Almanya'nın başkenti Berlin'de, tarihi bir gün yaşanıyor. Federal Meclis Binası (Bundestag) önünde, yeni vatandaşlık yasası protesto ediliyor. Yasada vaat edilen modernizasyon, aslında bazı çevrelerce engellemeleri de beraberinde getiriyor. Protesto edenler arasında, Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşları da var. Bu gelişme, Almanya'da yaşayan yabancıların hayatını nasıl etkileyecek?

Yeni yasa tasarısı, çifte vatandaşlığa izin verecek ve vatandaşlık sürecini hızlandıracak gibi görünse de, getirilen yeni ön koşullar ve kısıtlamalar bazı kesimlerce tepkiyle karşılanıyor. Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu Sözcüsü Safter Çınar, yasanın ayrımcı yönlerine dikkat çekiyor. Çınar'a göre, yeterli gelir ve sosyal yardım almama gibi şartlar, vatandaşlığa geçiş sürecini daha da zorlaştırıyor.

Özellikle "zihin polisi" kavramını eleştiren Çınar, Alman vatandaşlığına geçmek isteyenlerin Alman değerlerine ve kadın haklarına saygılı olup olmadığının araştırılacak olmasını sorguluyor. Çınar, "İşsizlik veya az gelir vatandaşlığı engelleyici bir husus olmamalı" diyor ve çifte vatandaşlığın normalleşmesinin beklenen ivmeyi getirmeyeceğini iddia ediyor.

Çınar ayrıca, Alman vatandaşlığına geçmiş olan Türklerin tekrar Türk vatandaşlığına alınma işlemlerinin kolaylaştırılmasını istiyor. Yeşiller Partisi Milletvekili Canan Bayram da gösteriye destek vererek kısa bir konuşma yaptı.

Yasa tasarısında, çifte vatandaşlığa izin verilmesi ve vatandaşlık alabilmek için gereken sürenin 8 yıldan 5 yıla indirilmesi gibi olumlu adımlar atılıyor. Ancak, vatandaşlık için gereken ön koşullar ve bunların nasıl değerlendirileceği, hâlâ netlik kazanmamış bir konu.

Yeni yasa tasarısının bu yönleri, Almanya'da yaşayan göçmen topluluklar için ne anlama geliyor? Bu soruların cevapları, Almanya'daki yabancılar için önemli bir dönüm noktası olabilir. Protestoların ve tartışmaların sonucunda, yasanın nasıl bir şekil alacağını zaman gösterecek.