Türkiye'nin başkenti Ankara, derin bir siyasi hareketliliğe sahne oluyor. Son dönemde yaşanan dikkat çekici gelişmeler, sadece birer tesadüf olmaktan öte, çok daha büyük ve planlı bir değişimin ayak sesleri olarak yorumlanıyor. Usta gazeteci Mehmet Tezkan'ın Halil Ferah ile yaptığı "Sesli Köşe" programında dile getirdiği çarpıcı analizler, ülkenin yakın gelecekte karşılaşabileceği köklü dönüşümlerin sinyallerini veriyor. Bu haber makalesi, Ankara'nın karanlık koridorlarında pişirilen bu devasa planın tüm detaylarını gözler önüne sermeye devam edecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli'den Eş Zamanlı ve Çarpıcı Kimlik Vurguları: Tesadüf Mü, Planlı Bir Hamle Mi?

Ortaya atılan iddialara göre, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam kampında yaptığı Türk/Kürt/Arap vurgusu ile iktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin milletvekilleriyle gerçekleştirdiği toplantıda dile getirdiği "Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt biri Alevi olsun" önerisi, kesinlikle birer tesadüf olarak görülemez. Mehmet Tezkan'ın da özellikle belirttiği gibi, "bu coğrafyada tesadüfler planlıdır!". Ülkeyi yöneten bu iki kritik siyasetçinin eş zamanlı olarak bu tür kimlik vurgularını yapması, Ankara’da çok önemli bir şeylerin planlandığının ve 2025 sonunda, en geç 2026 başında Türkiye'nin önüne yeni bir siyasi tablonun konulacağının "işaret fişeği" olarak değerlendiriliyor.

Yeni Rejimin Taç Giyme Töreni mi? Erdoğan'ın DEM Vurgusu ve Öcalan'ın 'Terfisi'

Mehmet Tezkan'ın altını çizdiği üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AKP/MHP ve DEM olarak yola devam edeceğiz” sözleri kesinlikle yabana atılmaması gereken bir ifade. Her ne kadar DEM kanadı, bu birlikteliğin süreçle ilgili olduğunu söylese de, meselenin PKK’nın silah bırakmasıyla sınırlı olmadığı artık aşikar bir şekilde ortada. İddialara göre, Ankara’daki planın en kilit noktalarından biri, Öcalan’ın liderliğinde bir Kürt partisi istenmesi ve tüm projenin Öcalan’ın DEM’i yönetmesi üzerine kurulması. Mehmet Tezkan, bu planın ardındaki düşüncenin, DEM’in Öcalan’ın sözünden çıkmayacağı/çıkamayacağı ve Öcalan’ın da iktidarın sözünden çıkmayacağı inancı olduğunu belirtiyor. Bu bağlamda, Öcalan’ın "bebek katilinden" ve "terörist başından" örgütün "kurucu önderliğine" terfi ettirilmesinin asıl sebebi de bu olarak gösteriliyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik "iltifatlar yağdırmasının" da boşuna olmadığı, bu büyük planın bir parçası olduğu ifade ediliyor. Bu stratejinin detaylarını ve analizlerini daha fazla okumak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ekonomik Krizin Gölgesinde İktidarın Kurtarma Hamlesi: Yeni Kimlik Hareketi mi?

AKP/MHP ortaklığının, ülkeyi ekonomik düzlüğe çıkaramayacağını aslında çok iyi bildiği öne sürülüyor. İktidar kanadından gelen "işler iyi, program tıkır tıkır işliyor" söylemlerine rağmen, kendilerine yönelik tepkinin artık "göğüslenemez boyutta" olduğunun farkındalar. Özellikle 16 bin lirayla geçinmeye çalışan emeklilerin ve 22 bin lirayla çalışmaya mahkum edilen asgari ücretlilerin tepkisi, iktidarı sandıktan çıkarmaya yetecek düzeyde. Bu nedenle, Mehmet Tezkan'ın analizine göre, iktidarlarını kurtarmak amacıyla DEM’i yanlarına alarak, Türk/Kürt/Arap/Alevi kimliklerini öne çıkararak ve kardeşlik vurgusuyla yeni bir yapı oluşturmaya çalıştıkları düşünülüyor.

"Ucube Rejim"in Geleceği ve Erdoğan'ın Koltuğu: CHP Oyun Dışı Bırakılıyor mu?

Bu yeni yapılanmanın sadece iktidarı kurtarmakla kalmayıp, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını verdikleri "ucube rejimi" bu yolla tahkim etme niyeti taşıdığı da dile getiriliyor. Mehmet Tezkan, bu bağlamda birçok soru işareti olduğunu belirtiyor: Erdoğan’ın koltuğunu Kürt ve Alevi yardımcılarıyla mı koruma düşüncesindeler? Erdoğan’a bu yolla mı bir kez daha Cumhurbaşkanlığı yolu açılmayı planlanıyor? Tüm bu sorulara rağmen, Ankara’da siyaset alanını yeniden dizayn etme girişiminin veya niyetinin açık olduğu kesin. Ancak bu hedefe ulaşmak için kritik bir şart daha bulunuyor: CHP’yi oyun dışı bırakmak! Mehmet Tezkan, iktidarın bu yola, CHP’siz ve muhalefetsiz bir dönemin hayaliyle çıktığını düşünüyor.

Türkiye'nin Dönüm Noktası mı? Sonbahar Her Şeye Gebe: İşte Asıl Plan!

Tüm bu yaşananlar, Türkiye'nin siyasi tarihinde yeni ve oldukça tehlikeli bir dönemeçte olduğunun açık bir göstergesi. Mehmet Tezkan'ın da vurguladığı gibi, "Sonbahar çok şeylere gebe." Bu çarpıcı analizlerin merkezinde, AKP/MHP iktidarının, ülkenin içine sürüklendiği ekonomik ve sosyal çöküşün yarattığı "sandıktan çıkamama korkusu" yatıyor. Bu korku, iktidarı, Türk, Kürt, Arap ve Alevi kimliklerini kullanarak yeni bir "kardeşlik" söylemiyle kendi zayıflayan tabanını yeniden konsolide etmeye ve hatta DEM Parti'yi de sürece dahil ederek yeni bir iktidar tahkimatı yaratmaya itiyor. Mehmet Tezkan'ın programda işaret ettiği ana nokta, tüm bu planın asıl amacının, mevcut "ucube rejimi" kalıcı kılmak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir kez daha iktidarın yolunu açmak üzerine kurulu olmasıdır. Dahası, bu planın ancak ana muhalefet partisi CHP'nin siyaset sahnesinden tamamen dışlanmasıyla başarıya ulaşabileceği öngörülüyor. Ankara'nın kulislerinde pişen bu büyük strateji, Türkiye'nin siyasi geleceğini kökten değiştirecek potansiyele sahip. Gelişmeler için https://www.avazturk.com adresini takipte kalın!