Türkiye'nin dört bir yanı yaz aylarının getirdiği kavurucu sıcaklarla ve peş peşe çıkan orman yangınlarıyla mücadele ederken, felaketin ortasında kalan orman işçilerinden gelen kritik bir açıklama, tüm kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Milli servetimiz olan ormanlar alev alev yanarken, yangınlara ilk müdahale eden, çoğu zaman canları pahasına mücadele eden orman işçileri, tarihin en çetin sınavlarından birini verirken, akıllara dahi gelmeyecek bir kararın eşiğine geldi. Bu karar, sadece işçilerin değil, tüm ülkenin geleceğini yakından ilgilendirirken, haberimizin devamında, bu şok edici gelişmenin tüm ayrıntılarını ve kamuoyundaki yansımalarını gözler önüne serecek, sizi asıl bekleyen büyük sırrı ise en son paragrafta açıklayacağız.

Yangınlar devam ederken gündeme bomba gibi düşen bu kararın mimarı, Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan oldu. Aslan, iktidarın kamu işlerine önerdiği yüzde 16'lık zamma sert tepki göstererek, "Yıllık yüzde 35 enflasyonun olduğu yerde bu öneri kabul edilmez" ifadelerini kullanmıştı. Bu açıklama, orman işçilerinin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazı gözler önüne sererken, yangınlarla mücadeledeki fedakarlıklarının yanı sıra, kendi geçim mücadelelerinin de ne denli zorlu olduğunu gösteriyordu. Kamuoyunun zihninde ise "Yangınlar bu kadar şiddetliyken grev mi konuşulur?" sorusu beliriyordu.

Settar Aslan, tam da bu soruyu adresleyerek yeni bir açıklama yaptı ve bu kez 15 gün içinde bir çözüm bulunmadığı takdirde orman yangınlarına rağmen greve gideceklerini açıkça belirtti. Aslan, "Öz Orman İş Sendikası olarak sürelerimiz tamamlanıyor" diyerek, sürecin kritik bir aşamaya geldiğini vurguladı. Kamuoyunda büyük şaşkınlık yaratan bu açıklamanın ardındaki gerçek nedenler, pek çok kişinin tahmin ettiğinden çok daha derin ve sendikal stratejilerle ilgiliydi. Bu beklenmedik gelişmenin tüm yönlerini anlamak ve daha fazla detaya ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Aslan’ın sözleri, grevin hiçbir zaman bir amaç olmadığını, aksine bir sonuç olduğunu da açıkça ortaya koyuyordu.

Peki, ormanlar can çekişirken, yangın söndürme mücadelesi en kritik aşamasındayken, Türkiye'nin kahraman orman işçilerini bu denli radikal bir karara iten asıl sebep neydi? Settar Aslan, "Bu yangınların ortasında grev kararı alınır mı?" sorusunun akıllara gelebileceğini kabul etmekle birlikte, çözümün burada, yani grev kararında görüldüğünü dile getirdi. Aslan, eğer grev kararı almazlarsa sendikanın yetkisinin düşeceğini, yetki düştüğünde ise sıfırdan tekrar başlamak zorunda kalacaklarını belirtti. "Dönüp üyenize ne diyeceksiniz? Yani siz bu kadar müzakerenin sonucunda anlaşamadınız, yetkinizi de düşürdünüz. Tekrar yetki alıp, tekrar başladığınız zaman üyenizin yüzüne hangi yüzle bakacaksınız?" sözleriyle sendikanın, üyelerinin yüzüne bakabilmek ve onlara karşı sorumluluğunu yerine getirebilmek adına bu zorunlu adımı atmak zorunda kaldığını açıkça ifade etti. Dolayısıyla, toplu iş sözleşmesi pazarlık masasında acilen bitirilmeliydi çünkü saha sıkışmış, grevler kapıdaydı.

İşte bu, yangınlarla mücadele eden kahramanların sadece alevlerle değil, aynı zamanda gelecekleriyle de mücadele ettiği gerçeğini ortaya koyan acı bir tabloydu. Bir yanda vatanın ormanları, diğer yanda ise ormanları korumak için canını dişine takan işçilerin hakları… Öz Orman İş Sendikası'nın bu çıkışı, yangın söndürme çalışmalarının aksayabileceği endişesini yaratırken, aynı zamanda işçilerin sendikal haklarını koruma konusundaki kararlılıklarını da gözler önüne seriyor. Türkiye, hem doğal felaketlerle hem de sosyal adalet arayışıyla aynı anda yüzleşiyor. Bu kritik süreçte atılacak adımlar, sadece ormanlarımızın değil, toplumsal barışımızın da geleceğini şekillendirecek. Bu ve benzeri önemli haberlerin tüm detaylarını bulmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.