Yıllarca Süren Adalet Arınması Meclis'te Patladı
Türkiye'nin dört bir yanından gelen staj ve çıraklık sigortası mağdurları, Meclis'te adalet için haykırdı! Emeklilik primlerinin ödenmemesi nedeniyle EYT fırsatını kaçıran bu kesimin feryatları, Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan'ın...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin koridorları, bugün alışılagelmiş siyasi tartışmaların ötesinde, yıllardır süregelen bir mağduriyetin feryadına sahne oldu. Ülkenin dört bir yanından gelen, büyük umutlarla mesleki hayata adım atan ancak "sigorta" adı altında verilen bir numarayla hayatları adeta ikiye bölünen binlerce vatandaş, seslerini duyurmak, hak ettikleri adaleti talep etmek için Ankara'ya, Meclis'e akın etti. Onlar, "staj ve çıraklık sigortası mağdurları" olarak bilinen, devletin teşvikleriyle çıktıkları mesleki yolculukta, emeklilik hayallerinin nasıl bir bürokratik engelle paramparça olduğunu haykıran, toplumun en cefakar kesimlerinden biriydi. Bu dramatik tablo, sadece bireysel hikayelerden ibaret değil, aynı zamanda Türkiye'nin mesleki eğitim ve istihdam politikalarının derin bir yansımasıydı. Bu sessiz çığlık, nihayet Meclis'in duvarları arasında yankı buldu.
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, yürekleri dağlayan bu mağduriyetin giderilmesi çağrısıyla, staj ve çıraklık dönemlerinde yaşadıkları adaletsizliği dile getiren yurttaşlarla birlikte kameraların karşısına geçti. Çalışkan, 3308 Sayılı Meslek Kanunu kapsamında işletmelerde stajyer ve çırak olarak çalışırken, sağlık ve iş kazası primleri yatırıldığı halde, emeklilik primlerinin yatırılmaması sonucu EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesinden yararlanamayan bu büyük kitlenin sorununu dile getirdi. Milletvekili Çalışkan, bu durumun akıl ve mantık dışı olduğunu vurgulayarak, "Alınan sigorta numarasının sağlıkta geçerli ama emeklilikte geçerli değil gibi akıl, mantığa aykırı bir yorum yapılamaz" ifadelerini kullandı. Onun açıklamaları, sadece bir siyasi eleştiri değil, aynı zamanda devletin temelini oluşturan adalet ilkesine yapılan güçlü bir göndermeydi.
Necmettin Çalışkan, konuşmasında devletin güvence vermesi gerektiğini belirterek, "Devletin temeli adalettir. Devlet güvendir, güvencedir" sözleriyle meselenin ulusal önemine dikkat çekti. Çalışkan, bu mağduriyetin giderilmesinin sadece mevcut mağdurların değil, ülkenin geleceği için de bir güvence olacağını söyledi. Özellikle ortaokul ve lisede okuyan gençlerin, "büyük ağabeylerinin" yaşadığı mağduriyeti görerek mesleki eğitime yönelmekten uzaklaştığına işaret eden Çalışkan, bu durumun sanayinin ara eleman bulamama sorununu körüklediğini belirtti. "Ülkemizde herkesin meslek sahibi olmasını istiyorsak bu mağduriyet giderilmeli" diyerek, sorunun çözümünün ülkenin genel kalkınması için hayati önem taşıdığını vurguladı. Bu sözler, konunun sadece emeklilik hakları meselesi olmadığını, aynı zamanda ülkenin mesleki gelecek planlamasının da merkezinde yer aldığını gözler önüne serdi.
Milletvekili Çalışkan'ın açıklamasının hemen ardından, staj ve çıraklık mağdurları, ANKA Haber Ajansı'na yürek burkan değerlendirmelerde bulundu. Mağdur vatandaşlardan biri, ülkedeki çırak yetiştirme sorununa dikkat çekerek, "Ülkede çırak yetişmiyor. Çırak yetiştirmek istiyoruz. En son çırak bizler kaldık. Ustalarımız bizi yetiştirdi, biz de çırak yetiştirmek istiyoruz ama artık çırak bulamıyoruz" ifadelerini kullandı. Çözümün devlet yetkililerinin elinde olduğunu belirten mağdur, "Özlük haklarımızı devletimiz gerektiği gibi verirse bu işlerin sorunu ortadan kalkar. Ülkede çırak da yetişir, kalfa da yetişir, kalifiye eleman ülkede bol olur. Lütfen bu sorunu çözün sayın devlet yetkilileri" çağrısında bulundu. Denizli'den geldiğini söyleyen bir başka mağdur ise yaşadıkları hayal kırıklığını şu sözlerle ifade etti: "Biz erken emekli olmak istemiyoruz. EYT yasası çıktığı için adalet istiyoruz. Bizi yaralayan, bizim canımızı acıtan bu. Zaten adalet olmadığı için biz buralarda sürünüyoruz. Ne işim var burada benim? Benim şu an iş yerimde, çalışıyor olmam gerekirken, buraya gelip hak arıyoruz, zamanımızı burada geçiriyoruz. Ne işim var?". Mağdurlardan biri ise sigorta başlangıçlarındaki bir günlük gecikmenin bile hayatlarını nasıl etkilediğini, "Bir gün geç başladı diye sigortamız maalesef 15 ve 17 yılla şu anda geç emekli olmamıza sebep oluyor" sözleriyle gözler önüne serdi.
Fakat tüm bu feryatlar ve adalet çağrıları içinde, belki de en çarpıcı olanı, bir başka mağdur vatandaşın 3308 Sayılı Meslek Kanunu'na yönelik sert eleştirileriydi. Bu vatandaş, "Çırak bir ülkenin geleceğine ekilen tohumdur" diyerek sözlerine başlarken, bu tohumların yeşeremediği bir geleceğin mümkün olamayacağının altını çizdi. "Tohumu olmayan bir milletin gelişmesi, üretmesi imkansızdır. Gelişemeyen ve üretemeyen ülkeler hür ve bağımsız olamaz" ifadeleriyle, sorunun sadece bireysel değil, ulusal bir beka meselesi olduğunu vurguladı. Mağdur vatandaş, 3308 yasasının "sermaye için çıkarılmış, bu ülkenin geleceğine bent olan, geleceğine ciddi manada zarar veren bir yasa" olduğunu dile getirerek, kanunun derhal iptal edilmesi gerektiğini savundu. Dahası, devletin verdiği resmi belgeyle meslek sahibi olan insanların kandırılmasının Türk Ceza Kanunu'nun 157. maddesi uyarınca bir suç olduğunu belirterek, yetkililerin bu hususu dikkate almasını rica etti. Meclis'te yankılanan bu acı dolu sesler, Türkiye'nin gelecekteki nitelikli iş gücünün temellerini atan gençlerin ve çırakların kaderinin, acilen çözülmesi gereken bir ulusal mesele olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ve şimdi, tüm gözler, bu mağduriyetin giderilmesi için atılacak somut adımlara çevrildi; zira adalet bekleyen milyonlar için, artık tek bir gün bile kaybetme lüksü kalmadı!