Türkiye'nin Makus Talihini Değiştiren Sessiz Devrim

Türkiye'nin Makus Talihini Değiştiren Sessiz Devrim

Türkiye, son dönemde benzeri görülmemiş bir "zihniyet devrimi" ile sarsılıyor. Halkın 'kulluk bilincinden yurttaşlık bilincine' doğru evrildiği bu süreçte, ülkenin kaderi yeniden yazılıyor. Bu makale, kirli siyasi stratejileri nasıl boşa çıkardığını...

Türkiye'nin dört bir yanında, son günlerde adeta bir uyanış yaşanıyor. Gözlemlediğimiz bu derin değişim, siyasetin ezberlerini bozarken, halkın kendi kaderini yeniden yazmaya başladığının en net işaretlerini veriyor. Bu haber makalesi, ülkenin yakın geçmişindeki olayları bambaşka bir perspektiften ele alacak ve bu "zihniyet devriminin" Türkiye için ne anlama geldiğini, detaylarıyla aydınlatmaya devam edecek.

Necati Doğru'nun dikkat çekici gözlemlerine göre, halk artık "kulluktan çıkan ve yurttaşlık bilincine ulaşan" bir zihniyet devrimi gerçekleştiriyor. Bu uyanışla birlikte, halkın gücü, bugüne dek sürdürülen tüm kirli planları, pasaklı stratejileri, çamur taktiklerini ve iç siyaset oyunlarını bozup, boşa çıkaracak bir enerjiye dönüşmüş durumda. Necati Doğru, halkı suçlayan "her ulus kendine benzeyeni seçer" veya "her millet layık olduğu şekilde yönetilir" gibi kaba sosyoloji kurallarını kesinlikle onaylamıyor. Zira halkın kendi "layıkını seçtiği" iddiası, hukuksuzluk, zorbalık, yolsuzluk, faşistlik, diktatörlük, tek adamlık, rüşvet, çürüme, kayırma ve sömürü gibi adaletsizlikleri meşrulaştırmak anlamına gelecektir. Bu nedenle, "Halk değişti şimdi kendine benzeyeni arıyor" demek yerine, halkın "kulluk bilincinden kurtularak vatandaş olmanın bilincine geldiği" ve bu sayede tüm kirli oyunları boşa çıkardığı belirtiliyor. Dahası, halkın artık dürüst, bilgili, çalışkan ve yüksek ahlaklı bir yeni yönetim kadrosu arayışında olduğu ifade ediliyor. İşte bu arayışın ve bilincin sahada yarattığı bazı sarsıcı sonuçlar; bu gelişmelerin ışığında https://www.avazturk.com gibi platformlar da halkın bu yeni arayışına tercüman olmaya devam ediyor.

Peki, bu devrim nasıl tezahür etti? Örneğin, kaynaklarımızda belirtildiği üzere, üç-beş madenci şirketine toprağın altındaki kömürü çıkarıp devlete olabilecek en yüksek fiyata satması için hazırlanan torba yasa meclis komisyonundan geçmişti. Ancak zeytin bahçelerinin sahipleri, yani köylü kadınlar ve erkekler, Büyük Millet Meclisi'ne akın ettiler. Başta TEMA olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, muhalefet partileri ve aydınlar, zeytin üreticisine sahip çıktı. Halkın bu toplumsal direnişi sonucunda, söz konusu yasa tasarısı rafta beklemeye alındı. Bu, vatandaşlık bilincinin somut bir zaferiydi.

Bir başka çarpıcı örnek ise seçilmiş belediye başkanlarına yönelik yapılan operasyonlardı. Şafak vakti evlerinden alınıp hapishaneye konulan başkanlar hakkında peşinen "hırsız bunlar" diye kirli yayınlar yapılmasına rağmen, halk bu propagandalara inanmadı. Halkın yükselen yurttaşlık bilinci, iktidarın "CHP Belediyeleri de hırsız, siz yine bize AKP Belediyelerine oy verin" üzerine kurulu stratejisini tamamen boşa çıkardı. Hatta, Ekrem İmamoğlu'nu hapse koyma girişimleri, beklenenin aksine halkın ona "kurtarıcı" diye daha çok sarılmasına yol açtı. Bu durum, halkın artık iktidarın manipülatif diline prim vermediğini ve kendi gerçeğini gördüğünü açıkça ortaya koyuyor.

