Putin'i Çıldırtan Zengezur Gizemi: ABD'nin Korkunç Planı Ortaya Çıktı!
Rusya ile Azerbaycan arasındaki tansiyon hızla yükseliyor! İki Azerbaycanlının ölümüyle başlayan kriz, Bakü'nün sert adımlarıyla doruk noktasına ulaşırken, Zengezur Koridoru ve ABD'nin bölgedeki rolü, Kafkasya'da kartları yeniden karıyor. İşte tüm...
Transkafkasya'da kartlar yeniden dağıtılıyor ve bölgedeki siyasi depremlerin yankıları Rusya ile Azerbaycan arasındaki benzeri görülmemiş bir krize dönüştü. Günlerdir süren ve tansiyonu en üst seviyeye çıkaran bu gerilim, Moskova'da iki Azerbaycanlının bir suç soruşturması kapsamında hayatını kaybetmesiyle başladı. Bakü'nün misillemeleri ise olayın boyutunu inanılmaz noktalara taşıdı: Azerbaycan, Sputnik'in Bakü ofisini bastı, iki yöneticisini tutukladı, sekiz Rus vatandaşını uyuşturucu suçlamasıyla gözaltına alıp darp etti ve tüm Rusya bağlantılı etkinlikleri iptal etti. Bir medya savaşı da alıp başını yürüdü. Rusya, Bakü'yü "duygusal davranmakla" suçlarken, www.avazturk.com olarak bu derin krizin sadece yüzeysel bir çatışma olmadığını, çok daha büyük jeostratejik bir oyunun parçası olduğunu gözler önüne seriyoruz. Bu makale, perde arkasındaki gerçekleri aydınlatmaya devam edecek ve sizi Transkafkasya'nın geleceğini belirleyecek o kritik noktaya taşıyacak.
2020 Karabağ Savaşı Sonrası Rusya'nın Etki Kaybı ve NATO Kuşatması Algısı
2020 Karabağ Savaşı'nın ardından Rusya'nın hem Ermenistan hem de Azerbaycan üzerindeki etkisi gözle görülür şekilde azalmaya başladı. Moskova, bu gelişmeleri aynı zamanda kendisine karşı yürütülen bir NATO kuşatma hamlesi olarak algılıyor. Bu hesaplaşmada "zurnanın zırt dediği yer" ise Zengezur Koridoru olarak öne çıkıyor.
Zengezur Koridoru: Herkesin Gözü Bu Stratejik Hattın Üzerinde
Azerbaycan için Zengezur Koridoru, Bakü ile Nahçıvan Özerk Bölgesi arasında kara bağlantısı kurma açısından ulusal bir hedef olarak belirlenmiş durumda. Türkiye, bu hedefe en büyük desteği veren ülke konumunda. Ankara, bu koridoru Azerbaycan ve Hazar üzerinden Orta Asya'ya ulaşan stratejik bir ulaşım hattı, enerji ve iletişim koridoru, çok boyutlu bir ekonomik yatırım projesi olarak değerlendiriyor.
Ancak işin içine Amerikalıların başını çektiği Batı bloku girince, denklemler tamamen değişiyor. Batı, Zengezur Koridoru'nu İran ve Rusya'yı tecrit edecek bir "rövanş projesi" olarak kurguluyor. İran ise bu duruma Erdoğan'ın sunduğu yerden değil, Amerikalıların durduğu yerden bakıyor. Onlara göre Zengezur Koridoru, İran'ın bölgesel ve stratejik çıkarlarına ciddi bir tehdit. İran, askeri tatbikatlarla Ermenistan'la olan kara bağlantısını kesecek hiçbir girişime izin vermeyeceğini son derece tehditkar bir duruşla ilan etti. Türkiye, Azerbaycan'la dayanışma sergileyerek Bakü'nün pozisyonunu sağlam tutmaya çalıştı. Bu algıyı şişiren bir diğer faktör ise İsrail'in Azerbaycan'la artan askeri-teknik ortaklığı. Rusya'nın diskalifiye edildiği bir denklemde boşluğu Batılıların dolduracağı düşünülüyor ve İran'daki risk analizlerinde de bu durum açıkça yer alıyor.
