1 Mayıs'ta Emeğin gücü: Vedat Işıkhan’dan Tarihi mesaj

1 Mayıs'ta Emeğin gücü: Vedat Işıkhan’dan Tarihi mesaj

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) olan borçlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Işıkhan, şu ana kadar 149 belediyenin, toplamda 30 milyar lira değerinde prim borcunu yapılandırmak

Bakan Işıkhan, belediyelerin SGK'ya olan borçlarının önemli bir yük oluşturduğunu ve bu durumun, belediyelerin mali yönetimlerini ve hizmet sunumlarını olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Ayrıca, borçların yapılandırılmasının, belediyelerin finansal dengesini iyileştireceğini ve kamu hizmetlerinin aksamadan devam etmesine olanak sağlayacağını vurguladı.

vedat-isikhan-1-mayis-emegin-gucuyle-yukseliyor.jpg

Belediye Borçlarının Yapılandırılması

Belediyelerin SGK'ye olan borçları, çoğunlukla sigorta prim ödemelerinin gecikmesi veya eksik yapılmasından kaynaklanıyor.

Bu borçlar, belediyelerin çalışanlarına yönelik sigorta primlerinin ödenmesi, emekli maaşları ve sağlık hizmetleri gibi önemli giderler için ayrılmak zorunda kalan bütçeler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.

Bu borçların yapılandırılması, belediyelere belirli ödeme kolaylıkları sağlayarak, borçlarının uzun vadede düzenli bir şekilde ödenmesini mümkün kılacak.

Bakan Işıkhan, bu yapılandırma sürecinin, belediyeler için bir rahatlama imkânı sunduğunu ifade ederken, ödeme şartlarının daha esnek hale getirildiğini ve belediyelerin finansal açıdan güçlenebileceğini belirtti.

Belediye başkanlarının başvurularında SGK'ye olan borçlarını ödeme konusunda daha fazla zaman ve kolaylık talep ettikleri de dikkat çekiyor.

vedat-isikhan-1-mayis-emegin-gucuyle-yukseliyor.jpeg

30 Milyar Liralık Borç

İçinde bulunulan dönemde, 149 belediyenin başvurduğu toplam borç miktarı 30 milyar lira olarak kaydediliyor.

Bu büyük rakam, belediyelerin sosyal güvenlik prim ödemelerinde ne denli zorluk yaşadıklarını ve uzun süreli bir birikim oluşturduklarını gösteriyor.

İlgili yapılandırma sayesinde, belediyeler borçlarını ödeme konusunda daha makul ve sürdürülebilir bir yol izleyebilecekler.

Bu borçların yapılandırılması, belediyelerin mali yönetiminde önemli bir dönüm noktası olabilir. Belediyeler için prim borçlarının yeniden düzenlenmesi, borçların vadesi ve ödeme miktarları gibi unsurların yeniden şekillendirilmesi, hem yerel yönetimlerin mali disiplini sağlama çabalarına yardımcı olacak hem de kamu hizmetlerinin devamlılığını güvence altına alacak.

SGK ile Yapılandırma Süreci

Belediyeler için uygulamaya konulan borç yapılandırma süreci, belediye başkanları için önemli bir fırsat olarak görülüyor.

SGK ile yapılan görüşmeler sonucunda, ödeme koşulları ve ödeme planları üzerinde esneklik sağlanması, belediyelere finansal bir nefes aldırmayı amaçlıyor.

Bu yapılandırmanın ardından belediyeler, daha rahat bir şekilde sosyal güvenlik primlerini ödeme şansı bulacak ve bu durum, SGK'nın alacaklarını tahsil etme konusunda da bir çözüm sunacak.

Bakan Işıkhan, bu sürecin, belediyelere sadece borç ödeme konusunda değil, aynı zamanda vatandaşlara sunulan sosyal hizmetlerin kalitesinin arttırılmasına da katkı sağlayacağını belirtti.

Borçların yapılandırılması ile belediyelerin daha fazla kaynağı hizmetlere yönlendirebileceği ve bu sayede daha kaliteli bir hizmet sunabileceği ifade ediliyor.

Belediye Başkanlarının Başvuruları

Şu ana kadar başvuruda bulunan 149 belediye, Türkiye'nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren belediyelerden oluşuyor.

