Yılların CHP Destekçisi Kaleminden Çarpıcı Gerçekler ve Beklenmedik Bir Son!
Ünlü gazeteci Emin Çölaşan, uzun yıllardır savunduğu siyasi duruşunda sarsıcı bir değişim yaşadığını açıklıyor. CHP'li belediyeler hakkındaki acı gerçekleri ve kişisel bir tecrübeyi gün yüzüne çıkaran Çölaşan'ın kaleminden çıkan bu detaylı haber makalesi,
Değerli okuyucularımız, Türkiye siyasetinin yakından takip ettiği, sivri kalemiyle bilinen usta gazeteci Emin Çölaşan’dan gelen son açıklamalar, kamuoyunda adeta deprem etkisi yarattı. Çölaşan’ın kaleme aldığı ve gündeme bomba gibi düşen bu makale, sadece onun kişisel hayal kırıklıklarını değil, aynı zamanda siyasi arenadaki derin gerçekleri de gözler önüne seriyor. Bu çarpıcı haberin detayları ilerleyen paragraflarda daha da derinleşecek ve sizi şaşırtacak bir sona doğru taşıyacak. Unutmayın, gerçeklerin peşinde koşanların adresi her zaman www.avazturk.com'dur. Yıllardır Ankara’da yaşayan bir vatandaş ve deneyimli bir gazeteci olarak, tüm geçmiş seçimlerde, yerel seçimler de dahil olmak üzere, oyunu CHP’ye verdiğini açıkça belirten Çölaşan, bu desteğini sadece sandıkta bırakmamış; özel yaşamında ve yazılarında da partiye sürekli arka çıktığını ifade etmiştir. Ancak son dönemde “sayın iktidarımız tarafından ortaya çıkarılan bazı acı gerçekler”in, kendisini ve CHP’ye oy veren geniş kitleleri üzdüğünü ve hayal kırıklığına uğrattığını itiraf ediyor.
Aradan geçen yılların ardından hatasını nihayet anladığını dile getiren Çölaşan, ne yazık ki “iş işten geçmiş durumda” ifadesini kullanıyor. Atasözlerini hatırlatarak “son pişmanlık fayda vermez” gerçeğinin acı bir tecrübeyle bir kez daha doğrulandığını belirtiyor. Çölaşan’ın ifadesiyle, “her fırsatta destek verdiği bu CHP’li belediyeler” meğerse bir “sürü kepazelik yuvası” imiş ve kendisinin bunu bilemediğini vurguluyor. Seçimlerden önce halka başarıyla “yutturulan anlı şanlı başkanların” ise meğerse bir sürü ahlaksızlığı ve yolsuzluğu olduğu iddia ediliyor. Çölaşan, bu durumu “Vay anasını sayın seyirciler…” sözleriyle şaşkınlığını dile getirerek özetliyor. “Gerçekler şimdi tek tek ortaya çıkıyor” ve “her yol bunlarda imiş” diyerek iddiaların boyutunu gözler önüne seriyor. Bu iddialar arasında şaibeli ihaleler, ihaleye fesat karıştırmak, kişileri ve şirketleri haraca bağlamak, adamına göre muamele, torpil vaziyetleri, ve rüşvet almak gibi ciddi suçlamalar yer alıyor. Çölaşan’a göre, “Ne ararsanız var bu CHP takımında” ve tüm “marifetlerinin adım adım ortaya çıkarıldığını, daha nicelerinin çıkacağını” belirtiyor.
Çölaşan, bu vahim iddiaların ortasında, ismini şimdilik vermediği bir belediye başkanının kendisine de “kazık attığını” iddia ediyor. Bir yakınıyla birlikte “orta halli bir ihaleye teklif sunduklarını” ve “en ucuz teklifi verip kazandıklarını” anlatan gazeteci, buna rağmen “bu heriflerin doymak bilmediğini” belirtiyor. İhale sonrası kendilerinden 500 bin dolar haraç ve başkanın bir yakını için konut istendiğini açıklayan Çölaşan, aksi takdirde paralarının ödenmeyeceğinin açıkça söylendiğini ifade ediyor. Bu olayın detaylarını daha sonra anlatacağını belirten Çölaşan, bugüne kadar CHP partisine verdiği tüm oyları “haram ettiğini” ve “hayrını görmemelerini” dilediğini söylüyor. Bu “hırsızların tamamının tutuklanmasını, hapishanelerde daha nice uzun yıllar hep birlikte sürünmelerini” dileyen Çölaşan, “Amin” diyerek dileğini pekiştiriyor. Hatta Mansur Yavaş’ın tutuklanma sırasının geldiğini öne sürerek, bu sözlerinin Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek, Ahmet Özer, Abdurrahman Tutdere ve irili ufaklı tüm CHP’li başkanlar ile yönetim kadrolarına ders olmasını diliyor.