Rusya'nın Dışlanması ve Batı Destekli Paşinyan Yönetimi
9 Kasım 2020'de Rusya'nın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşmasında ulaşım hatlarının açılması öngörülüyordu ve Ermenistan topraklarında Nahçıvan'a ulaşacak hattın patronluğunu Rusya üstleniyordu. Anlaşmaya göre bu hattın güvenliğini Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) sağlayacaktı. Ancak 2023'te Karabağ'ın kontrolünün Azerbaycan'a geçmesinden sonra hikayenin yönü değişti ve Rusya'ya dışlandığını hissettiren diplomatik yönelimler ortaya çıktı.
Şu anki genel fotoğraf, Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında artan temasların, Rusya'yı baypas eden bir yola girildiği izlenimi vermesi. Hem İran hem de Rusya, Erdoğan'ın yaklaşım tarzının arkasında Amerika'yı görüyor ve Rusya'nın dışlandığı bir Zengezur Koridoru'nun bir NATO projesi olacağı değerlendirmesini yapıyorlar. Rusya, 2020 anlaşmasıyla kendini hem Ateşkes'in hem Laçin Koridoru'nun hem de olası Zengezur Koridoru'nun koruyucusu olarak konumlandırmıştı. Bu durum ona Transkafkasya'da etkisini sürdüreceği yeni bir fasıl açıyordu. Ancak Karabağ ve Laçin Koridoru'nun Azerbaycan'a geçmesiyle Rusya'ya orada iş kalmadı.
Rusya açısından ikinci büyük gerileme ise 30 Temmuz 2024'te Erivan'daki uluslararası havaalanında konuşlanmış sınır muhafızlarını çekmek zorunda kalması oldu. Bu, Rusya'nın denklemdeki gerilemesinin en net göstergesi. Rus sınır muhafızları hala Ermenistan'ın İran ve Türkiye ile olan sınırlarında devriye geziyor olsa da, Erivan'da 33 yıl sonra yaşanan bu statü değişikliği Batı destekli Paşinyan yönetiminin istediği Ermenistan'ı tarif ediyor. Mayıs 2024'te Erivan, Moskova'ya artık Rus sınır muhafızlarına ihtiyaç kalmadığını bildirmiş, Rusya ise bunun kötü sonuçları olacağı yanıtını vermişti. Paşinyan, bu kararın jeopolitik bir amaç taşımadığını söylese de, ne Batılılar ne de Ruslar bunu böyle görmüyor; bu gelişme jeopolitik oyunun bir parçası olarak değerlendiriliyor. Aslında bu, Ermenistan'ın Türkiye üzerinden batı kampına çekilmesi ve Rusya'dan uzaklaştırılması planının bir aşaması.
ABD'nin Bölgedeki Rolü ve İstihbarat Faaliyetleri
ABD, koridor meselesini Transkafkasya'da Rus etkisini sınırlayacak bir proje olarak ele alıyor; bu bir sır değil. Trump yönetimi de Biden döneminde şekillenen yaklaşımı sürdürüyor. Biden döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı James O'Brien, 30 Temmuz 2024'te senato oturumunda yaptığı konuşmada, Rus sınır muhafızlarının Erivan'dan gönderilmesi kararını Paşinyan'ın Moskova'dan Batı'ya yönelme stratejisinin bir parçası olarak nitelendirdi. O'Brien'a göre Rusya, Erivan'daki havaalanını yaptırımları delmek için de kullanıyordu.
Ruslara göre, Paşinyan döneminde Erivan'da CIA ve MI6 gibi istihbarat servisleri son derece aktif hale geldi. Hatta ABD ve İngiltere istihbarat servislerinin yardımlarıyla Ermenistan'da yeni bir dış istihbarat servisi kuruldu. Bu servisi kurmaktaki amaç, Ermenistan'ın Rus istihbarat ağlarından koparılmasıydı. 2022'de dönemin CIA direktörü William Burns, Paşinyan'la bir araya gelmişti. Aynı yıl MI6 direktörü Richard Moore ile Almanya BND Başkanı Bruno Kahl da Ermenistan'da temaslarda bulunmuştu. Görüldüğü gibi Alman, İngiliz ve Amerikan istihbarat servisleri Ermenistan'ı yakın planda tutuyor ve burada Rusya'ya karşı örtülü bir savaş yürütüyorlar. Ukrayna Savaşı'na paralel olarak Rusya ile hesaplaşmanın yeni adresi bu şekilde Erivan ve Ermenistan oldu. Bakü'yü de aynı istikamete çekiyorlar. Aliyev ise uzun zamandır Türkiye ve İsrail'in yanı sıra İtalya gibi AB ülkeleri ve rakip kanattan Çin'le ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor; bir anlamda kendince bir denge politikası güdüyor ve bu konuda birazcık da Erdoğan'ı taklit ediyor.
