CEMAL DEMİRTAŞ

CEMAL DEMİRTAŞ

YÜRÜYENLER SÜRÜNENLER

Siyeset uzun soluklu bir yoldur.

Nefesin kuvvetli olması gerekir.

Siyaset mücadele ile yol alınabilen bir mecradır. Mücadele olmadığı anda geriye doğru hızla düşüş başlar.

Siyaset aynı zamanda ekip işidir.

Ekipte kopma, rahavet, tembellik, bıkkınlık, nemelazımcılık varsa sıkıntı var demektir.

Katettiğiniz yol ne kadar çok olursa olsun, elde ettiğiniz başarı ne kadar çok olursa olsun, ekip ruhu sizi anlamıyor ve ilerlemenize faydalı olmuyorsa, yaptığınız herşey bir anda unutluverir. Dün tırnaklarınızla kazıyarak verdiğiniz mücadele, yarın olmadan unutulur. Sonunda "ne yaptın, ne verdin, verdiğin ne ki..." olur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hep iki şeyi vurgular durur bu mecrada.

Birincisi sosyal medyanın önemi,

İkincisi bu yolda ne kadar yalnız olduğu.

Hakikaten öyle mi?

Bakalım.

Twitterda Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi savunan yüzlerce gruplar var. Hani muhalefetin Troll adını verdiği, maaşlı çalıştıklarını söylediği kimseler. Tamamen bireysel olarak kurulmuş, gece gündüz demeden atılan iftiralara, karalama kampanyalarına, yapılan algılara, itibar suikastlerine karşılık vermeye çalışıyorlar. Açılan taglara anında karşılık veriyorlar. yapılan hizmetleri anlatma ve duyurma gayreti içinde çaba sarf ediyorlar.

Tamamına yakınını gönüllülük esasına göre oluşmuş vaziyette. Yine tamamına yakını sadece inandığı davanın şuuru içinde gece gündüz çalışıyorlar.

Sakın öyle Ak Parti teşkilatları sanmayın.

Değiller.

Sakın hepsi AK Parti üyesidir falan da demeyin.

Değiller.

Sakın devletten ihale, iş, görev falan almış da demeyin.

Değiller.

Kimi ev hanımı, kimi işsiz. Kimi mahalle bakkalının çırağı, kimi pazarda limon satıyor. Kimi belki bekçi, belki de belediyede çöpçü.

En az %80'i bir lokma bir hırka ya şükreden samimi erler.

Kayserili de var, Karslı da. Adanalı da var, Hakkarili de. Almayadan gurbetçi de var, Avusturya'dan, Fransa'dan, Londra'dan da...

Var oğlu var.

Sosyal medya platformlarında "biz bugün susacaksak, bugün bir olmayacak isek ne zaman olacağız" diye haykırmak derdinde olanlar yani. Elimizden bu geliyorsa hemen diyenler.

Bir eliyle küçücük bebeğinin karnını doğururken diğer eliyle ülkesi ve vatanı için bu mecrada bir söz de benden gelsin diyenler.

Hergün karşı tarafın bitmek tükenmek bilmeyen saldırıları işte böyle püskürtülmeye çalışılıyor.

Hergün Devlet, Devletin Başı, icraatlar bu şekilde cümle aleme duyurulmaya çalışılıyor.

Başarı mükemmel mi, elbette değil.

Sayılarını sanmayın öyle yüzbin beşyüz bin falan.

Toplasan belki onbin bile etmez.

Öyle ki, azıcık biri faaliyetini ileri götürse twitter anında çengel atıyor. Hemen ceza veriyor. Hesabını kapatıyor.

Yani sosyal medyada öteki tarafın yanında twitter, facebook hepsi birlikte hareket ediyor.

Ya bu tarafta kim kiminle hareket ediyor?

Dedik ya sayı belki onbin bile değil diye.

Neden yüzbin değil ki?

Bu grupların içinde kaç tane AK Parti teşkilatlardan insan var acaba? Ya da MHP den, veya BBP den?

İnanın 100 tane bile yoktur.

Her akşam onlarca gönüllü dava erleri sesli sohbet açarlar, her sohbet odasında 50, 100, hatta bazen 200, belki çok nadir de olsa 300 kişi katılır. Tek tek saysanız belki 2 ilçe başkanı, 5 yönetim kurulu üyesi, bazen tamamen tesadüf eseri bir il başkanı, bir milletvekili veya belediye başkanı görebilirsiniz. O kadar. 600 bin teşkilat yöneticisinden sadece bu kadar. Çağırsan da gelmez. Gelse de orada bulunanların sinirlerini allak bullak eder zaten. Çünkü kendisi yüksek yerde, ötekiler aşağıda. Öyle bir mahreç ile kelam eder hemen. Bilmiyor ki orada olanlar gece gündüz onun da savunucusu olduğunu.

Hergün bu odalarda çok değişik konular gündem oluyor.

Ekonomi, terör, işsizlik, mavi Vatan, atamalar, KHK, sanayi, coğrafya, tarım, hayvancılık, su, barajlar.. Aklınıza ne gelirse gündemde.

