Yapay Zeka ve Robotik İlerlemeler: Sesli Asistanlardan Duygusal Ev Arkadaşlarına Hayatımızın Dönüşümü Başladı
Yapay zeka ses modlarındaki rekabet, hiperrealistik video üretimi, kendi kendini öğrenen AI yöntemleri, insansı ve duygusal robotlar... Teknolojideki son gelişmelerin hayatımızı nasıl şekillendireceği, şirketlerdeki AI adaptasyon boşluğu ve güvenlik...
Son teknoloji gelişmeler, yapay zeka ve robotik alanında daha önce bilim kurgu olarak görülen yenilikleri hızla gerçeğe dönüştürüyor. Kaynaklara göre, sesli asistanlardan fiziksel dünyaya entegre olabilen robotlara kadar uzanan bu ilerlemeler, günlük hayatımızı, iş yapış biçimlerimizi ve hatta insani ilişkilerimizi temelden etkileme potansiyeli taşıyor.
Yapay zeka alanındaki büyük oyuncular arasındaki rekabet kızışıyor. Son olarak Anthropic, Claude 4 modelleri (Sone ve Opus) için ses modunu tanıttı. Artık yapay zeka ile sesli bir şekilde tıpkı bir sesli asistan gibi konuşmak mümkün. Bu özellik şu anda İngilizce ve beş farklı ses kişiliği sunuyor. Sohbetlerin dökümünü almak ve konuşma ile yazma arasında doğal bir geçiş yapmak da Claude'un yetenekleri arasında. Ücretsiz kullanıcılar ayda 20-30 sesli mesaj alabilirken, ücretli aboneler çok daha yüksek bir kullanım limitine sahip olacaklar. Ayrıca ücretli aboneler için Google Workspace entegrasyonu sayesinde takvim, belge ve Gmail erişimi de sağlanıyor. Bu gelişmeler, Siri gibi daha önceki teknolojilerin ne kadar geride kaldığını gösteriyor ve tüm büyük laboratuvarların artık ses modları sunduğu bir ortamda rekabetin kalite, entegrasyon, insan benzeri konuşma, hız ve düşük gecikme gibi değerlerle ölçülmeye başlandığını işaret ediyor.
Yapay zeka yalnızca sesli etkileşimle sınırlı kalmıyor, görsel dünya üzerinde de devrim yaratıyor. Özellikle iki boyutlu video oluşturmada yapay zeka inanılmaz ilerleme kaydetti. VO3 gibi modellerle elde edilen sonuçlar "çok çok iyi" olarak nitelendiriliyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Sokak röportajları veya insan konuşmalarını içeren VO3 videoları o kadar gerçekçi ki, bazen "korkutucu" olarak tanımlanıyor ve hiperrealistik görüntüler sunuyor. Bu durum, film endüstrisini daha kolay, verimli ve ucuz hale getirme potansiyeli taşıyor. Google'ın Flow isimli yeni bir aracı ise metinden veya görsellerden video üretme imkanı sunuyor. Kullanıcılar basit İngilizce komutlarla bile iyi sonuçlar alabilirken, bazen alakasız çıktılarla da karşılaşabiliyorlar. Flow TV platformu sayesinde kullanıcılar başkalarının ürettiği videoları ve hatta bu videoları oluşturmak için kullanılan komutları (prompt) görebiliyor ve kendi senaryolarına uyarlayabiliyorlar. VO3 gibi video üretim modellerinin, fiziksel dünyayı anlama ve öngörme yetisi kazanarak yapay genel zekaya doğru giden yolda önemli bir adım olduğu da belirtiliyor.
Yapay zekanın öğrenme biçimleri de araştırma konusu olmaya devam ediyor. US Berkeley ve Yale'dan araştırmacılar, yapay zekanın dışsal ödüller yerine kendi içgörüleri ve içsel güven puanları ile öğrenmesini sağlayan "Intuitive Reinforcement Learning from Internal Feedback" adlı yeni bir yöntem geliştirdiler. Bu yöntem, modelin iç sinyallerini kullanarak öğrenmesini sağlıyor ve klasik yöntemlere göre daha az insan denetimi gerektiriyor. Ayrıca, bilinmeyen alanlarda genelleme yapabilmede ve kendi kendine yeni beceriler kazanabilmede daha başarılı olabileceği düşünülüyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Matematiksel muhakeme ve kod üretiminde iyi performans gösteren bu otonom sistemler, yapay genel zekaya ulaşmada daha özgür, esnek ve otonom sistemlerin temelini oluşturuyor. Yapay zeka aynı zamanda daha kapsayıcı bir teknoloji olma yolunda ilerliyor; en yetenekli açık modellerden biri, işaret dilini metne çevirme yeteneği kazanarak engelleri görünmez hale getiriyor.
