Türkiye'nin Nefesini Tutan Kaza

Türkiye'nin Nefesini Tutan Kaza

Aydın-Çine karayolunda sıradan bir trafik kazası gibi başlayan olay, bir anda tüm ülkenin gündemine oturdu. Devrilen kamyonetin sırrı ortaya çıkınca, korku dolu anlar yaşandı. O anlarda neler oldu?

Güneşin yavaş yavaş Ege'nin dağlarının ardında kaybolduğu, sakin bir akşam saatleriydi. Aydın'ın Çine ilçesi Bağlarbaşı mevkii, her zamanki gibi sessizliğini koruyordu. Karayolunda akıp giden trafik, günlük hayatın monoton temposunun bir parçası gibiydi. Ancak bu sıradanlık, birazdan yaşanacak ve hafızalardan uzun süre silinmeyecek bir olayla bıçak gibi kesilecekti. Bir kamyonetin sürücüsünün direksiyon hakimiyetini anlık olarak kaybetmesiyle başlayan olay, basit bir kaza gibi görünüyordu. Yoldan geçen diğer sürücüler, yardım etmek amacıyla araçlarını durdururken, kimse birazdan Türkiye'nin konuşacağı bir gerilim filminin başrolünde olacaklarını bilmiyordu.

İhbar üzerine bölgeye hızla intikal eden jandarma ve polis ekipleri, standart kaza prosedürlerini uygulamak için hazırlıklıydı. Ancak devrilen kamyonetin kasasından yola saçılanları gördüklerinde, durumun sandıklarından çok daha ciddi ve tehlikeli olduğunu anladılar. Bu, sıradan bir yük kamyoneti değildi. Kaza mahalline yayılan tehlike, bir an önce kontrol altına alınması gereken, adeta saatli bir bombaydı. Aracın kasasında, en ufak bir hatada büyük bir faciaya yol açabilecek tonlarca dinamit lokumu bulunuyordu. Bu andan itibaren zamanla ve tehlikeyle amansız bir yarış başlamıştı.

Bölge derhal güvenlik çemberine alındı. Trafik akışı her iki yönde de tamamen kesildi ve meraklı vatandaşlar güvenli bir mesafeye uzaklaştırıldı. Uzman ekiplerin yaptığı ilk incelemenin ardından, yola savrulmuş olan dinamitlerin taşınmasının risk teşkil edeceği anlaşıldı. Tek ve en güvenli çözüm, bu tehlikeli yükün yerinde, yani kaza mahallinde kontrollü bir şekilde imha edilmesiydi. Hazırlıklar büyük bir titizlikle ve gizlilikle yürütülürken, çevredeki herkesin nefesini tuttuğu o anlar saniye saniye ilerliyordu. Karar verilmişti; dinamitler, uzmanların gözetiminde patlatılacaktı. Bu operasyon, hem büyük bir felaketi önleyecek hem de beklenmedik sonuçlara yol açacaktı.

Tüm önlemler alındıktan sonra, uzman ekipler kontrollü patlama için düğmeye bastı. Geceyi gündüze çeviren büyük bir gürültü ve ışık hüzmesiyle birlikte, tonlarca dinamit infilak etti. İlk başta her şeyin yolunda gittiği ve tehlikenin bertaraf edildiği düşünüldü. Ancak patlamanın şiddeti, öngörülenin bir miktar üzerine çıkmıştı. Patlamanın yarattığı şok dalgası ve etrafa saçılan parçalar, güvenlik önlemi alan ekiplerin ve o sırada çevrede bulunan bazı vatandaşların beklemediği bir etki yarattı. Ortam bir anda savaş alanına dönerken, sevinç çığlıkları yerini yardım çığlıklarına bıraktı.

Kontrollü olması hedeflenen patlama, ne yazık ki tam bir başarıyla sonuçlanmamıştı. Olayda, canını hiçe sayarak tehlikeyi önlemeye çalışan 2'si jandarma personeli ve 1'i polis memuru olmak üzere, toplamda 10 kişi yaralandı. Olay yerine sevk edilen çok sayıda ambulans, yaralıları hızla çevredeki hastanelere kaldırdı. Yetkililerden gelen ilk açıklamalar, yaralıların durumlarının iyi olduğu yönündeydi ve bu haber, yaşanan büyük korkunun ardından yüreklere bir nebze de olsa su serpti. Patlamanın etkisiyle çevredeki bazı araçlarda da ciddi maddi hasar meydana geldiği öğrenildi. Basit bir trafik kazasıyla başlayan olay, kahraman güvenlik güçlerinin büyük bir felaketi önlediği ancak kendilerinin de yaralandığı, unutulmayacak bir gece olarak kayıtlara geçti.