Fakat hangi konu işlenirse işlensin, mesele bir noktadan sonra kesinlikle Ak Partiye geliyor. Teşkilatların ilgisizliğine, hatalara, milletin derdine derman olunma noktasına, çıkılmayan telefonlara, verilmeyen cevaplara, atılmayan twitlere geliyor.

Savunan kim?

Elbette İlçe başkanı, İl başkanı, Milletvekili değil. Yine ötekilerin "paralı trol" dediği bu vefa erleri. Ramazan paketi dahi kabul etmeyen, devletin yardımını benden daha fazla ihtiyacı olan vardır diye almayan vefa erleri.

Her gün millet "neden burada bir yetkili yok" sorusuna yine onlar cevap vermeye çalışıyor.

2019 seçim zaten aşağı yukarı çantada keklik idi. Ama o tarihten bu yana dereden çok sular aktı gitti.

Yüzlerce proje hayata geçti.

3 ncü havalimanı bitti.

SİHA'lar tarih yazdı.

Karabağ kurtuldu.

Mavi Vatan oluştu.

Kaç yerde doğal gaz rezervi bulundu. Ayasofya sonunda açıldı.

Nükleer santral devreye alındı.

S400 ler alındı.

İstanbul Kanal projesinde kazmayı vurma noktasına gelindi.

Milli Arabamız TOGG tam gaz ilerliyor.

Akla ilk gelenler.

Hepsi birer devrim kendi alanında.

Ama nedense umumda etkisi tartışılır. Yapılan algılar bunların önemini hep arka plana itti.

Bunun en baştaki sebebi teşkilatların meseleyi bir türlü benimsememiş olması. Bire bir anlatma zahmetine girmemeleri.

İkinci sebep ise muhalefetin çıkardığı sesin verdiği etki.

Muhalefet 128 milyar ile başladığı söze, pandemi diyerek devam etti.

Turizm diye başladığı söze işsizlik diye devam etti.

Kendi rezilliklerini bile savunurken "canım ne var bunda, alan da veren de" diyerek pasifize etti.

Çok da başarılı oldu, oluyor da.

Taciz dediğiniz an karşınıza başka bir savunma ile çıkıyor. Sebep? Bizim taşkilat mensuplarının kimseyi anlatma gayreti içinde olmadıkları için.

Sosyal medyada biz kaybediyoruz. Haberiniz olsun.

Bunun sorumlusu Genel Merkez Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir'dir.

Medya Tanıtım Başkanı'dır.

Sahaya çıkmaya korkan il, ilçe başkanlarıdır.

Üyelerdir.

Devletin herşeyinden faydalanıp, kırmızı plakalı, korumalı, döner koltuklu, makam sahibi, ihale sahibi olanlardır.

2023 hiç kolay değil.

Sosyal medyada dedik ya yüzlerce vefa grubu var diye. İnanın bu ilgisizlikten, vurdumduymazlıktan artık onlar da bıktılar. Şikayet etmeye başlayanlar da var artık. Her an saf değiştirebilecek olanlar da var. Sebep bu işte.

Açılan odalara hergün mutlaka birkaç DEVA Partili, birkaç Gelecek Partili, hatta Saadet Partili yetkili bile katılıyor. Çatır çatır konuşuyor. İktidarı alabildiğince eleştiriyor. Fakat bizim taraftan yetkililer hiç bir yerde yok.

Bu mu dava?

Bu mu Reise bağlılık?

Bu mu vatan aşkı?

2023'te biz nerede hata yaptık demek için sanki özel gayret var gibi.

Milletin gönlünde taht kuran bir Lider sanki en büyük DARBEYİ kendi teşkilatından yiyor. Yazın bir kenara bu sözümü.

Bugün eğer millet REİS e canım feda, ama Ak Parti asla deme noktasında ise bu, REİS e yapılan en büyük ihanettir. Bu ihaneti söyleyen millet yapmıyor, söyleten teşkilatlar yapıyor. Sözümün ne kadar ağır olduğunu çok iyi biliyorum. Ama bu gerçeği dile getirmezsem Liderime ve Davama ihanet etmiş olurum.

Eski, emekli bir teşkilatçı olarak şu anda 2023 ün önünde her şeyi Reis in omuzlarına bırakan bir teşkilat olduğu gerçeğini dile getirmek vazifemiz. Teşkilatlardan milyonlar şikayetçi. Biz de bunu yazma mecburiyetindeyiz.

Dışarıda öyle dava erleri var ki, içeridekileri inanın cebinden çıkarır.

Hani Ömerler ne oldu?

Hani Nene Hatunlar?

Onlar yine kapının dışında.

Sayın Cumhurbaşkanım;

Yalnızlığınız içeride.

Bu da sizin imtihanınız.

Kaderiniz asla değil fakat.

Dışarıda on binlerce Recep Tayyip Erdoğan varken zatı şahanelerini içeride yalnızlığa terk etmeyiniz. İnanın samimi sadece 1000 kişi ile herşey muhteşem olur. O bin kişiden çok var.

Her gün bütün TV kanallarında mezbele edebiyatı yapanlar değil sizin dostunuz.

İsminizden nüfuz devşirenler de asla değil.

Bir lokma bir hırka şükrü ile, yalın ayak kalsak da Vatan, millet diye bağırlarını açan gönül erleri var.

Bulmak zor değil.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar