Bağcılar'da Sucu Dehşeti: İş Yerinde Kurduğu Süngerli İstismar Odasının Karanlık Sırları Ortaya Çıktı!
Bağcılar'da bir sucu dükkanında ortaya çıkan akılalmaz istismar dosyası Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Kayıp bir kız çocuğuyla başlayan soruşturma, iş yerindeki gizli ve süngerle kaplı odada yaşanan dehşeti ve Metin Şenay'ın geçmişindeki karanlık tarihi gün y
İstanbul'un göbeği Bağcılar'da, mahallenin "Sucu Amcası" olarak tanınan Metin Şenay'ın iş yerinde kurduğu "istismar odası" ve ardındaki kan donduran detaylar tüm Türkiye'yi şoke etti. Mayıs 2023'te 12 yaşındaki bir kız çocuğunun kaybolmasıyla başlayan ve iki gün süren hummalı arama çalışmaları, yıllarca gizli kalan bir dehşet ağını ortaya çıkardı.
Kaybolan 12 yaşındaki M.Y.E.'nin okuldan çıktıktan sonra eve dönmemesi üzerine ailesi büyük bir panikle her yerde küçük kızı aramaya başladı. Öğretmenler ve ailelerin çabaları sonuç vermeyince durum polise bildirildi. Polis ekipleri, çocuğun okuldan eve giden güzergahındaki tüm kamera kayıtlarını incelemeye aldı. Yaklaşık iki gün süren bu titiz inceleme sonucunda, 12 yaşındaki M.Y.E.'nin mahallenin "sucu amcası" Metin Şenay'ın su taşıma aracına bindiği tespit edildi. İddianamede yer alan bilgilere göre, Metin Şenay, küçük kızı "Seni eve bırakayım, seni ben götüreyim kızım" diyerek kandırdı.
Ancak M.Y.E.'yi eve götürmek yerine, Metin Şenay kendi su deposuna götürdü. Burası, dehşetin yaşandığı gizli bir dünyaya açılan kapıydı. Kaynakta anlatılanlara göre, su deposunun içerisinde "gizli bir bölme" bulunuyordu. Bu bölme, seslerin dışarı çıkmasını engellemek için "süngerle kaplanmıştı". Odanın içerisinde pencere yoktu, havalandırma yoktu, tam anlamıyla "kara kutu gibi bir oda" olarak tanımlanıyor.
Metin Şenay, 12 yaşındaki M.Y.E.'yi bu odaya kilitledi ve tam iki gün boyunca alıkoydu. Küçük kız, tuvalet ihtiyacını gidermesi için bir kap verildiğini ve "Burada tuvalet yok, sen bu kaba tuvaletini yapmak zorundasın" denildiğini anlattı. Yaşadığı korku ve dehşet nedeniyle midesi bulanan küçük kız, o kaba kusmak zorunda kaldı. Ve o iki gün boyunca, o süngerli odada "tecavüze uğradı". Çocuk bağırmak, konuşmak istediğinde ise Metin Şenay, önceden hazırladığı notları gösteriyordu. Bu notlarda "Bağırma", "Bağırırsan seni öldürürüm" gibi ifadeler yazılıydı ve Metin Şenay bu notları ısrarla gösteriyordu.
Polis, M.Y.E.'nin Metin Şenay ile birlikte gittiğini öğrenince hemen iş yerine bir operasyon düzenledi. Metin Şenay'ın panikleyip kaçmaya çalışması üzerine, iş yerindeki "gizli bölme" ortaya çıktı. Odaya giren polisler, 12 yaşındaki M.Y.E.'yi "baygın halde", "kan ve revan içerisinde" buldular. Küçük kızın "çok korkmuş bir halde" olduğu tespit edildi. Metin Şenay o gün gözaltına alındı.
