Yalçın Topçu YDD'nin düzenlediği "Zulmün adı Ahıska" programında konuştu

Yalçın Topçu YDD'nin düzenlediği "Zulmün adı Ahıska" programında konuştu

Yerli Düşünce Derneği 14 Kasım 1944 yılında Sovyet Dikdatör Stalin tarafından sürgün edilen 86 bin Ahıska Türkü’nü andı.

Ankara’da ki tarihi Türk Tarih Kurumu binasında gerçekleştirilen anma etkinliğine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ak Parti ordu Milletvekili Metin Gündoğdu, Ak Parti Eski Milletvekili ve dönemin Meclis İdari Amiri Salim Uslu, Ahıska Lobisi Platformu Başkanı Hayati Başaran, TÜRKSOY’un Azerbaycan Temsilcisi Elçin Gafarlı, Güvenlik ve Terör Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, Ahıska Türkleri, Bürokratlar, Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrenciler, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Şehitler için okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile devam etti. Programda katılımcılara, sürgünün canlı şahidi Ahıskalı’ların sürgünde yaşadıklarını anlatan bir belgesel film de izletildi.

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, "Bugün 14 Kasım. Ahıskalı Müslüman Türk’ün, daha ötesi ben insanım diyenlerin yüreğinde kapanmaz yara olan zalim sürgünün 75.Yıldönümü." dedi. Komünist rejimin baskısına değinen Topçu, "Tanrı Dağları'ndan inmiş bir Ata'nın Balalarını, Uygur, Azeri, Özbek, Kazak, Kırgız, Tatar, Türkmen gibi birçok ada bölenler, kadim yurtları Ahıska’da binlerce yıldır yaşayan baş eğmez, diz çökmez Türk adından vazgeçmeyen Ahıskalı Türklerin de soylarını kurutmak için, onlara her türlü zulmü ve katliamı reva gördüler." ifadelerini kullandı.

"Tamamı kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşuyordu"

Tamamı kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Ahıskalı Türk'ün yurtlarından sürgün edildiğini belirten Topçu, şunları söyledi:

"Çarlarla 1800’lü yıllarda Ahıskalı Türkler için başlatılan zulüm, 1944'te Komünist diktatör Stalin ile zirveye çıktı. Erkeklerinin neredeyse tamamı savaş için askere alınmış olan tamamı kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan on binlerce Ahıskalı Türk aile, iki saat içinde hayvan taşıyan kapalı tren vagonları ile yurtlarından koparılıp sürgün edildi."

"Onlar Türk kimliğinden asla vazgeçmediler"

Günümüzde dokuz farklı ülkede yarım milyondan fazla Ahıskalı Türk'ün yaşadığına dikkat çeken Topçu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ahıska Türkleri, sürgün edilmiş ama esir edilememiş, açlıktan ölmüş ama asla dilenmemiştir. Doğdukları ve doydukları dokuz ayrı ülkeyi başlarına taç etmiş asla ihanet etmemişlerdir. Çarların ve Sovyet diktatörü Stalin’in zulmüne, komünizmin baskısına rağmen, ne dinlerinden, ne dillerinden ne de kimliklerinden asla taviz vermemiş, milliyeti hanesinde yazan Türk ismini, asla sildirtmemişlerdir.

Onlar, şanlı direnişlerinde şehitler vermiş, bir yerden bin yere sürgün edilmiş ve parçalara ayrılmışlar ama onlar bütün bu zulümlere rağmen Türk ve Müslüman olarak kalmayı başarmışlardır. İnsanlık suçu sürgünün 75. yıl dönümünde, sürgünün şehitlerini rahmetle anıyor, Türkiye sevdalısı olan alınları açık; başları dik, çalışkan, zeki ve ahlaklı İnsanlığın iftiharı Ahıskalı Türkleri, sevgi, saygı ve şükranla selamlıyorum."

“O gün İsmet İnönü ve Şükrü Saraçoğlu devreye girmiş olsaydı ‘İstanbul’un kilidi’ olan Ahıskalı kardeşimiz sürgün edilmez, tren vagonlarında şehit olmaya mahkum olmazlardı”

Ak Parti Ordu Milletvekili ve Yerli Düşünce Derneği Genel Başkanı Metin Gündoğdu ise, 1944’te ki Ahıskalı Türklerin sürgünü sırasında Türkiye’de CHP’nin iktidar olduğunu hatırlatarak O günkü CHP iktidarını zulme göz yummakla suçladı. Gündoğdu şu ifadelere yer verdi; “O gün İsmet İnönü ve Şükrü Saraçoğlu devreye girmiş olsaydı ‘İstanbul’un kilidi’ olan Ahıskalı kardeşimiz sürgün edilmez, tren vagonlarında şehit olmaya mahkum olmazlardı. Bugün çok şükür Sn Cumhurbaşkanımız dünyanın neresinde bir mazlum neresinde bir mağdur varsa ona el uzatıyor. Bu Türkiye Cumhuriyetinin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. Ama ne yazık ki Ahıska’da yaşayan 86 bin soydaşımız, dindaşımız, kardeşimizi o günkü iktidar hatırlamadı, kardeşlerimizi Bolşevik ihtilaline mahkum etti ve bir çok soydaşımızın tren vagonlarında şehit oldu. Şimdi çıkmışlar ‘efendim Türkiye Cumhuriyeti bu kadar sığınmacıyı niye aldı’ diyorlar. Biz bir medeniyetin devamı olduğumuz için, bizim medeniyetimizin gereği zorda kalana, darda kalana el uzatmaktır. Bizim medeniyetimizin adı merhamet medeniyetidir. Onun için, kim zorda kalırsa, yolda kalırsa Türkiye Cumhuriyeti devleti ona el uzatır. Sn Cumhurbaşkanımız 17 yıllık iktidarında hep bunu yapmıştır. 1944 yılında CHP iktidarının yapmadığını, Sn Cumhurbaşkanımız yapmış, Ahıskalı Türkler’e sahip çıkmıştır ve vatandaşlık vermiştir.”

‘Ahıskalı kardeşlerimizle alakalı bize vermiş olduğunuz taahhütleri yerine getireceksiniz. Sizden ilk isteğimiz o dur’

Sözlerini, Sn Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 2015 yılında Türkmenistan’a yaptıkları bir ziyarette yaşadıkları bir anısını anlatarak sürdüren Gündoğdu, “2015 yılında Sn. Cumhurbaşkanımızla birlikte Türkmenistan’a gittik. Heyetler arası toplantılarda Gürcistan Devlet Başkanı’na Giorgi Margvelaşvili de bulunuyordu. Cumhurbaşkanımız Sn Erdoğan Gürcistan Devlet Başkanı’na oturur oturmaz söylediği söz şu oldu ‘Ahıskalı kardeşlerimizle alakalı bize vermiş olduğunuz taahhütleri yerine getireceksiniz. Sizden ilk isteğimiz o dur’ “ şeklinde aktardı.

“çünkü onlar vatansızlığın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdir”

Programa onur konuğu olarak katılan AK Parti Çorum Eski Milletvekili ve dönemin TBMM İdari Amiri Sn Salim Uslu ise, kendisinin de bir Ahıska Türk’ü olduğunu hatırlatarak, Ahıskalı Türkler’in mücadelesini Türkiye’de dile getirenlerden birisi olduğunu ve Büyük Sürgün Kafkasya dizisinin TRT’de yayınlanmasında önemli pay sahibi olduğunu belirtti. Uslu, 15 Temmuz’da da ilk sokağa çıkanların Ahıska Türkleri olduğunu belirterek, “çünkü onlar vatansızlığın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdir” şeklinde konuştu.