LGS Skandalında Akıl Almaz Gelişme

LGS Skandalında Akıl Almaz Gelişme

LGS'deki 719 tam puan ve soru sızdırma iddiaları Türkiye'yi sallıyor! Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in tartışmalı açıklamaları ve CHP'nin skandalı aydınlatma çabaları. Gerçekten sınav güvenliği çöktü mü? Kimler sorumlu? Haberin tüm detayları bu makalede

Türkiye'nin dört gözle beklediği Liselere Giriş Sınavı (LGS), bu yıl tarihe geçecek bir skandala sahne oluyor: Tam 719 öğrencinin sınavdan tam puan almasıyla başlayan bu akıl almaz durum, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in "dedikodu" çıkışları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "mükemmel sınav güvenliği" mesajına rağmen derinleşiyor. Ancak perdenin arkasında çok daha büyük bir tehlike, sınav güvenliğinin ta kendisi yatıyor! Soru kitapçıklarının sınavdan önce sızdırıldığına ve belirli WhatsApp gruplarında yayıldığına dair şok edici iddialar Türkiye'yi sarsarken, bu detaylı haber makalemiz skandalın tüm katmanlarını aralayarak gerçeği gün yüzüne çıkaracak ve ortaya çıkan her yeni gelişmeyi size aktarmaya devam edecek.

Olayların fitilini ateşleyen ilk kıvılcım, tam puan alan öğrenci sayısının istatistiksel olarak sadece %1 ihtimalle mümkün olduğunu gösteren uzman görüşleri oldu. Hilal Köylü'nün YouTube kanalındaki yayında Suat Özçağdaş, istatistikçi arkadaşlarından aldığı bilgilere dayanarak bu ihtimali dile getirdi. Bu veriler, kamuoyunda sınavın dürüstlüğüne dair ciddi soru işaretleri uyandırdı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü'nün özel gereksinimli çocuklar için düzenlediği bir toplantıda yaptığı konuşmada, şaibe iddialarını soranlara "geri zekalı" demesiyle tepkileri üzerine çekti. Özçağdaş, Yusuf Tekin'in bu üslubunu bir Milli Eğitim Bakanı'na yakıştırmadığını ve esefle karşıladığını açıkça ifade etti. Bakan Tekin'in "Hayır öyle bir şey yok, tam bir dedikodudan bahsediliyor" sözleriyle iddiaları reddettiğini belirten Özçağdaş, tüm bunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da sınav güvenliğinin mükemmel olduğu mesajını verdiğini ekledi. Ancak bu açıklamaların hemen ardından yaşanan gelişmeler, Bakan Tekin'in sözleriyle taban tabana zıt bir tabloyu ortaya koydu: 29 kişiye soruşturma açıldı, okul müdürleri ve Milli Eğitim bürokratları arasında görevden almalar yaşandı, hatta Bilgi İşlem Genel Müdürü bile koltuğundan edildi! Suat Özçağdaş, bu çelişkiye dikkat çekerek, Bakan Tekin'i "gerçekleri eğip bükme uzmanı" olmakla eleştirdi ve soruşturmanın nedenlerinin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurguladı. Özçağdaş, gazeteci Hilal Köylü'nün soruşturmanın nedenlerine ilişkin sorusuna "bilmiyoruz" yanıtını vererek, kendi ana muhalefet partisi gölge bakanı olarak bu bilgilere erişemediğini ima etti.

Skandalın en can alıcı noktası ise, sınav devam ederken soru kitapçığının ortada gezmeye başladığına dair iddialar. Suat Özçağdaş'ın ifadelerine göre, sözel sınav bitmiş, ancak sayısal bölüm devam ederken kitapçıklar dolaşıma girmiş ve hatta bazı WhatsApp gruplarında sayısal sorular da yer almış. Özçağdaş, fotoğraf görüntülerinin aksine, gerçek kitapçıkların dolaşıma girdiğini vurguladı. Bakan Tekin'in "sınav zaten bitmişti, yayınlanması önemli değildir" tezi ise, sınavın iki oturumlu tek bir bütün olması nedeniyle çürütüldü; bir oturum devam ederken sızan sorular sistemik bir sorun olduğunu gösteriyor. Bu sızmalar başlangıçta Bursa'da tespit edilmiş, ancak daha sonra İstanbul, Adana ve başka illerde de benzer durumların yaşandığı ortaya çıkmış. Hatta Özçağdaş, kendisinin bu durumu açıkladıktan sonra başka illerden de benzer yaşanmışlıklar olduğunu söyleyen yurttaşların kendisine ulaştığını belirtti. Soru kitapçıklarının ne zaman, nerede, kimlerle paylaşıldığı bilinmezliğini korurken, https://www.avazturk.com da bu soruların yanıtlanması için yapılan çağrıları yakından takip ediyor. Bazı iddialar, kitapçıkların sınavdan günler önce, hatta 13 Mayıs'ta bile ortalıkta gezdiğini öne sürüyor. Bu durum, sınav sorularını hazırlayan ve dağıtan Milli Eğitim Bakanlığı personelinin belirli bir kampüs alanında, dijital erişime uzak bir yerde tutulmasına rağmen nasıl bir sızma yaşandığı sorusunu akıllara getiriyor. Suat Özçağdaş, Bakan Tekin'in "bunlardan biri her nasılsa" diyerek cümlenin devamını getirmemesini de şüpheli bulduğunu ifade etti.