https://www.avazturk.com sitesinden alıntılanan bir habere göre, yapay zekanın iş dünyasına entegrasyonu hızla artarken, şirketler içinde büyük bir uyumsuzluk yaşanıyor. Gallup'un 2025 tarihli araştırması, Fortune 500 şirketlerinin %93'ünün yapay zeka entegrasyonuna başladığını gösteriyor. Ancak çalışanların sadece %33'ü bu durumdan haberdar veya entegrasyon sürecinde yer alıyor. Çalışanların %70'i yapay zekayı hiç kullanmadığını, yalnızca %10'u ise her hafta düzenli olarak kullandığını belirtmiş. Yapay zeka kullananlar bunu en çok fikir üretimi (%41), veri toplama (%39) ve basit görev otomasyonu (%33) için kullanıyor. Çalışanların sadece %6'sı yapay zekayı rahat kullanabilirken, %32'si rahatsız hissediyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Bu rahatsızlık ve kullanıma hazır olma oranının 2023'e göre düşmesi dikkat çekici. Bu uçurumu kapatmak için Gallup üç öneri sunuyor: açık iletişimle şirket planının netleştirilmesi (bu çalışanları 3 kat daha hazırlıklı, 5 kat daha rahat hissettiriyor ve iş güvenliği endişelerini gidermede yardımcı olabilir), yapay zeka kullanımına dair net kurum içi kuralların belirlenmesi (çalışanların %70'i kural olmadığını belirtmiş) ve göreve özel eğitimlerin verilmesi. Şirketler yapay zekanın verimliliği artırdığına %90 oranında inansa da, çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi bu dönüşümün başarısı için şart.
Belki de yapay zekanın en somut ve çarpıcı yansıması robotlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Fütürist Ray Kurzweil'in de yatırım yaptığı Beyond Imagination isimli şirket, fabrikalar, ilaç üretim tesisleri ve çip merkezleri gibi alanlarda kullanılmak üzere insansı (humanoid) robotlar üretiyor. Bu girişim, insanların, robotların ve makinelerin birlikte çalışabileceği akıllı üretim sistemleri hedefliyor. Şirket kısa süre önce 100 milyon dolar yatırım alarak değerini 500 milyon dolara çıkardı. Tesla, Nvidia, Hugging Face ve Figure gibi birçok rakip olmasına rağmen, insansı robotları gerçek dünyada eğitmek ve hareket ettirmek, sohbet robotlarına göre hala zorlu ancak imkansız değil ve çok kısa bir zaman içinde gerçekleşecek. OpenAI CEO'su Sam Altman da insansı robotların çok yakında günlük yaşamda görünür hale geleceğini düşünüyor ve dünyanın buna hazır olmadığını belirtiyor. Altman'a göre, yapay zeka bugüne kadar daha çok yazılım ve programlama gibi görevlerle ilişkilendirilse de, yakında sokaklarda gezen, görev yapan robotları göreceğimiz bir döneme giriyoruz. Bu "çok bilim kurgu gibi hissedilecek" olsa da çok yakın bir zamanda yaşanacak bir dönüşüm. Altman, bu yolculuğun sonunda ne olacağını tam olarak söyleyebilecek kadar kendine güvenmediğini de ekliyor.
Gelecek robotlar sadece iş odaklı olmayacak; duygusal bağ kurabileceğimiz ev arkadaşları da ufukta görünüyor. Eski Boston Dynamics ve Disney Robotik uzmanları tarafından kurulan Cartwheel Robotics şirketi, bu niş alana odaklanmış durumda. Duygusal bağı ve arkadaşlığı ön plana çıkaran insansı robotlar geliştiren şirketin amiral gemisi prototipi Yogi, kasıtlı olarak bir bebeğe benzetilerek tasarlanmış; yuvarlak gövdesi ve büyük bir kafası var. Çoğu endüstriyel veya faydacı görünümlü robotun aksine, Yogi daha çok bağ kurmak için bir oyuncak gibi. Gelişmiş bir yapay zeka dil modelini tüm vücuduyla eş zamanlı çalıştıran Yogi, ifade gücü yüksek hareketlere ve bir karaktere sahipmiş hissine sahip. Şirket şu anda daha hızlı pazara giriş için tasarlanan Speedy isimli yeni bir prototip üzerinde çalışıyor; bu robot farklı karakterleri canlandırabiliyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Speedy, ev yardımcısı ve robot arkadaş olabilecek bir potansiyele sahip ve hatta gelecekte oyuncakçı raflarında bu tür duygusal zekaya sahip sevimli ev robotlarını görmeye başlayabileceğimiz düşünülüyor. Cartwheel'ın vizyonu, robotları sadece iş gücünde kullanmak yerine, evde çocuklarla oynayabilen ve duygusal bağ kurabilen arkadaşlar haline getirmek. Daha önceki sosyal robot girişimlerinin pek başarılı olamadığı bilinse de, teknolojinin hızlı gelişimiyle bu sorunların üstesinden gelinebileceği umuluyor. Bu robotlar, özgün hareketler, doğal dil işleme ve değişken tepkilerle çocuklar için hem bir öğrenme hem de oyun arkadaşı olabilir.
