Özgür Özel'den Komisyona Şartlı Katılım Hamlesi
Özgür Özel, Meclis komisyonuyla ilgili net tavrını açıkladı. Ortaya koyduğu şartlar ve Erdoğan'a sert yanıtları gündemi sarsarken, komisyonun geleceğini etkileyecek bilinmeyen bir detay var! Neler yaşanıyor? Öğrenmek için okuyun!
Ankara'da siyasetin tansiyonu yükselirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in Meclis'te kurulacak komisyonla ilgili yaptığı açıklamalar, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı. Komisyona katılıp katılmayacaklarına dair aylardır süren merak nihayet giderilirken, Özel'in ortaya koyduğu o "gizli" şart, tüm dengeleri değiştirecek nitelikte. Bu açıklama, yalnızca komisyonun geleceğini değil, Türkiye siyasetinin de seyrini derinden etkileyecek detaylar içeriyor. Haberimizin devamında, Özel'in sert çıkışlarından komisyonun akıbetine kadar tüm bilinmeyenleri adım adım ortaya koyacağız.
Özgür Özel'in komisyonla ilgili tavrı, ilk günden beri net bir çizgiye sahip oldu: Bu işin kesinlikle Meclis eliyle yürütülmesi gerektiği vurgulandı. Ancak CHP lideri, komisyonun oluşturulma şekli ve karar alma süreçleri konusunda vazgeçilmez bazı prensiplerin altını çizdi. Özel'e göre, komisyonun eşit temsille oluşması şart. Ayrıca, alınacak kararların uzlaşı ile verilmesi gerektiği de ısrarla belirtildi. Eğer eşit temsil sağlanamıyorsa, nitelikli çoğunlukla alınacak kararların yalnızca Meclis'e tavsiye niteliğinde olması gerektiğini ifade etti. Bu durum, komisyonun yetki alanına dair önemli bir sınırlama getiriyor ve CHP'nin katılımının temelini oluşturuyor.
Meclis Başkanı'nın komisyon için önerdiği rakamların eşitlikten uzak olduğunu belirten Özel, "O zaman nitelikli çoğunluk aranacağının TBMM Başkanı'nın söylemesi lazım ki bu komisyonda olalım" dedi. Aksi takdirde, yani komisyonun rakamsal yapısı AKP ve MHP'nin istediği doğrultuda şekilleniyorsa, CHP'nin orada bulunmasına gerek olmadığını açıkça ifade etti. Bu sert duruşun arkasında ise, yangınlarla mücadeleden ekonomiye, Türkiye'nin içinde bulunduğu derin sorunlar yatıyor. Nitekim, Özgür Özel'in orman yangınlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına verdiği yanıtlar, ülkenin yönetim beceriksizliği ve liyakatsizlik konusundaki derin endişeleri gözler önüne seriyor. Özel, Erdoğan'ın "itfaiye ekiplerinin sorumluluğunun büyükşehir belediyelerine ait olduğu" yönündeki açıklamasına "Hayatımda duyduğum en büyük yalan" şeklinde karşılık verdi. Büyükşehirlerin yetkilerinin olmadığını, hatta geçmişte "Yetkiniz yok, gelmeyin" denildiğini belirten Özel, keşke büyükşehirlerin elinde bu imkanlar olsa diyerek sitemini dile getirdi. Ülkenin ekonomisi de Özel'in eleştirilerinin odağında yer alıyor; dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip ülkesi olmamız, adını bilmediğimiz Afrika ülkelerinden bile kötü durumda olduğumuz iddia edildi. Daha fazla haber ve analiz için okumaya devam ederken https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Orman yangınları felaketlerinin sadece doğal afetlerle açıklanamayacağını belirten Özel, "Yangın söndürme işi de iyi gitmiyor. Nasıl oluyor da cayır cayır yanıyor ormanlar?" sorusunu yöneltti. Bu durumun arkasında yatan nedenleri ise, devlet envanterindeki lüks uçakların çokluğu ve yangınla mücadele filolarının yetersizliği ile açıkladı. Özel, devlete ait 14 lüks uçak bulunurken, yangınlara yeterli müdahalenin yapılmadığını, gerçek anlamda bir filo oluşturulamadığını ve mevcut filonun da zayıf olduğunu vurguladı. Türk Hava Kurumu'nun (THK) doğru şekilde bakım görmesi ve filosunun güçlendirilmesi halinde durumun farklı olacağını belirten Özel, 8 yıldır THK'ya "AK Partili birini oturtmak için" kayyum atandığını iddia etti. Yangınlarla mücadelede büyük bir seferberliğe ihtiyaç olduğunu, ancak milletin ve kurumların önünü tıkayan bir anlayış olduğunu da ekledi. Ayrıca, büyükşehir belediyelerinin hava aracı bulundurma yetkisinin olmadığını, İstanbul ve Ankara'nın geçmişte sahip olduğu helikopterlerin AKP'liler tarafından imzalanarak satıldığını da dile getirdi.