Karşımızdaki tablonun “çok vahim” olduğunu belirten Çölaşan, bu sürecin içerisinde bir de AKP’li belediyelerin bulunduğunu ifade ediyor. Belediyeler piyasasını yakından izleyen bir gazeteci olarak, daha önce bu farkında olmadıkları bir durumu görmeye başladığını itiraf eden Çölaşan, “Bugüne kadar herhangi bir AKP’li belediyenin ve başkanlarının herhangi bir pisliğe bulaştığını ne gördük, ne de duyduk” iddiasında bulunuyor. Örneğin, Trabzon, Samsun, Erzurum, Malatya, Konya, Kocaeli gibi büyükşehir belediyelerini ve diğer tüm irili ufaklı AKP’li belediyeleri örnek göstererek, okuyucularına bunlardan herhangi birinden olumsuz bir bilgi alıp almadıklarını soruyor. Kendi cevabı ise net: “Olamaz…”. Çünkü ona göre AKP’li belediyelerde rüşvet yok, yolsuzluk yok. İhaleye fesat karıştırma, adamına göre muamele, savurganlık gibi durumların da bulunmadığını, en azından kendisinin duymadığını belirtiyor. Bu tabloyu “hazmedemeyen bazıları”nın “Niçin sadece CHP’li belediyelerin üzerine gidiliyor, AKP’li belediyelerin yaptıkları niçin görülmüyor?” şeklinde sorular sorduğunu dile getiren Çölaşan, “Eğer varsa sıra elbette onların marifetlerine de gelecektir muhterem kardeşlerim” diyerek yanıt veriyor. Hatta “sayın iktidarımızın bu kargaşa ortamının bir numaralı kışkırtıcısı olan Özgür Özel isimli şahıs hakkında bile gereğini yapacağını, dokunulmazlığının kaldırılacağını ve onun da yargılanıp içeri tıkılacağını” öne sürüyor. Savcılık fezlekesinin Meclis’e gönderildiğini belirten Çölaşan, bu gibi işlerde biraz sabırlı olmak gerektiğini vurguluyor.
Ve şimdi, haberin en çarpıcı, en şaşırtıcı anına geliyoruz sevgili okuyucularımız. Emin Çölaşan, yukarıda kaleme aldığı her bir cümlenin, her bir iddianın aslında tamamen bir “şaka” olduğunu ilan ediyor. Allah’ın hiç kimseyi “onursuz” ve “dönek” yapmamasını dileyen Çölaşan, “Dönek olmak, muhbirlik yapmak utanç verici bir alçaklıktır” diyerek asıl mesajını veriyor. Bu ortamda haksızlığa uğrayıp boş yere tutuklanan tüm CHP’li başkanlara geçmiş olsun dileklerini ileten Çölaşan, “Bu da geçer yahu” diyerek desteklerini sunuyor. Ve tüm kalbiyle inandığını belirttiği asıl gerçek ise, hesap sorulma sırasının çok yakın bir gelecekte AKP’li belediyelere geleceği yönünde. Bu satırların yazıldığı günlerde, bu iktidarın ve AKP’nin “ön bahçesi” olarak nitelendirdiği RTÜK’ün, SÖZCÜ TV’yi 10 gün süreyle kapatma kararı aldığını da ekliyor Çölaşan. Bu durumu “gerçek bir rezalet, gerçek bir hukuksuzluk” olarak değerlendiren usta kalem, 10 günün çabuk geçeceğini ancak “memleketi bu hallere düşürenlerin acaba utanıp utanmayacağını” sorguluyor. Bu şaşırtıcı dönüşümle Emin Çölaşan, sadece bir gazetecilik dersi vermekle kalmıyor, aynı zamanda basın özgürlüğüne ve adalete dair derin bir mesaj veriyor. www.avazturk.com olarak bu gibi önemli haberleri sizlere ulaştırmaya devam edeceğiz.