Operasyon sırasında ele geçirilen deliller arasında Metin Şenay'ın küçük kıza gösterdiği "Susma konuşma seni öldürürüm" yazılı notlar ve en önemlisi, kamera kayıtları vardı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, ele geçirilen bu görüntüleri tek tek inceledi. İzlenen pornografik görüntülerde Metin Şenay'ın sadece M.Y.E.'yi değil, başka çocukları da istismar ettiği ortaya çıktı. Savcılık, tecavüz edilen çocukları tespit etmek için büyük bir çaba gösterdi. Şu ana kadar savcılığın ulaşabildiği bir flash diskten sadece 4 mağdur çocuk tespit edilebildi. Ancak, gizli bir şekilde şifrelenmiş, henüz açılamayan bir flash disk daha olduğu ve bu diskte çok daha fazla mağdurun olabileceği düşünülüyor.
Kaynakta, tespit edilen mağdur çocukların ifadeleri de dehşetin boyutunu gözler önüne seriyor. İlk kaçırılan M.Y.E., savcılık ifadesinde yaşadığı dehşeti anlatırken, Metin Şenay'ın kendisine telefondan Çocuk Esirgeme Kurumu'nda dövülen çocukların videosunu izlettiğini söyledi. Ses çıkarırsa, kendisi tutuklanırsa küçük kızı Çocuk Esirgeme Kurumu'na vereceğini, ailesini bir daha göremeyeceğini, "Ağlarsan seni de öldürürüm" diyerek tehdit ettiğini belirtti. Küçük kız, bu tehditler üzerine "Sustum, ağlamayı kestim" dedi.
Dosyadaki en sarsıcı hikayelerden biri ise şimdi 19 yaşında olan R.Ş.'ye ait. R.Ş., Metin Şenay'ı 4-5 yaşından beri tanıdığını ve 4 yaşından beri istismara uğradığını anlattı. 9. sınıfa gidene kadar, yani yıllarca, Metin Şenay tarafından düzenli olarak tecavüze maruz kaldı. Metin Şenay'ın kendisini çağırdığında gitmeyince kızdığını ve öldürmekle tehdit ettiğini söyledi. R.Ş.'ye "Seninle evleneceğim, çocuğumuz olsun, 18 yaşına gelince imam nikahı kıyarız" gibi sapıkça vaatlerde bulunduğu belirtiliyor. İlk istismar 5 yaşında, sonuncusu ise 9. sınıftayken yaşanmış. Metin Şenay, R.Ş. ile girdiği cinsel ilişki anlarının videolarını çekmiş ve bu videolarla küçük kızı tehdit etmiş. Ailesine söylemekle, birilerinin duyulmasıyla, hatta kendisini öldürmekle tehdit ettiği ifadede yer alıyor. Ayrıca R.Ş.'nin dayısı veya amcası gibi akrabalarıyla dahi iletişim kurmasına engel olmuş. R.Ş., yıllarca düzenli ve sistematik bir şekilde psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalmış. 9. sınıftayken bir hastalık mı, yaşadığı travma mı yoksa fiziksel şiddet mi olduğu iddianamede belirtilmeyen bir nedenle felç geçirmiş. İddianamedeki bulgular, ifadesini dahi kendi başına veremeyecek kadar zayıf ve hasta olduğunu gösteriyor. Ancak felç geçirmesi, R.Ş.'nin bu dehşetten kurtulmasına neden olmuş, çünkü Metin Şenay artık ona tecavüz edememiş.