Belediye başkanlarının bu borç yapılandırma fırsatından yararlanabilmek için SGK'ye başvuru yapması gerektiği belirtiliyor.

Başvurular, SGK'nın belirlediği şartlar ve ödeme planlarına göre değerlendiriliyor ve kabul edilen başvurular için ödeme planları oluşturuluyor.

Bu başvurular, belediyelerin mali açıdan zorlu bir dönemde olduklarını gösteriyor. Ancak, yapılandırma sayesinde, belediye başkanları bu borçları daha kolay bir şekilde ödeme imkânına kavuşacak ve bu durum, belediyelerin hizmetlerinin sürekliliğini sağlayacak.

Sosyal Güvenlik ve Belediyelerin Mali Yapısı

Belediyelerin SGK'ye olan borçları, sadece belediyelerin mali yapısını değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin halkına sunduğu hizmetlerin kalitesini de etkileyebiliyor.

Belediyeler, büyük borç yükleri nedeniyle, genellikle mali açıdan zorlanmakta ve bu durum, belediyelerin yatırım yapma kapasitesini azaltmaktadır.

Ancak, SGK'ye olan borçların yapılandırılması, belediyelere yeni kaynaklar yaratma ve bu kaynakları halkın hizmetine sunma noktasında önemli bir adım olabilir.

Borçların yapılandırılmasıyla birlikte belediyeler, finansal yüklerinden kurtulacak ve daha verimli bir mali yönetim yapabilecekler.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın açıklamaları, belediyeler için önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.

Belediyelerin SGK'ye olan borçlarının yapılandırılması, belediyelerin mali durumunu düzeltmelerine yardımcı olacak ve bu durum, yerel yönetimlerin hizmet kalitesini artırma noktasında önemli bir avantaj sağlayacak.

Yapılandırma süreci, belediyelere daha fazla finansal esneklik tanıyacak ve bu da kamu hizmetlerinin kalitesinin artmasına olanak tanıyacak.

Belediyelerin SGK'ye olan borçlarını yapılandırma süreci, tüm yerel yönetimler için bir fırsat olarak görülüyor.

Bu yapılandırma, hem belediyelerin mali açıdan daha güçlü hale gelmelerini sağlayacak hem de vatandaşlara sunulan hizmetlerin kalitesini arttıracaktır.

Bu sayede, Türkiye'nin yerel yönetimleri, daha güçlü ve sürdürülebilir bir finansal yapıya kavuşmuş olacak.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün tarihçesini ele alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye’de bu özel günün, geçmişte çeşitli siyasi tartışmaların etkisiyle bazen gölgede kalsa da, günümüzde artık güçlü bir demokratik bilinçle, emeğe olan saygı çerçevesinde kutlandığını vurguladı.

Bakan Işıkhan, çalışma barışının ve sosyal adaletin, toplumun teminatı olduğuna dikkat çekerek, çalışma hayatına dair tüm çalışmalarını sosyal diyalog çerçevesinde yürüttüklerini belirtti.

Bakan Işıkhan, açıklamalarına şöyle devam etti

"1 Mayıs’ı yalnızca bir anma ya da protokol günü olarak görmek yerine, emeği, alın terini ve üretimi yücelten bir toplumsal bilinç günü olarak kabul ediyoruz.

Ülkemizdeki tüm emekçilerine teşekkür ediyorum. Memurlardan işçilere, işverenlerden çiftçilere, esnaflara kadar üretime katkı sağlayan herkese minnettarız.

Onların emeği ve alın teri olmasaydı, bugün Türkiye güçlü bir ekonomi olamazdı. Eğer güçlü bir ekonomiye sahipsek, bunun ardında 32 milyonu aşkın istihdam yapısının gücü vardır."

Sendikaların çalışma hayatına yönelik taleplerini de değerlendiren Işıkhan, sendika ve konfederasyonların, çalışma hayatının yapısal sorunları ve kaliteyi artırma konusundaki önerilerinin çok değerli olduğunu ifade etti.

