Kurşunlardan kurtuldu, kaderi tersine döndü!
Eyüp'te bir galericiye yönelik kan donduran çete saldırısı, son anda değişen kaderler ve adalet terazisini şaşırtan akıl almaz gelişmeler! Bu olağanüstü olay, sizi hem şaşırtacak hem de derin düşüncelere sevk edecek. Hikayenin tam detayları içeride!
Türkiye'nin dört bir yanında, maalesef çete faaliyetlerinin giderek yaygınlaştığı ve önüne geçilemez bir hal aldığı şu günlerde, İstanbul'da yaşanan akıl almaz bir olay, bu çetelerin pervasızlığını ve kan donduran yöntemlerini gözler önüne serdi. Sadece bir iş insanının hayatına kastetmekle kalmayıp, ardından yaşananlarla adeta herkesi şaşkına çeviren bu olayın detayları, okuyucuyu koltuğuna bağlayacak türden. Hikaye henüz bitmedi, yaşananlar ise düşündürücü.
YouTube kanalında yayınlanan videoda gazeteci Dinçer Gökçe'nin aktardığı bilgilere göre, olay geçtiğimiz 20 Haziran günü sabah saat 09:40 sıralarında Eyüp Yeşilpınar'daki Yaprak Sokak'ta meydana geldi. Hedefteki isim, 45 yaşındaki galerici Özgür Karakuş'tu. Karakuş, o sabah işe gitmek üzere eşiyle birlikte evden çıkmış, eşi çöpü atmak üzereyken Karakuş aracına binmekteydi. Tam aracını çalıştırmak üzereyken, takip edildiği anlaşılan tetikçi Abdussamet Alaydın, 20 yaşında genç bir isim olarak ortaya çıktı. Yanında gözcülük yapmak üzere Ömer Taz ve o anları kayda almak üzere Enes Yurcu da bulunuyordu. Abdussamet Alaydın, ilk önce aracın sol tarafından yaklaşarak Karakuş'a doğru ateş etti. İlk kurşun, Özgür Karakuş'un başının hemen üstünden, milim sapmayla geçti. Can havliyle aracın içine eğilen Karakuş, bu kez tetikçinin aracın önüne geçerek yeniden ateş etmeye çalıştığını gördü. Tam bu anda inanılmaz bir şey oldu; tetikçinin silahı tutukluk yaptı. Özgür Karakuş bu şansı iyi değerlendirdi. Üzerinde bulunan ruhsatlı tabancasını çekerek kendini savunma amaçlı rastgele ateş açtı. Açılan ateş sonucu Abdussamet Alaydın vücudunun çeşitli yerlerinden vurularak yere düştü. O an, gözcü Ömer Taz ve videoyu çeken Enes Yurcu paniğe kapılarak olay yerinden kaçtı.
Abdussamet Alaydın'ın yere düşmesiyle Karakuş araçtan inerek kendine kurşun isabet edip etmediğini kontrol etti. Yaralanmadığını görünce, kendisini vurmaya gelen kişi için ambulans çağırdı. Kısa sürede olay yerine polis ve ambulans ekipleri intikal etti ve yaralı tetikçi Abdussamet Alaydın hastaneye kaldırıldı. Allah'tan hayati tehlike arz eden bir yara almayan Abdussamet, tedavisinin ardından kısa süre önce taburcu oldu. Abdussamet Alaydın'ın emniyette ve savcılıkta verdiği ifadesine göre, bu işin arkasında firari konumda olan ve özellikle Gazi Mahallesi'nde tanınan, Alibeyköy barajına ceset atmalarıyla bilinen, "Baraj Çetesi" olarak da anılan Volkan Reşber ile Mahmut Eren Karaman isimli örgüt liderleri bulunuyordu. Bu liderler yurt dışında olsa da, çetenin işlerini Türkiye'de Eyüp Can Imaç'ın yürüttüğü ortaya çıktı. Eyüp Can Imaç'ın, Özgür Karakuş'un vurulması olayını "ihale" olarak gördüğü ve bu tür saldırıları kendi aralarında "ihale" olarak adlandırdıkları belirtildi. İhalenin talimatlarını alan Eyüp Can Imaç'ın bilgileri Emre Akkurt'a ilettiği, Emre Akkurt'un da bu işi Abdussamet Alaydın'a teklif ettiği ve kendisinin kabul ettiği ifade edildi. Hatta bu iş için kendilerine 15.000 TL gönderildiği, Abdussamet'in 10.000 TL'sini çektiği ve saldırı anında üzerinde olduğu da öğrenildi. Bu kan donduran detayları ve daha fazlasını haberleştirmeye devam edeceğiz; ayrıntılar için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Bu olaydan hemen sonra beklenen adli sürecin işleyişi ise herkesi şaşırttı. Abdussamet Alaydın, hastanede tedavisinin ardından taburcu olmasına rağmen bir süre serbest bırakıldı. Hatta, kendisi yaralı olduğu için "biraz daha iyileşeyim, beni öyle tutuklayın" şeklinde bir ifade verdiği bile aktarıldı. Oysa ki, gözcü Ömer Taz ve videoyu çeken Enes Yurcu ile birlikte, Abdussamet'in ifadesinde isimlerini verdiği Emre Akkurt ve Eyüp Can Imaç gibi çete üyelerinin derhal yakalanması gerekiyordu. Zira bu sıradan bir kurşunlama olayı değil, doğrudan bir öldürme girişimiydi. Silah tutukluk yapmasaydı, Özgür Karakuş'un hayatını kaybetmesi ya da sakat kalması işten bile değildi. Çete faaliyetlerinin bu denli yaygın olduğu ve "bataklık kurumadığı" sürece, bu tür olayların sonunun gelmeyeceği Dinçer Gökçe tarafından vurgulandı.
Peki ya bu korkunç saldırıdan canını zor kurtaran Özgür Karakuş'a ne oldu? İşte hikayenin en şok edici kısmı tam da burada başlıyor. Kendini savunmak için silahını kullanan ve saldırganı yaralayan Özgür Karakuş, olaydan hemen sonra tutuklandı ve halen tutuklu bulunuyor!. Buna karşılık, kendisini öldürmeye gelen, hastanede tedavi görüp taburcu olan tetikçi Abdussamet Alaydın ise, sadece yapılan itirazlar ve dosyanın adım adım takip edilmesi üzerine sonradan tutuklanabildi. Yani, bir çete tarafından öldürtülmek istenen, can havliyle kendini savunan adam cezaevindeyken, onu vurmaya gelen ve yaralı da olsa iyileşen tetikçi bir süre elini kolunu sallayarak gezdi. Ömer Taz, Enes Yurcu, Emre Akkurt, Eyüp Can Imaç ve çete liderleri Volkan Reşber ile Mahmut Eren Karaman ise hala firari konumda. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yürütülen bu soruşturma, gerçekten de adalet sistemi üzerindeki soru işaretlerini artırıyor ve "şansa yaşıyoruz" dedirten bu durumu gözler önüne seriyor. Günümüz Türkiyesi'nde maalesef her gün "Teksas" benzeri olayların yaşandığı, bombalı saldırıların, kurşunlamaların ve tahsilat işlerinin günlük rutin haline geldiği göz önüne alındığında, bu davanın seyri, ülkemizdeki çete gerçeğinin acı bir özeti niteliğinde. Bu ve benzeri çarpıcı gelişmeler için https://www.avazturk.com adresini takipte kalın, adaletin peşini bırakmayacağız.