Metin Şenay'ın istismar ettiği çocuklar sadece mahalleden değildi. Kendi akrabalarının çocukları dahi bu dehşeti yaşadı. Aynı binada, altlı üstlü oturan, Metin Şenay ile akraba olan, biri 12 diğeri 13 yaşında iki kız kardeş de mağdur oldu. Metin Şenay bu kardeşleri "Evcilik oynayalım, size anne baba neler yapar bunu anlatayım" diyerek dükkanına götürmüş. Başlangıçta bilgisayarından oyunlar açarak, eğlendiriyormuş gibi yaparak çocukları oyalamış. Ancak daha sonra iki kız kardeşe aynı anda, defalarca kez tecavüz etmiş. Bu çocukların da görüntülerini çektiği için, enişteleri olan Metin Şenay hakkında kimseye konuşamamışlar. Ne zaman dükkana çağırsam gitmek zorunda kalmışlar ve bu dehşeti tekrar tekrar yaşamışlar. Bu iki kız kardeş de tıpkı diğer mağdurlar gibi, ancak savcılığın görüntülerden kimliklerini tespit edip aileleriyle iletişime geçmesi üzerine konuşmaya başlamışlar. Çocukların ortak ifadeleri "Korktuk, görüntüleri birilerine verirler diye korktuk" şeklinde.
Bu dosyadaki belki de en acı verici detaylardan biri, Metin Şenay'ın geçmişindeki bir olayın gözden kaçırılması. Kaynakta belirtildiğine göre, Metin Şenay 2009 yılında da 7 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanmış. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı o dönemde de bir dosya açmış ve Metin Şenay 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış. Ancak dava önce İstinaf'a, sonra Yargıtay'a gitmiş ve Yargıtay "delil yetersizliği" gerekçesiyle Metin Şenay'ın beraat etmesi gerektiğine karar vermiş. Oysa Adli Tıp Kurumu o dönemde 7 yaşındaki kız çocuğunun istismara uğradığını ve ruh sağlığının bozulduğunu belgelemeye rağmen, Yargıtay küçük çocuğun anlattıklarını "soyut delil" olarak değerlendirmiş. Kaynakta altı çizilerek belirtiliyor ki, Metin Şenay 2009'da ceza almış olsaydı, belki de bugün konuşulan onlarca mağdur olmayacaktı. Gazeteci, kendisinin bile "onlarca mağdur olduğunu düşünen bir gazeteci" olduğunu belirtiyor.
Bu olayın bir diğer sarsıcı boyutu ise Metin Şenay'ın toplum içindeki profili. Kaynakta, kendisini yakından tanıyan bir komşusunun sözlerine yer veriliyor. Bu komşusu Metin Şenay'ı "çok nazik, kibar biri" olarak tanımlamış, hatta kapıları açık duran evlere gidip "Kızım hırlısı hırsızı sapığı var, evde kadınlar çocuklar var, gece gündüz kapınız açık, kapınızı kapatın, başınıza bir şey gelmesin" diye öğütler verdiğini aktarmış. Bu detay, failin dışarıdan bakıldığında anlaşılamayacağını gösteriyor. Eskiden mahallenin bakkalı, sucusu güvenilir limanlar olarak görülürken, gelinen noktada bu güvenin sarsıldığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, olayın ortaya çıkmasından sonra gazeteciye sosyal medyadan ulaşan ve "benim yakınıma da bunu yaptı ama kimseye anlatamadık" diyenler olduğu, ağır otizmli bir çocuğu istismar ettiğine dair duyumlar alındığı belirtiliyor. Bu durum, bu dehşetin aslında bilinmeyen bir gerçeklik olmadığı, ancak "Aman Elalem ne der, kim ne der" denilerek susulan vahim bir olay olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın titiz çalışmasıyla ortaya çıkan bu dosya, Metin Şenay'ın sistemli ve sapıkça eylemlerinin boyutunu gözler önüne seriyor. Henüz çözülemeyen flash diskteki görüntülerin ortaya çıkmasıyla, mağdur sayısının çok daha artmasından endişe ediliyor. Metin Şenay'ın iş yerindeki süngerle kaplı gizli oda, yıllarca pek çok çocuğun hayatını karartan, onların masumiyetini çalan bir dehşet yuvası olarak hafızalara kazındı. Soruşturma derinleştikçe, bu karanlık dosyadaki sırların tamamının ortaya çıkması bekleniyor.