Son yıllarda yapılan reformlarla, sendikaların ücret artışı, özlük haklarının güçlendirilmesi ve sendikal örgütlenmenin kolaylaştırılması gibi taleplerine büyük ölçüde karşılık verdiklerini söyleyen Işıkhan, sendikalı işçi ve memur sayısındaki artışın, emeğe verilen değerin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Bakan Işıkhan, "İstihdamı koruyan, üretimi destekleyen ve çalışanı mağdur etmeyen, ancak ülkenin bütçe gerçekleriyle uyumlu bir dengeyi sağlamak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak en temel sorumluluğumuzdur." dedi.

1 Mayıs’ı yalnızca bir protokol günü olarak kutlamadıklarını ifade eden Işıkhan, bu günü, emeğin, alın terinin ve sosyal adaletin yüksek sesle ifade edildiği bir gün olarak değerlendirdiklerini söyledi ve emekçilerin beklentilerini yerinde tespit etmek amacıyla onlarla bir araya geleceklerini açıkladı.

İşsizlik Oranı Son 25 Yılın En Düşüğünde

Vedat Işıkhan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılı mart ayı işsizlik verilerine dair olumlu bir tablo sunduklarını belirtti.

İşsizlik oranının, bir önceki yıla kıyasla 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesine gerilediğini dile getiren Işıkhan, bu oranla işsizlik oranının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalar sonucunda son 25 yılın en düşük seviyesine indiğini vurguladı.

Bakan Işıkhan, ayrıca yaklaşık 600 bin kamu işçisini ilgilendiren kamu toplu iş sözleşmesi protokolünde de son durumu paylaştı.

Şubat ayında TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ tarafından sunulan ortak teklifler doğrultusunda, şu an TÜHİS tarafından süreç yönetildiğini belirten Işıkhan, toplu iş sözleşmelerinde hassas bir denge gözetilmesi gerektiğini söyledi.

Bakanlık olarak işçi ve işveren sendikaları arasında koordinatörlük görevini üstlendiklerini ifade eden Işıkhan, işçilerin alın terlerinin karşılığını alırken aynı zamanda reel ekonominin dengelerinin de göz önünde bulundurulduğunu belirtti. Bu sürecin kısa süre içinde sonuçlanmasını ve işçilerle masada el sıkışmayı umduklarını dile getirdi.

İŞKUR Gençlik Programı ve Yeni Nesil Çalışma Modelleri

Bakan Işıkhan, İŞKUR’un başlattığı Gençlik Programı'nın, yeni nesil çalışma modellerinin uygulanmaya başlandığı bir proje olduğunu belirtti.

Bu programa 7 milyar 15 milyon lira bütçe ayrıldığını ve şu ana kadar 82 bin öğrencinin bu programdan yararlandığını açıkladı.

Belediyelerin SGK Borçları ve Sosyal Güvenlik Sistemi

Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğine dikkat çeken Bakan Işıkhan, prim tahsilatlarının en önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu söyledi.

Ancak belediyelerin büyük bir kısmının ödemesi gereken primleri zamanında ödemediğini fark ettiklerini belirten Işıkhan, bu durumu Cumhurbaşkanının da gündeme getirdiğini ifade etti.

Çalışmalar sonucunda 149 belediyenin toplam 30 milyar liralık prim borcunu yapılandırmak üzere SGK'ye başvurduğunu söyledi. Şu ana kadar belediyeler tarafından 28,2 milyar liralık bir tahsilat yapıldığını aktardı.

Kayıt Dışı İstihdam ve İdari Cezalar

Bakan Işıkhan, geçen yıl gerçekleştirilen denetimlerde 518 tescilsiz işyeri tespit edildiğini ve 21 bin 634 kayıt dışı çalışanın ortaya çıktığını söyledi. Kayıt dışı sigortalı çalıştıran işverenlere toplamda 2 milyar lira idari para cezası kesilmesini önerdiklerini belirtti.

SMA Hastaları İçin Bütçe Ayarlandı

Bakan Işıkhan, SMA (Spinal Muscular Atrophy) hastalığıyla mücadele eden yaklaşık 1550 hastanın tedavisi için SGK olarak 2,5 milyar lira bütçe planlandığını da açıkladı.

Bu açıklamalar, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün sadece bir kutlama günü olmanın ötesinde, emekçilerin sorunlarına duyarlı bir yaklaşım sergileyen bir gündem haline geldiğini ve Türkiye’nin çalışma hayatına dair önemli bir dönüm noktasına işaret ettiğini göstermektedir.