Suat Özçağdaş'a göre, sınav sorularının dışarıdan başka gruplar tarafından hazırlanıp hazırlanmadığı sorusu da hala yanıtsız. Özçağdaş, bu soruyu defalarca sormasına rağmen Bakan Tekin'den bir cevap alamadığını dile getirdi. Bu derinlemesine incelemenin asıl hedef kitlesi, tam puan alan 719 öğrenci değil; çünkü önemli olan çocukların masumiyet karinesi çerçevesinde korunmasıdır. Özçağdaş, "aslı ispat edilmedikçe herkes başarılıdır" diyerek çocukların üstün yararını gözettiğini ve hepsini tebrik ettiğini belirtti. Asıl tehlike, bu ülkenin geleceğini temsil eden bir milyonu aşkın çocuğun, sınavların dürüstçe yapılmadığına dair bir kanaat oluşturmasıdır. Sızdırmanın arkasında ideolojik veya finansal saikler olabileceği, hatta AK Parti'ye yakın kişilerin çocuklarının da bu durumdan faydalanmış olabileceği konuşuluyor. Suat Özçağdaş, Ali Mahir Başarır'ın (CHP Grup Başkanvekili) görevden alınan bilgi işlem genel müdürünün çocuğunun da daha önce tam puan aldığını açıklamasıyla bu iddiaların daha da güçlendiğini belirtti. Diğer Milli Eğitim Bakanlığı görevlilerinin çocuklarının da geçmiş yıllarda tam puan aldığına dair iddiaların olduğunu ekleyen Özçağdaş, Diyarbakır'da sınav sırasında kare kodun fotoğrafını çekmek isteyen bir öğretmenin de çocuğunun bir sene önce tam puan aldığı söylentilerini dile getirdi. Tüm bunlar, ülkede liyakat ve şeffaflık eksikliğinin yarattığı büyük şüphe ortamını gözler önüne seriyor. Özçağdaş, Yusuf Tekin'in müsteşarken 17 milyon kişinin tam puan almasını veya Batman'da tek bir sınıftan 10 kişinin tam puan almasını dert etmeyip "ne var bunda olabilir tabii" yaklaşımının insanlarda her şeye inanma eğilimi yarattığını da sözlerine ekledi.

Tüm bu tartışmaların odağına oturtulmaya çalışılan İmam Hatip Okulları meselesi ise, CHP tarafından net bir dille reddediliyor. Suat Özçağdaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İmam Hatip düşmanlığı yapıyorlar" çıkışına karşın, kendisinin tüm öğrencileri kendi öğrencileri olarak gördüğünü ve konuyu ideolojik bir zemine çekmekten kaçındığını belirtiyor. Hilal Köylü'nün İyi Parti'den gelen "Bursa'da İmam Hatip Ortaokulu'nda 36 öğrenci tam puan aldı" iddiasıyla ilgili sorusuna Özçağdaş, bu bilginin yanlış olduğunu, Bursa'da 20 öğrencinin tam puan aldığını ve hiçbirinin İmam Hatip'ten çıkmadığını net bir şekilde ortaya koydu. Özçağdaş, bilimsel verilerle bu kutuplaştırıcı söylemleri çürüttü: Ortaöğretimde İmam Hatip öğrencilerinin toplam öğrenciye oranı %13 iken, tam puan alan İmam Hatip öğrencilerinin oranı sadece %8.8. Suat Özçağdaş, bu oranın, İmam Hatip okullarına yapılan tüm yatırımlara ve ayrıcalıklara rağmen, olması gerekenin bile altında olduğunu vurguladı. Dahası, 2023'te tam puan alanların %10'u İmam Hatip'liyken, 2024 ve 2025'te bu oranın %8.8'e gerilediği belirtiliyor. Özçağdaş, Bakan Tekin'in "EBA'daki soruları çözdüler" ya da "devlet okullarındakiler daha başarılı oldular" gibi söylemlerini de istatistiklerle yalanladı; 2023'te resmi okullardaki öğrencilerin başarısı %44 iken (Mahmut Özer dönemi), Yusuf Tekin döneminde (2024-2025) bu oranın %43'e gerilediği, buna karşın özel okulların başarısının %56'dan %57'ye çıktığı ifade edildi. Özellikle 20 ilde resmi okullardan tek bir tam puan alan öğrencinin bile çıkmaması, Bakan Tekin'in istatistikleri kasıtlı olarak yayınlamadığına dair ciddi şüpheler uyandırıyor. Özçağdaş, bu verilerin açıklanmamasının bilinçli bir politika olduğunu ve şeffaflık iddialarıyla çeliştiğini belirtti.

