Türkiye'deki milyonlarca emekliyi yakından ilgilendiren, finansal hayatlarında adeta bir dönüm noktası yaratacak büyük bir gelişme yaşandı ve bu gelişmenin detayları oldukça şaşırtıcı. Maaşlarının güvencesi konusunda yıllardır süregelen alışkanlıklar ve hukuki normlar, Yargıtay'dan çıkan çarpıcı bir kararla kökten değişimin eşiğinde. Eskiden bankaların tüketici kredileri nedeniyle emekli maaşlarına haciz uygulayamadığı veya bloke koyamadığı bir gerçekken, yapılan itirazlar sonucunda bu tür işlemlerin hızla ortadan kaldırıldığı da biliniyordu. Ancak artık durum farklı! Bu haber makalesi, finans dünyasında adeta deprem etkisi yaratan bu kararın tüm ayrıntılarını ve emeklileri bekleyen yeni dönemi derinlemesine incelemeye devam edecek.

Yargıtay, bu hassas konuda farklı bakış açılarını bir araya getirerek bir içtihat birleştirme kararı aldı. Alınan bu tarihi karara göre, emeklilerin kullandıkları tüketici kredileri için verdikleri "hapis, takas, mahsup ve benzeri" onay ve rıza talimatları sayesinde bankaların emekli maaşlarına doğrudan bloke koyması artık mümkün hale geldi. Bu, önemli bir dönüm noktası; zira bundan sonraki süreçte, emeklinin de rızasının bulunması halinde, bankalar emeklilerin maaşlarına bloke koyma yetkisine yasal olarak sahip olacaklar. Bu durum, kredi kullanma alışkanlıkları ve finansal planlamaları üzerinde büyük bir etki yaratmaya hazırlanıyor.

Bu yeni düzenlemenin ışığında, emeklilerin kredi kullanırken imzalayacakları veya onaylayacakları her sözleşme maddesine azami dikkat göstermeleri gerekecek. Özellikle, rıza veya onay vermeden önce her bir maddenin dikkatle okunması ve potansiyel sonuçlarının iyi anlaşılması hayati önem taşıyor. Her ne kadar bu durumu bankanın kabul edip etmeyeceği belirsiz olsa da, sözleşmelerin genellikle toplu halde sunulduğu ve emekli kişilerin paraya olan ihtiyaçları nedeniyle sözleşmeyi imzalamak zorunda kalabilecekleri de göz önünde bulundurulmalı. Bu hassas süreçte, emeklilerimizin doğru bilgiye erişmeleri ve haklarını bilmeleri için https://www.avazturk.com gibi güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri büyük önem arz etmektedir. Yargıtay'ın bu kararı alırken, Anayasa'nın temel hak ve ödevler kısmında yer alan "Çalışma ve sözleşme hürriyeti" başlıklı 48'inci maddesini örnek gösterdiği belirtiliyor. Madde, "Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir" şeklinde yer alıyor ve Yargıtay, bu maddeye dayanarak yapılacak sözleşmelerle verilecek rızalar ve onaylarla birlikte emekli maaşlarına bloke konabileceğine hükmetti.

Ancak bu kararla ilgili dikkat çeken bir başka nokta ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'ndaki farklı bir düzenleme. Kanun'un 93'üncü maddesi, sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödeneklerinin devir ve temlik edilemeyeceğini, ayrıca Kurum'a (SGK) olan alacaklar ve nafaka borçları dışında haczedilemeyeceğini açıkça belirtiyor. Maddeye eklenen bir fıkra ise, "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması hâlinde, icra müdürü tarafından reddedilir" şeklinde bir ifade içeriyor. Bu durum, Anayasa'ya dayandırılan yeni içtihat kararı ile 5510 sayılı Kanun arasındaki olası çelişkiyi veya yorum farklılıklarını gündeme getiriyor. Daha da önemlisi, emeklilerin kredi sözleşmesi gereğince rıza ve onayının bulunması halinde maaşının ne kadarına el konulacağına dair büyük bir belirsizlik bulunuyor. Örneğin, bir emekli kişinin maaşı 20 bin lira ve kredi taksit ödemesi 23 bin liraysa, maaşının tamamına mı yoksa yasal sınır olan dörtte biri kadarına mı bloke konulup konulmayacağı kararda belirtilmediği için, bu durum bankalar ve emekliler arasında yeni ihtilafların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Bu kadar tartışmalı ve milyonlarca insanı yakından ilgilendiren bir karar için, bazı Yargıtay üyelerinin şiddetli itirazlarına rağmen, içtihat birleştirme oy çokluğuyla kabul edildi. Ve şimdi, tüm itirazlara ve potansiyel çelişkilere rağmen, bu karar resmi olarak Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi! Bu, emeklilerin finansal güvenliği ve geleceği için yepyeni, zorlu ve dikkat gerektiren bir dönemin resmen başladığı anlamına geliyor.