Amerikalıların Çarpıcı Zengezur Koridoru Planı
Amerikalıların koridor meselesine dair görüşleri de son dönemde çarpıcı değerlendirmelerle ortaya çıktı. Haziran 2024'te James O'Brien, Orta Asya'dan Akdeniz'e ulaşacak, Çin ve Rusya'yı baypas eden yeni bir ticaret yolunun ABD tarafından destekleneceğini çok net olarak açıklamıştı. Bu koridor Aliyev ve Erdoğan'ın düşlerini süslüyor olsa da, Amerikalılar çerçeveyi farklı koyuyorlar: Rusya'yı kendi arka bahçesinden kovmak ve Çin'in İpek Yolu projesinin önünü kesmek. Batı yanlıları, FSB'nin gidişini Ermenistan'ın egemenliğinin güçlendirilmesi olarak lanse edip övse de, CIA ve MI6'in "yeni efendiler" olarak arka kapıdan içeri girmesini pek sorun etmiyorlar.
Tam da Rusya-Azerbaycan geriliminin ortasında ortaya atılan yeni bir iddia, Amerikan tarafının duruşunu ve yeni bir girişimini daha net ortaya koyuyor: Amerikalılar koridora girmeyi planlıyor. Bu, Rusya açısından son derece kışkırtıcı bir durum. Carnegie Endowment for International Peace'ten Olesya Vartanyan, Amerikalı yetkililere dayanarak bölgedeki tıkanıklığı aşmak için koridorda garantör olarak Rusya değil, ABD'nin olmasını öneren bir tekliften bahsetti. Plan, rotanın işletmesinin Amerikalı bir ticari operatöre bırakılmasını öngörüyor. Buna göre, rota boyunca kargo geçişini yönetme ve izleme görevi bir Amerikan lojistik firmasına verilecek ve bu firma verileri tüm taraflarla paylaşacak. Bu şekilde hem Erivan'ın koridor üzerindeki egemenliği korunacak hem de Bakü'nün istediği güvenlik garantileri karşılanmış olacak. Bu plan, Avrupa Birliği'nin daha önce Gürcistan için geliştirdiği teklifi esas alıyor.
Vartanyan, bu konuda Radyo Free Europe/Radyo Liberty'ye verdiği ek bilgide, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı George Kent'in Mayıs sonunda Ermenistan ve Azerbaycan'a gittiğini ve taraflara bu teklifi sunduğunu belirtti. Bu teklif sadece bir haber değil, somut bir öneri olarak masada. Normalde Ermenistan, gümrük ve güvenlik dahil tüm kontrolün kendisinde olmasını istiyor ve bunu egemenlik haklarının korunması olarak değerlendiriyor. Azerbaycan ise Erivan'daki siyasi iktidar değişirse rotanın tehlikeye gireceğini düşünüyor ve uzun vadeli istikrar için üçüncü bir tarafın garantör olmasını istiyor. Bu garantör anlaşmada Rusya idi, ancak Batılılar bunu istemiyor.
Azerbaycan, koridorda Ermenistan'a ait gümrük, güvenlik ve sınır kontrolü istemiyor ve Ankara da bu pozisyonu destekliyor. Aliyev ve Paşinyan, Ekim 2024'te Kazan'da bir araya gelmiş ve bu görüşmeden sonra Ermenistan hükümeti koridora ilişkin kendi önerilerini sunmuştu. Bu öneriye göre, Azerbaycan'dan geçecek yükler Ermenistan'da gümrük kontrolüne tabi tutulacak, yükler yeşil, sarı ve kırmızı rotalara göre sınıflandırılacak ve otomatik bir geçiş sistemi uygulanacaktı. Paşinyan bu öneriyi "Barış Kavşağı" olarak adlandırdı. Ermenistan Dışişleri sözcüsü Ani Badalyan'a bu Amerikan teklifi sorulduğunda ise ne yalanladı ne de doğruladı, ancak farklı görüşlerin ele alındığını belirterek dolaylı olarak teyit etmiş oldu. Ermenistan, "Barış Kavşağı" girişiminin birçok uluslararası ortaktan olumlu tepkiler aldığını ve tüm tarafların çıkarlarını gözetecek şekilde birkaç çözüm önerisi üzerinde durduğunu belirtti.
