Yüzlerce Polis Arabası ve Gerilim Müziğiyle Çekilen "O" Görüntüler Tüm Türkiye'yi Ayağa Kaldırdı!
İzmir'de 157 kişi hakkında verilen gözaltı kararı sonrası emniyet tarafından servis edilen ve büyük tartışma yaratan "film prodüksiyonu" benzeri görüntüler siyasetin gündemine bomba gibi düştü. CHP lideri Özgür Özel'den Tunç Soyer'e, herkesin tepkisini...
Türkiye siyasetinin gündemine bomba gibi düşen İzmir merkezli operasyon, gözaltı kararları ve özellikle emniyet tarafından servis edilen görüntülerle adeta bir film sahnesini aratmayan nitelikteydi. Şafak vakti yüzlerce polis aracıyla adrese yöneliş, havadan drone çekimleri ve arka plana döşenen gerilim müziğiyle sunulan bu "prodüksiyon", amacın adalet arayışından çok bir "algı operasyonu" olduğu yönündeki tartışmaları alevlendirdi. Makalemiz, bu çok konuşulan operasyonun tüm detaylarını ve ardındaki sarsıcı gerçekleri sizlere sunmaya devam ediyor.
İzmir'de yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da bulunduğu 157 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Operasyonun en dikkat çekici yanı ise kolluk kuvvetleri tarafından kaydedilip medyaya servis edilen görüntülerdi. Videoda, sabahın erken saatlerinde, henüz güneş doğmadan, onlarca hatta İnan Demirel'in ifadesiyle "yaklaşık 100 tane" polis aracının özel bir nizamda sıralanışı drone'larla havadan çekilmiş. Bu araçların hareketlenişi, şüphelilerin evlerine gidiş ve gözaltı anları, Hollywood filmlerini andıran bir kurgu ve "dındı dındı dın dın" şeklinde "zafer havası yansıtan" bir müzik eşliğinde sunuldu. Görüntülerde, Tunç Soyer'in iki kolunda iki polis eşliğinde götürüldüğü, ancak Allah'tan kelepçe takılmadığı da görüldü. İnan Demirel, bu görüntülerin "bambaşka bir ruh hali" ve "çok ilginç" olduğunu belirtti.
Bu "gözaltı klipi" olarak nitelendirilen görüntüler, Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından doğrudan emniyetin servis ettiği haliyle yayınlanırken, devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı (AA) ise aynı görüntüleri haberleştirirken videonun altındaki müziği kısmış, yani "sesini kesmişti". Bu durum bile, olayın sıradan bir adli süreçten öte siyasi bir nitelik taşıdığı yorumlarını güçlendirdi. Kolluk kuvvetlerinin, adı sanı belli, adresleri bilinen ve kaçma şüphesi düşük olan CHP'li belediye başkanı, il başkanı, genel sekreter ve bürokratlara yönelik bu "film sahnesi" gibi operasyonu neden bu denli görsel bir şölene dönüştürdüğü ise https://www.avazturk.com gibi platformlarda ve kamuoyunda hararetle tartışıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir'deki bu operasyonu "şeklen baktığınızda niyet ortaya çıkıyor" sözleriyle değerlendirdi. "Maksat adalet aramak olsa dronla aranmaz adalet," diyen Özel, eğer doğruluk ve hakikatin peşindelerse "algı operasyonlarına ihtiyaç yoktur" ifadelerini kullandı. Özel, "kişilerin onurlarını haysiyetlerini zedeleyecek gözaltı görüntülerini servis ettiler" diyerek emniyetin bu tutumunu sert bir dille eleştirdi. Yerel yöneticilerin yargılanmaktan muaf olmadığını, ancak yapılan işin adalete ve hakkaniyete uygun olması gerektiğini vurgulayan Özel, yargılamaların TRT'den canlı yayınlanmasını ve tüm suçlama ile cevapların duyulmasını talep etti. Ayrıca, "iftira, gizli tanık, şantaj, zulüm" gibi yöntemlerin adaletin değil, siyasetin bir aracı olduğunu belirtti. Özgür Özel, "Tunç Soyer kurultayda karşısındaymış Özgür Özel gelip sahip çıkmazmış, CHP bu süreçte çok yara alırmış" gibi söylemlere de "Hiçbir kardeşimi satmadım, Tunç kardeşimi de satmam" diyerek meydan okudu ve CHP'nin birlik içinde olduğunu gösterdi.
Gözaltına alınan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de, aynı günün akşamında X hesabından yaptığı açıklamayla tepkisini ortaya koydu. Soyer, "alnım ak, başım dik ve emin olun ki sizlerin de başını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadık" diyerek suçlamaları reddetti. Açıklamasında, "ne yaparsanız yapın Türkiye'de büyütmeye çalıştığınız karanlığın gölgesi İzmir'e düşmeyecek" mesajını veren Soyer, mücadelenin her zamanki gibi güçlenerek devam edeceğini belirtti. "Buradaki öznenin ben olmamın hiçbir kıymet harbiyesi yok, bu yarın sen olursun öbür gün bir başkası olur" sözleriyle de meselenin şahsını aştığını ve siyasi bir hedefleme olduğunu ima etti.
Ancak operasyonun en can alıcı ve kamuoyunu şoke eden detayları, listedeki bazı isimlerin ortaya çıkmasıyla ayan beyan ortaya çıktı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen 157 kişilik listede, Torbalı Bozköy'den Yunus Öz isimli bir şahsın da yer aldığı anlaşıldı. Ne var ki, Yunus Öz, 23 Nisan 2024 tarihinde, yani operasyondan aylar önce, Bozköy mahallesindeki tarlasında meydana gelen bir traktör kazasında hayatını kaybetmişti. Yaşamını yitirmiş bir kişinin hakkında gözaltı kararı bulunması, operasyonun hazırlık sürecindeki ciddiyetsizliği ve "palavracı" yaklaşımı gözler önüne sererken, skandallar bununla da sınırlı kalmadı. Operasyonda gözaltına alınan bir başka isim ise 80 yaşındaki tiyatro sanatçısı ve Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Yücel Erten oldu. Yapımcı Baran Seyhan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, tiyatronun yaşayan en önemli isimlerinden biri olan Yücel Erten'in "İzmir'de yürütülen sürek avında kurban seçildiğini" belirtti. Yaşamını yitirmiş birinin listede yer alması ve 80 yaşında bir sanatçının bu şekilde "şafak operasyonu" ile gözaltına alınması, adaletin tecellisinden çok, bir "gözdağı" ya da "siyasi hesaplaşma" amacının güdüldüğü yönündeki iddiaları daha da güçlendirdi. Tüm bu akılalmaz detaylar, İzmir'deki operasyonun sadece hukuki değil, derin siyasi boyutları olduğunu ve yargı süreciyle ilgili ciddi soru işaretleri barındırdığını gözler önüne serdi.