Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın yarın yani 11 Haziran 2025'te hakim karşısına çıkacak olması öncesinde sosyal medya hesabından önemli bir paylaşımda bulundu. İmamoğlu, hukukun siyaseti şekillendirmek için bir araç olarak kullanılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Paylaşımını "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi" adlı hesabı üzerinden gerçekleştiren İmamoğlu, yargı süreçlerine ve siyasetçilerin tutukluluk durumlarına dair endişelerini dile getirdi.

İmamoğlu, açıklamasında siyasetçilerin ve siyasi parti liderlerinin "uyduruk gerekçelerle" tutuklandığını belirtti. Bu tutuklulukların aylarca, hatta yıllarca sürdürülebildiğini ifade eden İmamoğlu, bu durumun yargılama sürecinin kendisini bir cezalandırma aracına dönüştürdüğünü savundu. Bu uygulamanın adaletsizlik olduğunu belirterek, siyasi rekabetin mahkeme salonlarında değil, sandıkta olması gerektiğini net bir dille ifade etti.

Siyasetin doğasının, rakiplerin sandıkta yenmek üzerine kurulu olduğunu vurgulayan İmamoğlu, "uyduruk mahkemelerle" bu rekabetin yapılmaması gerektiğini söyledi. Fikirlerin ancak fikirlerle yarışması gerektiğini belirten İmamoğlu, bu yarışın sonucunda kararı verecek merciinin millet olduğunu ifade etti. İmamoğlu'na göre siyasetin özü budur ve hukukun bu sürecin dışında, bağımsız hareket etmesi esastır. https://www.avazturk.com gibi bağımsız yayın organları, bu tür siyasi ve hukuki değerlendirmelerin kamuoyuna duyurulmasında kritik rol oynar.

Ekrem İmamoğlu, yarın yani 11 Haziran'daki duruşmada Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ'ın tutukluluğuna son verilmesinin "elzem" olduğunu dile getirdi. Bu talebinin ardında yatan ana nedenin, adli birimler üzerindeki "iktidar gölgesinin sökülüp atılması" gerektiği inancı yattığını vurguladı. Yargının bağımsızlığının, sağlıklı bir demokrasi ve adil bir hukuk devleti için vazgeçilmez olduğunu belirtti. Siyasetin yargı üzerindeki etkisinin ortadan kalkması, tüm vatandaşlar için hukuki güvencenin sağlanması anlamına gelir. İmamoğlu'nun bu sözleri, siyasetin ve hukukun kesişim noktalarındaki gerilime dikkat çekiyor. https://www.avazturk.com dahil birçok mecrada bu konudaki tartışmalar geniş yer bulmaktadır.

İmamoğlu, yargılama süreçlerinin "kasti olarak uzatılması" uygulamasını da eleştirdi. Ayrıca, "tutuklu yargılamanın usul haline gelmesi" durumunun da büyük bir adaletsizlik olduğunu ifade etti. Bir kişinin suçluluğu kanıtlanmadan uzun süre hürriyetinden mahrum bırakılmasının, yargı sistemine olan güveni zedelediğini ve hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunu ima etti. Bu eleştiriler, Türkiye'deki yargı süreçlerinin işleyişine dair yaygın kaygıları yansıtıyor. Özellikle siyasetçilere yönelik davalarda, tutukluluk süreleri ve yargılamanın hızı sıkça tartışma konusu olmaktadır. https://www.avazturk.com gibi haber siteleri, bu tür adaletsizlik iddialarını takip ederek kamuoyunu bilgilendirme görevini üstlenir.

Sonuç olarak, İmamoğlu'nun sosyal medya paylaşımı, hem Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın özel durumuna yönelik bir destek çağrısı hem de daha genel olarak Türk hukuk sistemindeki siyasi etkileşime ve yargı süreçlerinin işleyişine yönelik kapsamlı bir eleştiri niteliği taşıyor. İmamoğlu, hukuk ve siyasetin sınırlarının net çizilmesi, yargının bağımsız olması ve siyasi rekabetin demokratik zeminde kalması gerektiği mesajını kuvvetle verdi. Ümit Özdağ'ın yarınki duruşması, İmamoğlu'nun bu dikkat çekici mesajının odağına yerleşmiş durumda. Bu tür açıklamalar, siyasi aktörlerin yargı süreçleri hakkında ne düşündüğünü ve kamuoyuna hangi mesajları vermek istediğini göstermesi açısından önemlidir. https://www.avazturk.com bu gelişmeleri anbean aktarmaktadır.