https://www.avazturk.com sitesinden alınan bilgilere göre, teknolojinin ilerlemesi aynı zamanda engelleri kaldırma potansiyeli taşıyor ve umut verici gelişmeler de yaşanıyor. Örneğin, 2012 yılında Paris'te kurulan Wondercraft şirketi, yürüme yetisini kaybetmiş kişilere yeniden yürüme imkanı sunan yapay zeka destekli egzoskeletonlar (dış iskelet) üretiyor. İlk ticari ürünü Atalante (2019), felçli bireylerin ellerini kullanmadan doğal bir şekilde yürümelerini sağlayan, kendi kendine dengeleyebilen bir cihazdı ve birçok rehabilitasyon merkezinde kullanıldı. Yeni nesil Atalante X modeli ise daha gelişmiş denge ve hareket kabiliyeti ile günlük yaşamda daha bağımsız hareket etmeye olanak tanıyor. Yapay zeka ve sensör teknolojileriyle geliştirilen bu cihazı test eden Caroline Laubak gibi bireyler, yeniden özgürlük deneyimi yaşadıklarını ve hayatla, insanlarla tekrar bağ kurabildiklerini belirtiyorlar. Omurilik felci sonrası tekerlekli sandalyede yaşayan bu kişilerin exoskeleton sayesinde hayata yeniden katılması, teknoloji ve yapay zekanın birleşiminin sunduğu umut verici potansiyeli gösteriyor. Atalante X prototipi Amerika'da klinik denemelere başladı ve günlük yaşamda kullanım için tasarlandı (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.). Nvidia'nın AI çiplerini kullanan cihazın Amerika'da kişisel kullanım için sigorta kapsamına alınması bekleniyor. Ayrıca, ilk yapay zeka destekli kişisel egzoskeleton cihazı olarak tanıtılan Atalante X, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) onay almış durumda. Bu gelişmeler, yapay zekanın sadece iş gücünü değil, yaşam kalitesini doğrudan etkileyebileceğini gösteriyor.
Ancak tüm bu ilerlemeler güvenlik ve regülasyon ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Amerika, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler, yapay zeka güvenliği için ortak bir rehber oluşturma sürecinde. Bu rehber, özellikle kritik altyapılarda kullanılan yapay zeka sistemlerinin kötü niyetli kişilerce manipüle edilmesini önlemeye odaklanacak. Veri koruma, altyapı güvenliği, tedarik zinciri, veri kalitesi ve sürekli risk analizi gibi alanları kapsayan bu çalışma, henüz küresel bir regülasyon olmasa da güvenlikte ortak bir zemin oluşturma adına önemli bir adım. Yapay zeka sistemlerinin güvenlik ve dayanıklılık açısından da tasarlanması gerektiği vurgulanıyor; çünkü temel veriler veya yapay zekanın kendisi bozulursa tüm sistem etkilenebilir ve kötü niyetli aktörler yapay zekayı kullanabilir. Şirketler raporlar yayınlasa da, ülkelerin ortak bir uzlaşıya varması ve resmi düzenlemeler getirmesi gerektiği belirtiliyor.
https://www.avazturk.com sitesinden alıntılanan bir habere göre, yapay zeka dünyayı fiziksel olarak da anlamaya başlıyor. Google DeepMind CEO'su Demis Hasabis, VO3 gibi sistemlerin fiziksel anlayışı derinleştirdiğini ve yapay zekanın dünya modelleri stratejisinde önemli bir adım olduğunu belirtiyor. Yapay zeka sistemleri, gerçek dünya görüntüleri ve verilerle beslendikçe fiziksel dünyayı anlama, öngörme ve simülasyonlar içinde öğrenme yetisi kazanıyor. Fizik kurallarını sezgisel olarak kavrayabilen bu sistemler, otonom bir şekilde fiziksel dünyada hareket edebilen yapay zekaya doğru gidişatın bir parçası. Yapay genel zeka hedefi, tam da bu; görüntü üretmenin ötesinde, dünyayı derinlemesine anlayıp etkileşime girebilen bir zeka.
Sonuç olarak, yapay zeka ve robotik alanındaki gelişmeler baş döndürücü bir hızla devam ediyor. Sesli etkileşimdeki gelişmeler, hiperrealistik video yaratımı, kendi kendini öğrenen AI yöntemleri, insansı ve duygusal robotların yükselişi ve engelleri kaldıran exoskeletonlar gibi yenilikler, hayatımızın her alanını etkilemeye hazır. İş dünyasında yaşanan adaptasyon zorlukları ve güvenlik gibi çözülmesi gereken sorunlar olsa da, bu teknolojilerin getireceği dönüşüm hem heyecan verici hem de umut dolu bir geleceğin kapılarını aralıyor. Kaynaklar, bu yolculuğun daha yeni başladığını ve bizi nelerin beklediğini tam olarak bilmesek de, değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.)