CHP, bu skandalın üzerindeki şaibenin kaldırılması için mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor. Suat Özçağdaş, toplumda sözün şehvetine kapılmadan, siyasi çıkar gözetmeden, doğruları söylemeye ve çocukların ülkeye olan güvenini sağlamaya devam edeceklerini belirtiyor. Özçağdaş, yurttaşlarla ve velilerle görüşerek iddiaları değerlendirmeye ve Bakan Tekin'e sorular sormaya devam edeceğini ifade etti. Meclis'e yeni araştırma önergeleri sunulduğunu ve umudunun düşük olmasına rağmen iktidar milletvekillerine bir kez daha sesleneceklerini dile getirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunulduğunu belirten Özçağdaş, savcılık makamlarının 1 milyon çocuğun geleceğini etkileyen böyle bir skandala sessiz kalmayacaklarını umduğunu söyledi. CHP, Manavgat olayında kendi iç denetim mekanizmalarını hızlıca devreye soktukları gibi, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan da aynı şeffaflığı bekliyor. Bakan Tekin'e yapılan çağrılar arasında, LGS'ye giren en az ilk 10.000 öğrencinin adları ve soyadları kapatılarak puanları, okulları, illeri gibi detaylı verilerin açıklanması, sınav istatistiklerinin önceki bakanlar gibi okul türüne, puan türüne, derslere ve sınav sorularına göre yayınlanması yer alıyor. Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel'in dile getirdiği, çocukların sınav kağıtlarının değiştirilmiş olabileceği iddiasına karşı parmak izi taraması yapılması talebi de gündemde. Özçağdaş, Cumhuriyet Başsavcılıklarından, şüphelileri derhal gözaltına alarak dijital iletişim araçlarına el koymalarını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamalarını talep etti.

Peki, sınav iptal edilecek mi? Birçok vatandaşın iptal beklentisine rağmen, Suat Özçağdaş bu konuda kolayca bir karar verilmemesi gerektiğini vurguluyor. Hilal Köylü'nün "sınav iptal edilmeli mi?" sorusuna Suat Özçağdaş, "bu sınavda ne olduğu ortaya çıkacak" diyerek, bu soruyu iptal edilmeli mi edilmemeli mi üzerinden kurmadığını belirtti. "1 milyonu aşkın çocuk ter döktü, heyecanlandı; bu kadar kolay söyleyemem" diyen Özçağdaş, öncelikle sınavda ne olduğunun ortaya çıkarılmasını talep ediyor. Eğer çok az sayıda (100-200-300 kişi gibi) kişinin sızdırılan sorulardan faydalandığı tespit edilirse, sadece bu kişilerin puanlarının iptal edilerek sıralamanın yeniden yapılması ve diğer öğrencilerin hak ettikleri okullara yerleşmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak sızmanın çok yaygın olduğu ve ayırt edilmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkarsa, işte o zaman sınavın iptali gündeme gelebilir. Özçağdaş, siyasetçi açısından iptal edilsin demenin çok kolay olduğunu ancak kendisinin çocukların üstün yararını ve ülkeye olan güvenini sağlamayı hedeflediğini dile getirdi. Asıl önemli olanın, 1 milyon gencin ülkeye olan güvenini kaybetmemesi için sınavın üzerindeki şaibenin tamamen kaldırılması olduğu vurgulanıyor. https://www.avazturk.com olarak, bu kritik süreçte kamuoyunun aydınlanması ve adaletin yerini bulması için tüm gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.