Bu uyanışın en önemli sonuçlarından biri de, halkın nihayetinde ülkedeki derin ekonomik krizin gerçek nedenini kavramış olmasıdır. Ömür boyu koltuğu bırakmayıp Cumhurbaşkanı kalmak isteyenin, devletin bütün imkanlarını sonuna kadar kullanmasının ve demokrasiyi "tek adamlığın aleti" haline getirmesinin bu krizi yarattığını, halkın büyük çoğunluğu ancak yurttaşlık bilincine ulaşınca idrak etti. Dahası, bu bilinçle halk, Tek Adam'a alternatif demokrat liderleri meydanlara akarak kendisi yarattı. Necati Doğru'nun gözlemlerine göre, halkın bu yurttaşlık bilinci olmasaydı, Özgür Özel'den veya Ekrem İmamoğlu'ndan lider olmazdı. Halkın kendi liderlerini ortaya çıkarması, siyasi sahnenin geleceği açısından umut verici bir dönüşümün habercisi.

Halktaki bu uyanan yurttaşlık bilinci, yalnızca iktidarın oyunlarını bozmakla kalmıyor, aynı zamanda muhalefet içindeki stratejileri de etkiliyor. Kaynaklarımıza göre, CHP'nin başına yeniden Kemal Kılıçdaroğlu'nun getirilmesi stratejisi de boşa çıkmaya hazırlanıyor. Hatta Kılıçdaroğlu'na koltuk sunarak CHP'yi bölme siyasi oyununun da tutmayacağı belirtiliyor. Çünkü bu oyun, uyanmış halkın yurttaşlık bilinciyle boşa çıkacak. Daha da ötesi, terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan'dan "demokrat çıkartma" stratejisiyle Cumhurbaşkanı'na ömür boyu "Tek Adam kalmanın yolunu açma" planı da, halkta uyanan bu "yurttaşlık bilinciyle" boşa çıkacak. Bu bilinç sayesinde, Türk ve Kürt halkının zaten ayrılmaya gerek olmadığını gördüğü ve tabanda birleştiği vurgulanıyor. Bu, bölücü siyasetin sonunun geldiğinin güçlü bir göstergesi.

Bu süreçte, doğal kaynaklarımıza sahip çıkma bilinci de pekişiyor. TEMA Başkanı Deniz Ataç, bir video açıklama yaparak herkesi "Türkiye'nin sularına sahip çıkmaya" davet etti. Meclis'te torba yasalarla getirilmekte olan ve "hoyrat madenciliğin" önünü açan düzenlemelerin Türkiye'nin su kaynaklarını kurutacağını belirten Ataç, milletvekilleri ve tüm duyarlı insanları bilgilenmeye çağırdı. Finlandiyalı yazarın "Su Unutmaz" adlı kitabından özetlenen bir bölüm, suyun bilinci olduğunu ve tüm girdiği şekilleri hafızasına eksiksiz kaydettiğini anlatıyor. Suya iyi davranıldığında hayat verdiği, kötü davranıldığında ise öfkelenip sel olduğu ya da küsüp kaybolduğu belirtiliyor. Ayrıca suyun insanları birleştirip barış getirebileceği gibi, düşman da edip savaş da çıkarabileceği ifade ediliyor. TEMA Başkanı'nın bu uyarısı, halkın çevresel bilincinin de arttığının bir işareti ve yurttaşlık bilincinin sadece siyasetle sınırlı kalmadığını gösteriyor.

Türkiye'de güneş her gün, halkın vatandaşlık bilincini yükselterek kendisine dayatılan kirli ve pasaklı stratejileri boşa çıkarttığını gösteren belirtileri aydınlatarak doğuyor. Görünen o ki, Türkiye halkı "kulluk bilincinden kurtularak vatandaş olmanın bilincine geldiği" için artık hiçbir kirli oyunun işlemeyeceği yeni bir döneme adım atıyor. Bu yeni bilinçle, Türkiye'nin önü adeta açıldı. Bu büyük uyanış, ülkenin geleceği için parlak ve umut dolu bir sayfa açarken, halkın kendi kaderini ellerine aldığının en güçlü kanıtı olarak tarihe geçiyor. Göreceksiniz, bu dönüşümün etkileri her geçen gün daha da belirginleşecek!.