13 Yaşındaki Kızları Sözde Namus Cinayetine Kurban Gitti
Kağızman'daki bir aile trajedisi, Türkiye'yi sarsıyor: 13 yaşındaki bir kız çocuğu, ailesinin aldığı kararla sözde namus meselesi nedeniyle öldürüldü. Olayın perde arkası ve adalet arayışı detaylarıyla bu makalede.
21 Aralık 2021'de Kars'ın sakin Kağızman ilçesine bağlı Karabağ köyü, beklenmedik ve karanlık bir olayın şahidi oldu. Bu tarih, 13 yaşındaki B.K.'nin trajik ölümü ile Türkiye'nin gündemine oturdu. Yerel saatle sabahın erken saatlerinde, evin sessizliğini kesen bir silah sesiyle başlayan hikaye, ülkenin dört bir yanını sarsacak bir aile dramını gün yüzüne çıkardı.
B.K.'nin ruhsatsız bir tabanca ile kendi başına ateş ettiği ihbarı üzerine olay yerine hızla ulaşan jandarma ve sağlık ekipleri, genç kızın hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından B.K.'nin cenazesi, köy mezarlığında hüzünlü bir törenle toprağa verildi. Ailesi, kızlarının intihar ettiğini öne sürdü. Ancak bu trajedinin ardındaki gerçek, aylar sonra ortaya çıkacaktı.
Yapılan detaylı soruşturmalar ve delillerin yeniden incelenmesi sonucu, B.K.'nin ölümüyle ilgili korkunç bir gerçek gün yüzüne çıktı. Aile bireyleri, başta intihar iddiasında bulunsalar da, sonradan verilen ifadelerde B.K.'nin, ailenin aldığı bir kararla ve sözde namus meselesi bahanesiyle öldürüldüğü ortaya çıktı.
B.K.'nin babası M.K. (65), annesi F.K. (59), ve kardeşleri İ.K. (36), M.K. (18) ile B.K. (16), bu vahim suçlamalarla gözaltına alındı. Aile, ilk ifadelerinde olayı bir intihar olarak göstermeye çalışsa da, gerçeklerin ortaya çıkmasıyla birlikte adalete teslim oldu. Baba M.K. ve ağabey İ.K., mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer aile üyeleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bu olay, Türkiye'de namus adı altında işlenen cinayetlerin acı bir örneği olarak kayıtlara geçti. B.K.'nin ölümü, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddet konularında derin soruları beraberinde getirdi. Toplumun bu trajediden çıkardığı dersler ve adaletin sağlanması için atılan adımlar, ülkenin sosyal adalet arayışında önemli bir kilometre taşı olacak.
Karabağ köyünde yaşanan bu trajedi, aile içi şiddetin ve toplumsal baskıların ne denli yıkıcı olabileceğinin bir göstergesi. B.K.'nin hikayesi, sessiz kalanların sesi olurken, adaletin her koşulda tecelli etmesi gerektiğinin de altını çiziyor. Toplum olarak bu tür trajedilerin önüne geçmek için daha fazla bilinçlenme ve eğitim gerektiği apaçık ortada. B.K.'nin anısına adaletin sağlanması, bu acı hikayenin tek tesellisi olabilir.