Transkafkasya'nın Geleceği: Büyük Oyun ve Riskler
Özetle, Rusya Ukrayna Savaşı nedeniyle etkisini kaybetti ve hala o bölgeyle meşgul. İran'ın dikkati ise İsrail ve ABD ile yaşadığı gerilimler nedeniyle dağılmış durumda. Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev bu fırsatları değerlendirmek istiyor ve bunun için bastırıyor. Ermenistan Başbakanı Paşinyan da Rusya'nın zayıflamasını Batı'ya kaymak için bir fırsat olarak görüyor. Bakü ile Ankara arasında koordinasyon artmış durumda ve Paşinyan, Erdoğan'la anlaşmanın kendisi açısından bir çıkış kapısı olacağını düşünüyor. Geçen ay Türkiye'ye yaptığı ziyaret de bu açıdan önemliydi ve hatta Erdoğan'la görüşmelerde bazı konularda anlaşmaya varıldığı iddia edildi, ancak bunlar henüz teyit edilmedi.
Türkiye ile Ermenistan arasında buzlar belli düzeyde erise de diplomatik ilişkiler hala kurulmuş değil, elçiler atanmadı ve sınır kapıları da öngörüldüğü gibi açılmadı. Bu adımlar, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasını bekliyor. Aliyev, Ermenistan anayasasında Karabağ üzerinde hak iddia eden maddelerin kaldırılmasını talep ediyor. Paşinyan ise bunun için referandum gerektiğini ve bunun iki yıl sürebileceğini vurguluyor. Paşinyan, Türkiye ile olan tarihi Ermeni soykırımı meselesi ve Ermenistan'ın Ağrı Dağı'nı içine alan büyük Ermenistan ulusal davası gibi konularda yumuşatıcı açılımlar getirse de, henüz somut adımlar atılmış değil. Middle East Eye'a göre, Paşinyan ve Aliyev, %90 tamamlandığı söylenen barış anlaşması taslağını yeniden görüşmek üzere Temmuz sonunda Dubai'de bir araya gelmeyi planlıyor.
İşte tüm bu gelişmelerin, Rusya ile Azerbaycan arasındaki benzeri görülmemiş bu krizin arka planını oluşturduğunu görüyoruz. Türkiye'nin Transkafkasya'da artan etkisi, Aliyev'in 2020'den beri haritada yaşanan değişimden cesaret alması, Paşinyan'ın Rusya'dan kaçış çabası ve en önemlisi, ABD'nin koridora girme planları... Bunlar Ruslar açısından son derece kışkırtıcı faktörler.
Koridorda kontrolün Amerikalılara verilmesi, Rusya'nın Transkafkasya'daki etkisini şüphesiz önemli ölçüde baltalayacaktır. Rusya buna normalde kesinlikle izin vermez, ancak Ukrayna faslını kapatamadan gerilim alanlarını azaltma gereği duyuyor; bir sıkışmışlık içinde. Amerikalıların dediği olursa, Rusya'nın İran'la birlikte yıllardır üzerinde durduğu kuzey-güney ulaşım koridoru da zora girebilir. Bu koridor Rusya, Azerbaycan, İran ve Hindistan'ı birbirine bağlayan devasa bir proje. Ancak önünde çok fazla engel var; İran'ın şu anda İsrail ve Amerikan tehdidiyle uğraşmak zorunda olması, Putin'in Ukrayna'da henüz bir yol alamaması gibi faktörler, bölgedeki riskleri yükseltiyor ve maalesef bu riskler, karşı hamleleri de kolaylaştırıyor. www.avazturk.com olarak bu büyük oyunu yakından takip etmeye ve gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.