Merkez Bankası'nın Sessizliği Piyasaları Sarsıyor: Asıl Büyük Hamle Temmuz'da mı Geliyor?

Merkez Bankası'nın Sessizliği Piyasaları Sarsıyor: Asıl Büyük Hamle Temmuz'da mı Geliyor?

Türkiye ekonomisi kritik bir dönemeçte. Merkez Bankası'nın son faiz kararı öncesi ve sonrası piyasalardaki nefes kesen bekleyiş, Tacirler Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Aşçıoğlu'nun çarpıcı analizleriyle masaya yatırıldı. Enflasyonun düşüş eğilim

Ekonomi dünyasının gözü kulağı bir kez daha Merkez Bankası'nın kritik faiz kararındaydı. "Ekonomi Ekranı" YouTube kanalında canlı yayınlanan "Son Dakika! Faiz Kararı Canlı Yayın" programında, Tacirler Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Aşçıoğlu ile birlikte, piyasaların nabzı tutuldu. Programın sunucusu, açılışta Uğur adlı bir izleyiciden gelen merak uyandıran bir soruyla söze başladı: "Dünya resesyon beklerken petrolün yükselişi son vurgun yapma çabası olabilir mi? Benzer şekilde altın ve gümüş için de aynı şey düşünülebilir miyiz?". Ardından sözü Mehmet Aşçıoğlu'na bırakarak, Merkez Bankası'ndan beklenen kararı da sordu. Piyasalarda tansiyon yüksek, beklentiler karışık; zira alınan her karar, ülke ekonomisinin geleceğine yön veren önemli bir adım olarak görülüyor.

Mehmet Aşçıoğlu, değerlendirmelerine enflasyon verileriyle başladı. Normal şartlarda enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu ve bu eğilimin devam edeceğini düşündüğünü ifade etti. Aşçıoğlu'na göre, talep zayıflığı nedeniyle belli kalemlerde fiyatlar artık artamıyor. Küresel ölçekte maliyet artışı yaşanmazken, Türkiye'deki maliyet artışlarının iç dinamiklerden kaynaklandığına dikkat çekti. "Bir malın dünya fiyatı diye bir şey var; eğer o fiyatı artmıyor hatta geri geliyorsa sana avantaj yaratması lazım, yaratmıyor ve hala sen bir şekilde katlanıyorsan maliyetine, o da seninle alakalıdır" diyerek, özellikle gıda fiyatlarında geçmişe göre çok daha makul artışlar, hatta bazı kalemlerde geri çekilmeler yaşandığını belirtti. Merkez Bankası'nın normalde faiz indirmesi gerektiğini, hatta Temmuz'un üçünde açıklanacak Haziran enflasyonunun da düşüşle geleceğini öngördü. Ancak bu noktada araya giren jeopolitik gerilimlerin, özellikle İran-İsrail çatışmasının ve Amerika'nın bu konudaki belirsiz tavrının, ayrıca ay sonunda iç siyasetteki (CHP davası) riskin Merkez Bankası'nı bu ay 'pas geçmeye' itebileceğini dile getirdi.

Eğer bu jeopolitik ve iç siyasi gerilimler yoluna girerse ve 3 Temmuz'da ciddi bir enflasyon düşüşü görülürse, Mehmet Aşçıoğlu, Temmuz ayında 300 ila 500 baz puanlık bir faiz indirimi konuşulabileceğini belirtti. Aşçıoğlu, şu an faizi indirmeme kararının bir beklentisizlik yaratmayacağını, aksine Merkez Bankası'nın eli yükseltip daha büyük bir beklentiyi de oluşturabileceğini ifade etti. Piyasadaki genel beklentinin bu toplantıda faiz indirimi olmaması yönünde olduğunu, ancak gecelik borç verme faiz oranının (%49'dan) aşağı çekilerek fonlamanın rahatlatılması ihtimalinin konuşulduğunu ekledi. Türkiye'nin temel sıkıntısının sadece yüksek faizler olmadığını, şirket karlarını etkileyen bu durumun siyasi sebeplerle yükselmek zorunda kaldığını vurguladı. "Çok belli ki bu siyasi koşullar ve oradaki neticede yaratılan ortam her halükarda onun da soğrulması gerekiyor yani unutturulması, unutulması gerekiyor ki bir şekilde hani faiz aşağı inerken de borsa da bundan nasibini alsın" dedi. Önümüzdeki PPK'larda enflasyonda dezenflasyonun daha belirgin olacağını ve faizlerin düşmeye devam edeceğini öngören Aşçıoğlu, tek koşulun "araya bir Çapanoğlu girmemesi" olduğunu söyledi. Geçmişte Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi uygulamaların da dövizdeki kontrol edilemez hal nedeniyle ortaya çıktığını, ancak zamanla bütçe için daha büyük bir risk unsuru haline geldiğini belirterek, bu tür iç meselelerin çoğunlukla kendi sorunlarımızı yarattığına dikkat çekti. Aslında bu tür derinlemesine ekonomik analizlerin ve iç dinamiklerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için, tıpkı https://www.avazturk.com gibi platformlar, çeşitli perspektifler sunarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam etmektedir. Aşçıoğlu, bu toplantıda faiz indirimi için uygun bir ortam oluşsa da, belirttiği siyasi sebepler ve piyasa beklentisi nedeniyle Merkez Bankası'nın 'pas geçeceğini' tahmin etti.

