Yağlı

Tokat’ta üniversite okurken tanıştım bu lezzetle. Vize – Final sınavlarına hazırlandığımız gecelerin sabahında fırından alırdık. Sıcacık, çıtır çıtı ve çok lezzetliydi. Ayıptır söylemesi ben sadesini severim ama peynirlisi de iyidir.

Ne yazık ki bu müthiş lezzet sadece sıccakken geçerlidir. Vakti geçti mi tadı bozulur ve lastiksi bir hale gelip sakız gibi çevrilir ağızda. Rıdvan Dilmen’in açıklamalarını dinlediğim de aklıma Yağlı geldi. Vıcık vıcık yağ akardı her ısırdığımız da dudaklarımızın kenarından. Ve sürekli şakalaşırdık “ağzının kenarını sil” diyerek.

Bizimkisi pişmiş hamurun içinde ki yağın sıcağa ve baskıya karşı koyamayıp akmasından ibaretken bir çoklarının olur olmaz her durumda ağzının kenarından hem de durup dururken yağ akması ilginç. Burada sorun ne Deniz Gezmiş’tir ne de Erdoğan’ın ona benzetilmesi. Rıdvan Dilmen belli ki İslamcı jargona uzak olduğu için bildiği en güçlü figüre benzetti.

Ak cenahtan bir siyasetçi veya oligark olsaydı mutlaka şu başlıkta cümleler ile işe girişirdir.

“Erdoğan’a dokunmak ibadettir” (Hüseyin Şahin – Ak Parti Bursa milletvekili)

“Erdoğan için 2 rekat şükür namazı kılınmalı” (Oktay Saral – Ak Parti İstanbul Milletvekili

“Erdoğan ikinci Atatürk olacak” (Egemen Bağış)

“Erdoğan benim Atam” (Yiğit Bulut – Cumhurbaşkanı Başdanışmanı)

“Erdoğan ümmetin lideri” (Murat Yıldırım – Ak Parti Çorum Milletvekili)

“Dünya lideri” (Şamil Tayyar – Ak Parti Gaziantep Milletvekili)

“Halife-i ruyi zemin”* (Atılgan Bayar – Ahmet Davutoğlu’nun strateji danışmanı)

“Erdoğan ikinci peygamberdir” (Ak Parti Aydın il başkanı)

Görünen o ki fantezi de sınır tanımayan tayfanın sola temayüllü olanlarından ilk çıkış Deniz Gezmiş ile benzeştirmek oldu. Aslında Rıdvan Dilmen’in önceki üç açıklaması bu çıkışının nedenini ortaya koyar.

“...Türkiye Futbol Federasyonu başkanı –hayatım da ilk defa söylüyorum– olmak isterim” (23.11.2016)

“...Ben yemin ederim ki, şerefim namusum üzerine söylüyorum ki, federasyon başkan adayı olmayacağım. Bu söylemlerimi ona dayandırmasınlar. Cumhurbaşkanıyla bunu bir dakika bile konuşmadım” (7.06.2017)

“...Futbolu dizayn etmek için al anahtarı derlerse, alırım.” (10.10.2017)

Bir futbol ikonu olan Rıdvan’ı kaybettiğimize mi üzüleyim yoksa Deniz Gezmiş – Erdoğan benzetmesine karşı çıkan HDP’nin kendi siyasi vandallıklarıyla uzaktan yakından alakası olmayan Gezmiş’i sahiplenmelerine mi?

Oysa ki Evet kampanyasında ki tavrı ne kadar kişisel ve en azından şahsımca eleştiriden uzaktı. Şimdi neden proleterin ikonunu iktidara peşkeş çekti ki. Yediği hakaretlere değdi mi ya da o koltuğa (TFF Başkanlığına) oturunca değeceğini mi düşünüyor.

İşin özeti; Real Madrid’den Milan’a transfer olan Fernando Redondo yeni takımında ki ilk maçında dizinden sakatlanıp 2,5 yıl sahalardan uzak kalınca kulübüne aldığı 2,74 milyon pound ücretini, ev ve arabasını geri vermeyi teklif eder ancak Milan bu onurlu davranışı/teklifi geri çevirir. Nerden mi çıktı? Hani konu futbol ya! Rıdvan Dilmen’in manevraları, Arda Turan’ın Milli takım yenikken gülmesi, Fatih Terim’in Milli takıma tazminat için tebligat göndermesi vesaire derken aklıma yıllar önce ki bu olay geldi.

* Türkçesi “Yeryüzün halifesi” ki zaten Halife yer yüzüne hakim olan İslam Yöneticisi demek. İslam hukukunda ahire zaten yönetici tayin edilemiyor.

Not : Ak Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan’ın Erdoğan için bir tabiri var ki onu yazmak bile benim için şirke ortak olmaktır. O yüzden buraya taşıyamıyorum kusura bakmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar