Merkez Bankası’nın brüt ve net rezervleri açıklandı. Brüt döviz rezervleri 23 Ağustos haftasında 1,5 milyar dolar azalarak 86,3 milyar dolara geriledi. Net uluslararası rezervler ise 1,4 milyar dolar azalarak eksi 32,9 milyar dolara indi. Bu rakamlar Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahale etmek için elindeki kaynakların giderek azaldığını gösteriyor.

Bloomberg’in bir haberi de kur korumalı hesaplarından çok ciddi bir çıkış olduğunu ortaya koydu. Habere göre, Türkiye’de kur korumalı hesaplarda tutulan döviz miktarı 5 milyar dolar kadar azalarak 2019 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bu hesaplar, yatırımcılara TL faizi alırken kur riskinden korunma imkanı sunuyor. Ancak son dönemde TL faizlerinin yükselmesi ve kurun baskı altında kalması nedeniyle bu hesapların cazibesi azaldı. Yatırımcılar ya TL’ye ya da doğrudan dövize geçiş yaptı.

İmalat PMI Kaybına Devam Ediyor, Enflasyon Tahminleri Yüksek

İmalat sektörünün performansını ölçen Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Ağustos ayında 50,3 olarak açıklandı. Bu rakam Temmuz ayına göre 0,7 puanlık bir düşüşe işaret ediyor. PMI endeksi 50’nin üzerinde olduğunda sektörde büyüme, altında olduğunda ise daralma olduğu kabul ediliyor. Türkiye’de imalat sektörü pandemi sonrası toparlanma sürecinde Temmuz 2022’den bu yana büyümeye devam ediyor ancak son aylarda ivme kaybediyor.

Ağustos ayının en önemli verisi ise enflasyon olacak. Pazartesi günü hem TÜİK hem de ENAK enflasyon rakamlarını açıklayacak. Beklentiler yüksek seyrediyor. Reuters anketine göre, TÜİK’in açıklayacağı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 1,75 artışla yıllık bazda yüzde 19,6’ya çıkacak. ENAK’ın açıklayacağı enflasyon ise yüzde 2,02 artışla yüzde 20’yi aşacak. Bu rakamlar Merkez Bankası’nın hedeflediği yüzde 5’lik enflasyon hedefinin ne kadar uzağında olduğunu gösteriyor.

Enflasyonun yüksek seyretmesinin nedenleri arasında gıda fiyatları, enerji fiyatları, kur baskısı ve talep artışı sayılabilir. Ayrıca okul masrafları gibi mevsimsel etkenler de Ağustos ayında enflasyonu yukarı çeken unsurlar arasında. Enflasyonun yüksek olması hem halkın alım gücünü hem de Merkez Bankası’nın faiz indirim alanını daraltıyor.

Mehmet Şimşek’ten Kura Müdahale İddialarına Reddiye

Tüm bu gelişmeler yaşanırken bir açıklama da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Merkez Bankası’nın seviye hedefi gözeterek rezerv satışıyla kura müdahale ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Şimşek, Merkez Bankası’nın piyasa yapıcı bankalara döviz satış ihalesi düzenleyerek likidite yönetimi yaptığını ve bunun da kur üzerinde etkisi olmadığını savundu.

Şimşek’in bu açıklaması piyasalarda ikna edici bulunmadı. Zira dolar/TL kuru son bir ayda 24 seviyesinden 28,5 seviyesine kadar yükseldi ancak bu seviyede tutunamadı ve geri çekildi. Bu durum Merkez Bankası’nın kurun belirli bir seviyenin üzerine çıkmasını engellemeye çalıştığı şeklinde yorumlandı. Ayrıca Merkez Bankası’nın rezervlerinin erimesi de bu iddiayı güçlendirdi.

Kurun belirli bir seviyede tutulmaya çalışılması, ekonomistler tarafından örtülü sabit kur rejimi olarak adlandırılıyor. Bu rejimde Merkez Bankası, kurun aşırı dalgalanmasını önlemek için rezervlerini kullanarak müdahale ediyor. Ancak bu rejimin uzun vadede sürdürülebilir olmadığı ve kurun gerçek değerinden uzaklaştığı eleştirileri yapılıyor.

Dış Ticaret Verileri Kritik

Merakla beklenen bir diğer veri ise Ağustos ayı dış ticaret verileri. Bu veriler, Türkiye’nin dış ticaret açığının ne durumda olduğunu ve cari açığa ne kadar katkı sağladığını gösterecek. Temmuz ayında dış ticaret açığı 3,4 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Bu rakam 2022 yılının Temmuz ayına göre yüzde 14,5 artışa işaret ediyordu. Ağustos ayında da dış ticaret açığının yüksek kalması bekleniyor.

Dış ticaret açığı, Türkiye’nin en önemli ekonomik sorunlarından biri. Türkiye, ithalatını karşılamak için dövize ihtiyaç duyuyor ancak ihracat gelirleri bunu karşılamaya yetmiyor. Bu durum cari açığı artırıyor ve döviz kuru üzerinde baskı oluşturuyor. Döviz kuru arttıkça ithalat maliyetleri de artıyor ve enflasyonu tetikliyor. Bu kısır döngüyü kırmak için Türkiye’nin ihracatını artırması ve ithalat bağımlılığını azaltması gerekiyor.