Canlı yayında, Merkez Bankası'nın karar metni de ekranlara yansıdı ve sunucu tarafından okundu. Metinde, "Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranının %49’da gecelik vadede de borçlanma faiz oranını %44.5’te sabit tutmuştur" ifadesi yer aldı. Metin ayrıca, enflasyonun ana eğiliminin Mayıs ayında gerilediğini, öncü verilerin Haziran ayında da düşüşün sürdüğünü gösterdiğini, ikinci çeyrek verilerinin yurtiçi talebin yavaşladığına işaret ettiğini belirtiyordu. Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkilerinin yakından takip edildiği, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulandı. Metinde dikkat çeken bir başka nokta ise maliye politikalarının artan eş güdümünün sürece önemli katkı sağlayacağıydı, ancak Mehmet Aşçıoğlu, bu maliye politikalarını henüz "ciddi anlamda göremedik" yorumunu yaptı. Merkez Bankası metninde, "enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği" ve "politika faizine ilişkin atılacak adımların enflasyon görünümü odaklı ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleneceği" ifade edildi.

Mehmet Aşçıoğlu, Merkez Bankası'nın bu kararla fonlamada herhangi bir rahatlama yapmadığını ve beklentilerin Temmuz ayına taşındığını belirtti. Borsanın mevcut durumunu değerlendirirken, piyasaların temel sıkıntısının yüksek faizler olduğunu, şirketlerin çalışma sermayesi ihtiyacı için %55-60 civarında yıllık faiz oranlarıyla borçlandığını ifade etti. Bu faiz yüküyle şirketlerin kar etmesinin çok zor olduğunu, pek çok firmanın zarar ettiğini veya geçmişteki karlarını arar durumda olduğunu vurguladı. Faiz indirim sürecinin yıl boyunca beklendiğini ve eğer bu süreç devam edebilirse, 2026'da daha düşük faiz oranları ve enflasyon seviyeleri konuşulacağını belirtti. Ancak, 2025 beklentilerinin yaşanan "sürprizlerle" kaybedildiğini, bu yılın da boşuna geçtiğini dile getirdi. Aşçıoğlu'nun öngörüsüne göre, faiz indirimleri başladığında borsada muhakkak satın almalar görülecek ve bu alımların hızlanacağı dönem, yılın son çeyreğine doğru, özellikle Ağustos-Aralık ayları arasında 2026'ya dair daha güçlü satın almaların olacağı bir dönem olacak.

Peki, dünya resesyon beklerken petrolün yükselişi bir "son vurgun" olabilir mi? Altın ve gümüş için de benzer bir durum söz konusu mu? Bu soruların cevabını Mehmet Aşçıoğlu, canlı yayının sonunda şu çarpıcı sözlerle verdi: "Altın zaten riskten kaçınmak için sarıldığı, ülkeler dahi sarıldığı değerli metal ve nihayetinde orada bence bu ortam varsa altında vurgun değil de altında bir bantta hareket hatta yeni zirveler görülebilir". Ancak petrole dair yorumu, piyasalarda şok etkisi yaratacak cinstendi. Aşçıoğlu, OPEC'in üretimi artırmayarak fiyatları tutmaya çalıştığını, çünkü 60 doların altında çoğu ülkenin zarar ettiğini belirtti. Ardından adeta bir komplo teorisine imza atarak, "Sanki biraz da petrol fiyatlarını yukarı üflemek için birilerinin de goygoyladığı bir iş haline döndü bu" dedi. İran'daki amacın rejimi değiştirmek olduğunu ve İsrail'in orada kara savaşına girmeyeceğini, füzelerin gidip geleceğini ve Amerika'nın duruma el atacağını vurguladı. Aşçıoğlu, "Trump'ın ne dediği belli değil; dün açıklama yapıyor, açıklamanın içinde bir sürü cümle var, cümleler gidiyor geliyor. Bir taraftan barış diyor, öbür taraftan ama diyor işte karar vermedik, vurabiliriz; diğer taraftan ben onları masaya çağırdım, o zaman gelmeliydi... hangisi abi?" diyerek, küresel siyasetteki bu belirsizliğin petrol fiyatları üzerindeki etkisine dikkat çekti. Tüm bu yaşananların, petrol fiyatlarını yukarı çekmek için bir tezgah olabileceği ihtimali ise piyasaları sarsan bir başka gerçek olarak hafızalara kazındı. Bu durum, sadece faiz oranlarının değil, küresel güç dengelerinin ve siyasi manipülasyonların da ekonomik geleceğimizi şekillendirdiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.