir düzenlemenin olmayacağını bildirdiğini söyledi. Bazı eleştirilerin bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını ve FETÖ ile PKK’lıları da kapsayacak şekilde genişletebileceğini iddia ettiğini ancak MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmelerde böyle bir durumun söz konusu olmadığını öğrendiğini aktardı. Yaklaşan 11. Yargı Paketi’nin anayasa ve yargı konularını daha detaylı ele alacağını da belirtti. Yaşanacak tüm bu gelişmeleri ve daha fazlasını anbean takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bu 10. Yargı Paketi, Adalet Komisyonu’ndan geçerek yarın (video çekildiği günün ertesi) Meclis’in gündemine taşınacak. Aynı gün Meclis Başkanı seçimi de yapılacak ve Hilmi Daşdemir’in öngörüsüne göre, aritmetik veriler Sayın Numan Kurtulmuş’un tekrar Meclis Başkanı seçileceğini gösteriyor. Kurtulmuş'un önümüzdeki dönemde yeni anayasa sürecine başkanlık yapacak bir isim olduğunu ekledi. Görünen o ki, Cumhur İttifakı Sayın Kurtulmuş ile yola devam edecek.

Siyasi kulislerde yankı uyandıran bir başka konu ise Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki (CHP) iç dinamikler. KRT TV muhabiri İrem Hanım’ın anketler üzerine sorduğu soruya yanıt veren Hilmi Daşdemir, yeni tamamladıkları bir araştırmanın analizlerinin bitmek üzere olduğunu açıkladı. Bu araştırmaya göre, CHP’nin oy oranı %31.7 iken, AK Parti’nin oy oranı %34.9 olarak belirlendi. Daşdemir, AK Parti'nin tüm yıpranmışlığına ve 23 yıllık iktidar yorgunluğuna rağmen CHP’nin önünde olduğunu vurguladı. MHP’nin %7’ler civarında, İYİ Parti’nin %6.2, DEM Parti’nin ise %10 civarında olduğunu belirtti. Hilmi Daşdemir, CHP’nin bu oy oranının "gerçek" olmadığını, muhalefetin, özellikle İYİ Parti’nin oylarının azalması sebebiyle bir kısmının CHP etrafında toplandığının bir göstergesi olduğunu ifade etti. Daşdemir'e göre, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in ciddi bir kabullenilme problemi olduğu muhakkak. Zira Özel’in sürekli İmamoğlu ve onun özgürlüğü dışında bir şey söylemediği iddia ediliyor.

Hilmi Daşdemir’in araştırmalarına göre, toplumda İmamoğlu’nun bir organize suç örgütünün elebaşı olduğu yönünde bir algı kabul edilmiş durumda. Siyasi olarak da İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını değerlendirenler olduğu belirtiliyor. Hilmi Daşdemir, Özgür Özel’in, şaibeli kurultay nedeniyle bu işin ucunun kendisine dokunacağını düşünmüş olabileceğini, etrafında İmamoğlu tarafından yerleştirilmiş isimlerin bulunduğunu, aceleyle toplanan kurultayda başka bir adayın aday olmasına izin verilmediğini belirtti. Bu durumun Özgür Özel’in genel başkan olarak kabullenilme sorununu pekiştirdiğini aktardı. "İmamoğlu’nun yapmış olduğu işlerin bedelini, cezasını çekmeleri gerekiyor" diyen Daşdemir, rüşvet ve irtikap gibi suç iddialarının gündemde olduğunu ve bu iddiaların yenilir yutulur cinsten olmadığını net olarak görüldüğünü vurguladı. Bazı belediye şirketlerinin (Kültür AŞ, Medya AŞ gibi) suç örgütünün merkezi haline getirildiği, çantalar ve çuvallar dolusu paranın bir yerlere taşındığı, hatta bu paranın bir kısmının Beykoz’daki bir villada önceki şaibeli kurultayın delegelerine dağıtıldığına dair ciddi belgelerin bulunduğunu iddia etti.

KRT TV muhabiri İrem Hanım’ın da iddianamenin tamamlandığını, İmamoğlu’nun şüpheli, Kılıçdaroğlu’nun ise mağdur olarak geçtiğini belirtmesi üzerine, Hilmi Daşdemir dün Ahmet Hakan’ın Kılıçdaroğlu’na yaptığı “partisinin genel başkanlığına kayyum olarak getirilirse kabul etmesin” çağrısını anımsattı. Ancak Daşdemir, hakkı yenmiş, gasp edilmiş, itibarsızlaştırılmış bir Kılıçdaroğlu varken mağdurun bunu neden kabul etmemesi gerektiğini sorguladı. Kılıçdaroğlu’na yönelik “şu adam vurulacak kimse yok mu” gibi ölüm tehditlerinin sosyal medyada yer almasının şaşkınlık verici olduğunu dile getiren Daşdemir, bu tehditlerin arkasında gayrimeşru, uluslararası veya yurt içi örgütlerin olup olmadığını sorguladı. Konuyu gündeme getiren Nuray Başaran’ın da ölüm tehditleri aldığını hatırlattı. Geçtiğimiz Pazar günü, Laleli’deki dört döviz bürosunun açtırılarak buralardan alınan 1.5 milyar TL gibi bir paranın kurultayı manipüle etmek için kullanıldığına dair iddiaların iddianamelere geçtiğini ve kamuoyunca bilindiğini aktardı.

Hilmi Daşdemir, bu sarsıcı gelişmelerin bir sonucu olarak geri sayımın başladığını ve CHP’nin şaibeli kurultayı için mahkemenin yakında kararını vereceğini belirtti. Mahkemenin kurultayı iptal edeceğini ve sonraki süreçte Sayın Kılıçdaroğlu’nun kuvvetle muhtemel tekrar genel başkan olacağını, ardından yeni bir kurultay yapılacağını dile getirdi. Ancak asıl önemli olan, bu para trafiği içerisinde olanlar ve seçme ve seçilme hakkına müdahale edenlerin bedel ödemek zorunda kalacaklarıdır. Özgür Özel ve yakın kurmaylarının da bu işin şaibe altında olduğunun altını çizmek gerekir. Zira apar topar toplanan bir kurultayla şaibelerin ortadan kaldırılamadığı, delegelere para, ev ve belediyelerde iş gibi menfaatler sağlandığı iddiaları hala sıcaklığını koruyor. "Hiç kimsenin, hiçbir kurumun Türk demokrasisi üzerinde vesayet oluşturmaması gerekiyor" diyen Daşdemir, vesayet oluşturanları korumak için cinayet işlemeyi bile göze alanların suç örgütlerinden farkı olmadığını vurguladı. Türk yargısından beklenen ise, seçme ve seçilme sürecine müdahale eden her yapıya ilişkin gerekeni yapmasıdır. Tüm bu tarihi gelişmeleri ve yargı sürecinin sonucunu yakından takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.