Türkiye'nin Bilim Geleceği İçin Son Çağrı: Akademinin Kalbi O Kanunla mı Durduruluyor?

Türkiye'nin Bilim Geleceği İçin Son Çağrı: Akademinin Kalbi O Kanunla mı Durduruluyor?

CHP'li Aşkın Genç'in TBMM'de yankılanan sert tepkisiyle ortaya çıkan şok edici gerçek: Torba kanundaki o madde, üniversiteleri doğrudan siyasi vesayete mi sürüklüyor? Türkiye'nin bilimsel geleceği için kritik oylama öncesi tansiyon yükseliyor!

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, günlerdir üzerinde çalışılan ve kamuoyunun dikkatinden bir nebze de olsa uzak kalan kritik bir kanun teklifini görüşmeye devam ediyor. "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" adı altında sunulan bu "torba kanun", içerisinde pek çok farklı düzenlemeyi barındırıyor. Ancak bu geniş kapsamlı teklifin 5. maddesi, uzmanlardan ve muhalefet kanadından gelen peş peşe uyarılarla büyük bir gerilime sahne oluyor. Görünen o ki, sessiz sedasız Meclis'ten geçirilmek istenen bu madde, Türkiye'nin eğitim sistemini ve hatta bilimsel geleceğini kökten etkileyecek potansiyeldeki bir tehlikeyi barındırıyor. Konuyla ilgili en net ve en sert tepkilerden biri ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç'ten geldi. Genç'in Meclis kürsüsünden yükselen uyarıları, Türkiye'nin en değerli varlıkları olan üniversitelerin akıbeti hakkında derin kaygılara yol açtı.

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, söz konusu torba kanunun 5. maddesi üzerine yaptığı konuşmada, teklifin üniversitelerin temel özerk ve özgür yapısına taban tabana zıt olduğunu vurguladı. Genç'e göre, ilk bakışta "basit bir teknik düzenleme gibi sunulan" bu madde, aslında ülkenin eğitim sistemini, demokratik yapısını ve bilimsel ilerlemesini hedef alan "tehlikeli bir girişim" niteliğinde. Aşkın Genç, konuşmasında, Anayasa Mahkemesi'nin bu tür düzenlemeler hakkında daha önce net ve açık bir karar verdiğini hatırlattı. Mahkemenin, bu tip girişimlerin Anayasa’nın temel ilkelerine, demokratik hukuk devletine ve üniversitelerin özerkliğine açıkça aykırı olduğunu belirttiğini söyleyen Genç, bugün Meclis'e getirilen bu düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı "açık bir meydan okuma" olduğunu dile getirdi. Bu durum, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerine aykırı olduğu gibi, ülkeyi sadece akademik alanda değil, demokratik olarak da geriye götürme potansiyeli taşıyor.

Aşkın Genç'in dikkat çektiği temel mesele ise, düzenleme ile Üniversiteler Arası Kurul’un Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyelerini belirleme yetkisinin fiilen ortadan kaldırılması. Genç'in ifadelerine göre bu yetki, fiilen Cumhurbaşkanına devredilecek. Bu değişiklikle birlikte, üniversitelerin "doğrudan siyasi vesayetin altına sokulmak istendiği" tehlikesi belirginleşiyor. Oysa üniversiteler, bir toplumun en değerli varlığı olarak kabul edilir; bilimsel ilerlemenin, yenilikçiliğin, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal gelişimin merkezleridir. Bu hayati işlevlerini yerine getirebilmeleri için de bağımsızlıkları ve özerklikleri kritik öneme sahiptir. Akademisyenlerin özgürce araştırma yapamadığı, bilimsel çalışmaların siyasi baskılara maruz kaldığı bir ortamda, Türkiye'nin bilimsel ve teknolojik ilerlemesinden söz etmek imkansız hale gelir. Genç, bu maddenin "Türkiye’nin geleceğine yapılabilecek en büyük kötülük" olduğunu net bir dille ifade etti.

Peki, bu düzenlemenin ardındaki asıl amaç ne? Aşkın Genç, bu soruyu Meclis kürsüsünden çarpıcı bir açıklıkla yanıtladı: "Bu maddeyle amaçlanan şey, üniversitelerde akademik kadroların siyasi sadakat kriterleriyle belirlenmesi ve üniversite yönetimlerinin tamamen siyasi bir vesayet altına alınmasıdır". Bu durum, üniversitelerin temel fonksiyonlarına ağır bir darbe vuracak ve akademik kadrolarda "liyakat değil siyasi sadakat" aranmasına yol açacaktır. Sonuç olarak, nitelikli akademisyenler siyasi baskılara boyun eğmek yerine, özgür bilim yapabilecekleri ülkelere gitmek zorunda kalacaklar. Bu, Türkiye'yi bilimden, yenilikçilikten, gelişmişlikten ve kalkınmadan uzaklaştıracaktır. CHP olarak üniversitelerin özerk ve bağımsız yapısını sonuna kadar savunmaya devam edeceklerini belirten Aşkın Genç, "Akademik özgürlüğü ortadan kaldıran hiçbir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir" dedi. Genç'in son sözleri ise tüm milletvekillerine yönelik acil bir çağrı niteliğindeydi: "Gelin, üniversitelerimizi siyasi vesayet altına sokacak bu maddeyi reddedin. Gelin, tarih karşısında doğru yerde duralım. Bilimi savunalım, akademik özgürlüğü koruyalım, üniversitelerimizi siyasi müdahalelerden kurtaralım. Türkiye’nin geleceğini aydınlatmak, gençlerimizin umutlarını yeşertmek için bu maddeyi hep birlikte ret edelim. Unutmayalım ki, bugün burada yapacağımız tercihin vebali büyüktür. Üniversitelerimizin geleceğini siyasi hesaplara kurban etmeyelim. Bu maddeye karşı çıkarak, demokrasiye, bilime ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkalım!”. Bu kritik uyarılarla birlikte, Türkiye'nin bilimsel ve akademik kaderinin belirleneceği oylama, tüm gözlerin TBMM'ye çevrilmesine neden oldu!