Eurofighter tartışmasında da Erdoğan'a sert sözlerle yüklenen Özel, "Aman Erdoğan bize teşekkür etsin derdinde değiliz" diyerek, iktidara yakın gazetelerin bu başarıyı kendilerine mal etmeye çalışırken, Alman hükümet sözcüsünün açıklamalarıyla gerçeğin ortaya çıktığını belirtti. Alman sözcü, Özgür Özel'in hapisteki Ekrem İmamoğlu üzerinden Eurofighter meselesinin milli savunma meselesi olduğunu, bu konudaki vetoların kaldırılmasını talep ettiklerini ve bu yüzden verdiklerini söylediğini aktardı. Özel, millet can derdindeyken, yangınlar ve yoksullukla boğuşurken, Ekrem İmamoğlu'nun bile "Bu işi karıştırmayın" diyebilecek erdemi gösterdiğini, Erdoğan'ın ise böyle bir meselede dahi siyaset üstü kalamayıp kavga etmeyi başardığını eleştirdi. Özel, Türkiye'nin afet yönetimiyle ilgili büyük bir kuruma ihtiyacı olduğunu ve gece görüş sistemli araçların yangınlarda neden havalanmadığı sorusunun cevabının bu sistemlerin yüksek ışıklı orman yangınlarında etkisiz olmasından kaynaklandığını da ekledi.
Tüm bu eleştirilerin ve siyasi gerilimin ortasında, komisyona katılım şartları daha da büyük bir önem kazandı. CHP lideri Özel, komisyonun eşit temsille oluşması ve kararların uzlaşıyla alınması gerektiği noktasında ısrarını sürdürürken, Meclis Başkanı'nın ortaya koyduğu rakamlarda eşitlik olmadığını yineledi. CHP'nin komisyonda yer alması için TBMM Başkanı'nın nitelikli çoğunluk aranacağını ve bunun ilk toplantıda karara bağlanacağını söylemesi gerektiğini vurguladı. Peki, CHP'nin bu komisyona katılımının asıl amacı ne? Daha önce Anayasa'ya uymayanlarla Anayasa yapılamayacağını dile getiren ve bu komisyonun Anayasa yapma komisyonu olmadığını net bir dille ifade eden Özgür Özel, asıl şartı son sözlerinde ortaya koydu. Eğer bu komisyon, "hukuk üretecekse, demokrasi ve barış üretecekse" CHP'nin bu komisyondan uzak kalamayacağını belirtti. Özel, "Herkes CHP'nin olduğu değil olmadığı komisyondan korksun" diyerek, CHP'nin cumhuriyetin tartışılacağı yerlerde değil, demokratikleşmenin olacağı yerlerde bulunacağını söyledi. Türkiye'nin en büyük sorununun demokratikleşme olduğunu ve Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer gibi isimlerin cezaevinde kalmaması gerektiğini vurgulayan Özel, CHP'nin bu uğurda "çatır çatır mücadele ettiğini" ifade etti. Kısacası, CHP'nin komisyona katılımının tek bir şartı var: Bu komisyonun milletin gözyaşlarını dindirecek, kalkınmaya harcanacak paralarla dolu bir Türkiye inşa edecek, hukuk ve demokrasi üretecek bir platform olması! Özel, CHP'nin bu yolda dimdik ayakta durduğunu ve mücadelesini sürdürdüğünü belirtirken, gelecekteki siyasi hamlelerin ve bu komisyonun akıbetinin Türkiye'nin kaderini belirleyeceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm bu çarpıcı detaylar ve daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret etmeyi unutmayın.
sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.